Yıldızlar

29.8K 1.9K 468
                                    

"İşte sonra ben okula girdim ama böyle nasıl desem kalbim kulaklarımda atıyordu." Ece gülümsedi.

"Ekine güveniyorum. Eğer unutucam derse unutur  gibime geliyor." Gülümsemem genişledi ve kendimi yatağa Ecenin yanına attım. Ecede bana sarıldığında ona sımsıkı sarıldım.

"Sen Denizle ne yapacaksın." Omuzlarını silkti.

"Bilmiyorum kuzuş. Biraz ondan uzak durmam gerekmiş gibi hissediyorum sonuç olarak aramızdaki şey çok hızlı ve saçma sapan bir şekilde gelişti hem benim şu aralar daha önemli işleri var." Kaşlarımı çattım.

"Neymiş o?" Derin bir nefes alarak doğruldu.

"Hani geçen sene Melisin konuştuğu bir çocuk vardı hatırlıyor musun?" Kafamı olumlu anlamda salladım.

"Rüzgar Tekin miydi Tekir mi?" 

"Tekin. Rüzgar Tekin." Kafamı olumlu anlamda salladım.

"Eeee ne olmuş ona? Hapise mi girmişti o?" Sorumla birlikte kafasını olumlu anlamda salladı.

"Evet. Yani bu yaz bir süreliğine hapishaneye girmiş şimdi de çıkmış. Okula gitmiş bugün Meliste görünce beni aradı. Görmezden gel dedim ama dediklerine göre çocuk çok değişmiş. Kas falan yapmış diyorlar yani." Ofladım.

"Bende diyorum ki bu çocuk Ekinle de arkadaş. Ekinden bir şeyler öğrensen." Kaşlarımı çattım.

"Ne gibi?" Yatakta bağdaş kurdu.

"Şöyle ki bu çocuk döndüğüne göre Melis peşini bırakmaz bizde hakkında bilgi toplasakta neyle karşı karşıya kaldığımızı görsek?" Kafamı olumlu anlamda salladım ama aklıma bir konu takıldı.

"E ben Ekinle bu ara konuşmuyorum ama." 

"Yani en kısa sürede konuşursan iyi olur zaten pazartesi günü çocukta Meliste okulda olacak." Kafamı olumlu anlamda sallarken Ecenin telefonu çalmaya başladı.

"Kim arıyor?" Dudağını ısırdı.

"Deniz." Kaşlarımı çatıp doğruldum.

"Aç." Tepkimi bekliyormuşçasına telefonu açtıktan sonra yavaşça kulağına yaklaştırmak yerine hoparlöre aldı.

"Alo?" Ece ürkekçe konuşmuştu.

"Ece seninle konuşmam gerek." Ece bana baktığında kafamı olumsuz anlamda salladım. Buluşma der gibi de dudaklarımı oynattım. Kafasını tamam derken olumlu anlamda salladı.

"Tamam buluşalım." Şaşkınlıkla ağzım açıldı.

"Evime gelebilir misin?" 

"Yuh." Sesizce bir yuh çektiğimde Ece hoparlörü eliyle kapatarak fısıldadı.

"Ne diyim?" Bende fısıldadım.

"Sakın kabul etme seni hafif sanar."

"Ece?" Denizin sesiyle Ece hızla elini çekti ve konuştu.

"Tamam ben birazdan çıkıyorum." 

"Oha ama!" Ece telefonu kapattığında sesizce durdum.

"Ben şimdi gitsem kızar mısın?" Ciddiyetimi bozmadan kolumu kaldırdım ve kapıyı işaret ettim.

"Siktir git." Gülümsedi.

"Teşekkürler." Yanağımdan öptükten sonra kapıdan hızla çıkınca gülümsedim. Dedikleri birbirini tutmasada seviyordu işte. Hem bu işin sonunda mutlu olmasını hepimiz istiyorduk.

Pazar günüm ödevler ve dizilerle geçmişti. End of the fucking world dizisini bitirmiştim. (Güzel dizi ama yaşınız küçükse izlemenizi önermem.) Kendi kafamda bende evden kaçma planları kurarken annemin yemeğe çağırmasıyla salona giderek sofraya oturdum.

Sınıf Tam Mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin