"Sevgilin yok mu senin. Al işte bir tane!" Çocuğa resmen zorla gül satmaya çalışıyordum ama Ekinin sanırsam barışmak için beyaz aldığı güller beyazlığından dolayı satılmıyordu be!"Varda neden gül alayım yani?" Omuzlarımı silktim.
"İşte mutlu etmiş olursun kızı?" Çocuk beni mantıklı bulduğu için olsa gerek cebinden çıkardığı beş lirayı bana uzattı ve ona geri uzattığım bir dal beyaz gülü alarak yürümeye başladı. Parayı çeneme sürdüm ve kazandığım otuz liranın yanına atarak otuzbeş liramla birlikte kantinde oturmaya devam ettim.
"Hilal Aydın." Gelen sesi çok iyi tanıyordum. Zaten okul içerisinde bana soyadımla seslenen tek bir kişi vardı. Cihan Hoca! Adnana basılmış Bihter edasıyla yavaşça arkamı döndüm ve şirince Cihan Hocacığıma gülümsedim ama bana o kadar ciddi bakıyordu ki sanırım altıma sıçtım.
"Okulda ticaret ha?" Hemen kendimi savunmaya çalıştım.
"Ha? Yok hocam ne ticareti ben dağıtıyordum gülleri." Cihan Hoca kaşlarını çattı.
"Demin çocuktan aldığın beş lira ne peki?" Sanki çok normalmiş gibi omuz silktim ve endişemi saklayarak bulduğum yalanı dillendirdim.
"Borcu vardı hocam bana!"Cihan Hoca inanmadığını belli etmek istercesine bana gülümsedi.
"Çıkışta odama gel." Şıçtık!
"Hocam kuzenim intihar etti de hastaneye onunla ilgilenmeye gitmem gerekiyor ya benim." Hoca şaşkın bir şekilde bana baktı.
"Başka mazeret bulamadın mı Hilal?" Oturduğum yerden ayaklandım.
"Hocam sattığım güllerin parası üstüne yemin ederimki hastanede, deli kuzenim benim. Zır deli. Sorun anneme o da söyler yani!" Hoca inanmadığı belli bir şekilde konuştuktan sonra yanımdan uzaklaştı.
"İyi arıyorum anneni ama eğer yalan söylüyorsan bu hafta bütün okul çıkışlarında benimlesin bunu bilmiş ol!" Sende beni ne kadar çok yanında istiyorsun demedim. Diyemedim zaten desem ağzıma sıçardı.
"Lan Hilal kedi gibisin yemin ediyorum. Şeytan tüyü mü ne var sende. Her seferinde dört ayağının üstüne düştüğün yetmedi şimdi de Cihan Reisten kurtuldun." Serdarın geldiğini gördüğümde gülümsedim ve uzun adımlar atarak boynuna atladım. Hiç şaşırmadan bana geri sarıldı ve ayrıldığımızda gülümsedi.
"Birileri beni çok mu özlemiş?" Bende gülümsemeye devam ettim ama Ekin bu tarafa bakmayı kesince ciddileştim ve konuştum.
"Hayır Ekin buraya bakıyordu." Kıkırdadı.
"Senin gibi deli bu dünyaya zor gelir valla." Omuzlarımı silktim ve havalı bir şekilde karşılık verdim.
"Biliyorum kuzu. Biliyorum." Ekinin tekrar bizim tarafa bakmaya hatta yaklaşmaya başlayınca bende Serdara yaklaştım ve sarıldım.
"Oyunumu bozarsan çükünü kopartırım." Serdar acı bir ses çıkardı.
"Şimdiden canım yandı ya!" Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım ve Ekin bu tarafa tüm siniriyle yürürken Serdarın da bana geri sarımasını bekledim. Ekin tam karşımızda durunca Serdar yavaşça masaya yaslandı ve kollarını bana sardı. Koala gibi çocuk yenimle.
"Naber Aslanım?" Ekin sinirli gözlerini Serdardan çekip bana dikti.
"Bana sadece tek bir sorunun cevabını ver!" Serdarın kollarımın altında kasıldığını hissettim.
"Düzgün konuş!" Serdarın tepkisiyle Ekinin bakışları benden Serdar kaydı.
"Düzgün olmayan bir şey söylemedim zaten."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sınıf Tam Mı?
HumorMizah#1 04/03/18 "Tamız hocam." Buğra arka sıradan anırdığında kafamı hızla hırkamdan kaldırdım. "Aaaaa ilk okul günü hatta ilk saati uyunmaz ama." Bartu geçen seneki gibi arkamda oturmuştu. "Sus sıçarım." "Hocam ödev vardı." Gamzenin sesiyle he...