Ekin Kaya'nın ağzından...
Ah Hilal ne yaptın bilmiyorum ama bir garip hissediyorum. Aşk değil bu biliyorum ama boşta değilim.
"Deniz nerdesin kardeşim?" Denizin sesi telefonda bir garip geliyordu.
"Eceyle barın yanındaki otele geçiyoruz." Aklıma hızla Denizin eğer Eceyle oynarsa benim Hilalle hiç şansımın kalmayacağı geldi. En azından adını bile koyamadığım bu duygunun ne olduğunu anlamak istiyordum. Hem Ece Denizleyse Hilal kimleydi?
"Deniz bekle beni seninle bir şey konuşmamız lazım." Deniz itiraz etmeye başladı.
"Yarın konuşsak olmaz mı? Hem Ece de üşüdü." Hilal de orda üşüyor ben hala seninle konuşuyorum.
"Bekle beni fazla uzun sürmeyecek zaten." Biraz daha hızlandım ve otelin önünde arabayı hızla durdurdum.
"Abi nerde kaldın ya?" Omuzlarımı silktim.
"Uçmuyorum ya." Deniz çapkınca sırıttı.
"Kız var desem uçarsın ama." Doğru.
"Ben seninle Ece hakkında konuşmak istiyordum." Denizin kaşları başta çatıldı. Sonra aklına bir şey gelmişçesine konuşmaya başladı.
"Bende sana bu konudan bahsedecektim, yakında." Kaşlarımı çattım ama karşılı vermeden devam etmesini bekledim.
"Hilal. Yani şey, Hilalle oynamayı bıraksan?" Oynamak? Hayır Hilalle oynamıyordum. Oynamak istemiyordum.
"Ben-" Deniz hızla sözümü kesti.
"Bu güne kadar takıldığın hiçbir kıza karışmadım Ekin ama Hilali kırarsan Ece de gider. Ben Eceyi kaybetmek istemiyorum. Yani şu an değil. Bir gün gidecek biliyorum ama en azından onunla güzel anılarımız olsun istiyorum. Gidebileceğimiz en son noktayı görmek ve ortak bir kararla ayrılmak." Ya ben. Bende aynı şeyleri istiyordum Hilalle. Sonra bu dediğim şeye kendi kendime güldüm. Ben bunları hak etmiyordum bile. Sonunda canım sıkılır bırakırdım. Olan etrafımdakilere olurdu.
"Haklısın." Deniz gülümsedi.
"Sağol be. E sen en diyecektin?" Yutkundum.
"Ben eee ben." Aklıma takılan diğer bir şeyi söyledim.
"Hilali Ecelere bıraktım ama Ece seninleyse bir otele falan mı bırakayım?" Deniz kaşlarını çattı ve bir süre düşündü.
"Uğraşmayın otelle şimdi. Kıza dokunmayacağına söz vereceksen senin eve götür orda yatsın en azından bu gece Eceyle aramızda bir engel olsun istemiyorum." Kafamı olumlu anlamda salladım. Hilale engel muamelesi yapması sinirlerimi bozmuştu. Arabaya geri yürüyecekken Denizin tekrar konuşmasıyla duraksadım.
"İyimisin sen?"
"Evet sadece evimde yatacak bir kıza dokunamamak üzdü."Ya da sevemeyecek olmak. Alayla gülümsedi.
"Seni çapkın seni." Bende zorla gülümseyip arabaya bindim. Evet Ekin Kaya. Bu hikayedeki baş karakter sen değilsin. Bırakta masallarını güzel yaşasınlar.
Demek o dalyarağın adı Eceymiş. Kızında günahını aldım doğrusu. Kahveyi yaparken kafamdan odama girmemesi için planlar yapıyordum. Başka bir gün onu eve getirip odamı göstermek istiyordum. Böyle şeyler yapmayı fazla sevmesem de kendi odasından bahsedip bahsetmeyeceğini merak ediyordum. Şimdiyse her tarafı Ece kaplı odama girmesi tam bir facia olurdu.
"Daha rahat bir şeylerin var mı?" Var ama sana yok.
"Prensip olarak evime gelen kızlara giyecek bir şey vermiyorum." Hem odama girmesin diye söylemiştim hem de gerçekten prensip gereği kimseye kıyafet vermiyordum.
İçeri geçmiş fotoğraflarıma bakarken Hades içeri girdi. Diğer kızlar gibi korkudan bağırmasını beklerken Hadesle bakışıp onu resmen mıncıklamaya başlayınca şaşkınlıkla kalakaldım. Korkmasa bile korkuyor gibi davranıp bana sarılması gerekirdi. Yani kızların hepsinin taktiği bu değil miydi? Köpek buldun kork kucak buldun koş?
