Sınıf Tam Mı?

Ben Sevgilisi...

Bölüm sonunda en uzun ve anlamlı yorumu yapana bir hediyem olacak...

"Teşekkür ederim Ekin, beni bırakmadın ve özür dilerim." Ekin beni daha sıkı sardığında gelen boğaz temizleme sesiyle geriledim ve bize yaklaşan Evren hocayla birlikte Ekinden biraz daha uzaklaştım.

"Hocam." Ekin başıyla selam verdiğinde Evren hoca da ona aynı şekilde karşılık verdi. Ellerini cebine sokarak derin bir nefes aldı.

"Çocuklar sizden bir şey söylemem gerek." Kaşlarımı çattığımda Ekininde benim gibi kaşlarını çattığını gördüm.

"Buyurun hocam?" Evren hoca derin bir nefes alarak arkasını kontrol etti. 

"Naz." Söylediği şeyle gözlerimi devirdim.

"Sizi yani Hilalle kızları şikayet etmekle ilgili bir şey söyledi." Kaşlarım çatılırken bizi neye dayanarak şikayet edeceğini düşündüm.

"Disiplin kuruluyla alakalı bir şeyler söylediğinde olayın ciddi olduğunu anladım. Aslında bunu yapmam gerek ama başınıza bir şey gelmesini istemiyorum." Gülümseyerek konuşmaya çalıştım fakat heyecandan bir şey söyleyemedim.

"Çok çok sağolun hocam. Şey... ben ne diyeceğimi bilemedim şu an." Ne kadarda iyi biriydi böyle. 

"Sorun değil." Ekine döndü.

"Hilale sahip çık kıza bir şey yapmasın." Ekin kafasını olumlu anlamda salladıktan sonra bana dönerek sırıttığında arkadan Orhan abi bağırdı.

"Uşağum gelsene da şuraya." Evren hoca gülümsedi.

"Geliyorum Orhan abi." Sonrasındaysa bize dönerek son sözlerini söyledi.

"Dikkat edin." Ekine baktı.

"Sana güveniyorum." Ardından bekledim ne zamanki Orhan abinin yanına varıp çay içmek için mutfağa girdi o zaman koşmaya başladım.

"Kız ben seni parçalamaz mıyım?" Hızla koşuyorken Ekin bağırdı.

"Hilal dur." O da peşimden koşmaya başladığında biraz daha hızlandım.

"Disiplin kurulunu sana tek tek yedireceğim." Tam yolu yarılamıştım ki belime dolanan ellerle birlikte havaya kalktım. 

"Ekin bırakmazsan vururum." Ben konuştuğumuz yere geri taşırken soğuk kanlılıkla konuşmuştum. Avını bekleyen aslan gibiydim şu an. Bıraksa koşacağım ama çok sıkı tutuyor insafsız.

"Vur ama o kızın yanına gitme." Omuzlarımı silktim.

"Banane gidicem." Ekin ani bir hareketle kolunu yukarı kaldırdı ve ben hala havadayken tek kolunu dizlerimin altına geçirerek yatay bir konuma geçmemi sağladı.

"Gidemezsin Hilal."

"O zaman vururum." 

"Vur." 

"Ah." Vurdum. Bir dakika ya ben cidden Ekine yumruk attım.

"Oha, cidden vurdun." Canının acısıyla beni yere bıraktığında şaşkınlıkla konuştum.

"Valla vurdum." Ekin gözlerini bana çevirdiğinde tekrar koştum. Hem Ekinden kaçmak hemde o bacaksız sıçanı yakalamak için. Fakat her zamanki gibi benden daha hızlıydı. Keşke öğürtken amca çıkıp ne öğrüyonuz deseydi de daha hızlı koşabilseydim.

"Hilal." Beni tutup kolumdan çevirdiğinde hızımı alamadım ve ona çarparak yere düştüm. O da benim üstüme düşmek yerine yanıma dizlerinin üstüne düştü.

"Ne zor kızsın sen ya?" Kafamı çimenlere koyarak soluklandığımda o da benim gibi yanıma uzandı. 

"Gökyüzünde ne çok yıldız var." Dediğim şeyle sırıttığını gördüm.