"Ben sana giyecek bir şeyler getireyim." Odama girdikten sonra gözüm direk olarak yatağa kaydı. Yalan yok burayı ona gösterdikten sonra aklımda edepsiz hayaller vardı. Şu ansa sadece şu yatağa onunla birlikte uzanıp o şirin yüzünü göğsüme gömmesini istiyordum. Belki de öyle sabaha kadar uyumak.
Tişörtlerin arasından ona en çok yakışacağını düşündüğümü seçmeye çalışırken kapıdan gelen sesle hızla oraya döndüm. Sakın. Bunların hepsi bir rüya olsun çünkü sen burayı görürsen ben senin kalbini kırmadan bu işi bitiremem Hilal. En azından ilerleyen zamanlar için sakladığım şansımı da yitirmek istemiyordum. Ama olan olmuştu Hilal odama şaşkınlık ve mutlulukla bakıyordu. Bir anlığına düşündüm. Sadece bir anlığına Denizle konuşmamış olsaydım. Sonrasında ne olurdu. Birlikte uyur muyduk? Sanırım benim uykum geldi. Her hayalimin içinde bir yerlerde uyku var çünkü.
"Ekin burası." Burası... Burası senin için Hilal. Gördüğünde her şeyi mahvettiğin bir yer.
"Hilal sana gelebileceğini söylediğimi hatırlamıyorum." Sertçe yutkunduğunu gördüm. Neden bu kadar meraklı olmak zorundaydı ki? Neden içerde sakince oturamıyordu? Ya da kalan son saatlerimizin tadını çıkarmama izin vermiyordu?
"Hilal bunu seninle şimdi konuşmayacaktım ama madem konusu açıldı. Bir etrafına bak." Belki de kalbini kırmazdım. Belki de mutlu olabilirdik. Denize anlatsam anlayışla karşılardı. Sonuç olarak bende birisini sevebilirdim.
"Aynı senin odan gibi değil mi?"
"Hilal bu sana romantik geliyor ama bu saplantı." Hayır ben birisini sevemezdim. Demin dediğimde doğruydu bu saplantı haline getirmekten başka bir şey değildi.
"Ben hiçbir kızın fotoğrafını odama asmam Hilal seninkiniyse yaptığın saçmalığı görmen için astım." Biraz ağır konuşmuştum. Gözlerinin dolmuş olduğunu görünce çok garip bir şey hissetim. Derinlerde bir sızlama. Can yakan ama öldürmeyen bir sızlama.
"Hilal hayal dünyasında yaşama. Biz asla senin hayal ettiğin ya da gördüğün gibi olamayız. Sen bunları istiyorsun. Bense her şeyin kısa vadede bitmesinden yanayım. İkimizin de iyiliği için.". Ben kendi iyiliğimi ve Denizin ilişikisinin geleceğini düşünüyordum. O bana gözlerinden akamayan göz yaşlarıyla baktıkça benim içimdeki sızı daha da büyüyordu. Yanlış bir şey yapıyordum evet ama bunun benim canımı fiziksel olarak yakmasını aklım almıyordu.
"Ekin." Yutkunmaya çalıştım. Yapma Hilal.
"Lütfen hayatımdan kısa vadede siktir git!" Çenem kasıldı. Neden böyle bir şey yapmıştım ki ben neden yani? Şimdi de canını yakmıştım. Ne fark etmişti. Hem benim de canım yanıyordu. Deniz haksızdı. Haklı olsaydı canımın yanmaması gerekirdi. Oynuyor olsaydım içim sızlamazdı.
"Amacımda aynen bu." Ama diğer bir yönden hayatından gitmem onun için en iyisi olabilirdi. Bağlanmadan, içimdeki bu sızı büyümeden gitmesi herkes için en iyisi olurdu.
O odadan hızla çıkarken dudaklarımdan istemsizce bir fısıldama döküldü.
"Gitme."
Aklımdaki her şey karışmıştı.İyi mi yoksa kötü mü yaptım bilmiyordum. Sadece kendi içimde zıt düşüncelerle boğuşmaktan ortak bir fikire çıkamıyordum ki.
Derin bir nefes almaya çalıştım. Bir aydır tanıdığım bir kız için bunları hissedemezdim. Abartıyordum. Sadece suçluluk duyduğum için abartıyordum. Hem gerçekten sevseydim gitmesine izin vermezdim. Veremezdim.
Özür dilerim gençler bok gibi bir bölüm yazdım ama efkarlı çocuğumuzun neşeli ve dalgaya almayan birisi olduğunu zaten biliyorduk. Ekinin tarafından da görmeniz her şeyi daha net anlamanızı sağlamıştır umarım. Sizce Ekin doğru olanı mı yaptı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sınıf Tam Mı?
HumorMizah#1 04/03/18 "Tamız hocam." Buğra arka sıradan anırdığında kafamı hızla hırkamdan kaldırdım. "Aaaaa ilk okul günü hatta ilk saati uyunmaz ama." Bartu geçen seneki gibi arkamda oturmuştu. "Sus sıçarım." "Hocam ödev vardı." Gamzenin sesiyle he...