Elbisemi yana doğru çekiştirirken bir yandanda dantelli ucuna çamur değmesin diye havada tutmayaya çalışıyordum. Nerde kaldın be Serdar!"Hilal ya birisi mi doğurdu niye geldik şimdi buraya, bu halde, bunlarla?" Ben sağdan beklerken soldan çıktık piç. Sinirle Serdar malına döndüm.
"Lan Serdar kaç saatir seni bekliyorum nerdesin sen?" Ağzı şaşkınlıkla açılırken konuştu.
"Hilal bana düğün davulcusu bul dedin. Bu saate! Bir de üstüne düğüne gider gibi bir şeyler giy dedin bu saate! Hilal ya beni bu saate! Kaldırdın. Ben sen gittikten sonra uyumuştum ne güzel." Omuzlarımı silktim ve tam içeri girecekken duraksadım.
"Serdar sana al dediğim en önemli şeyi aldın mı?" Bütün ciddiyetimle ona bakarken başta ne olduğunu anlamadı ama anladığında takım elbisesinin cebinden bir tüp çıkararak bana uzattı. Mavi sim. Mükemmel! Narçiçeği elbisemle tam uyuyordu.
"Hilal ben hiçbir şey anlamadım ama hadi hayırlısı." Sözlerine karşı kısık bir sesle cevap verdim ve hastanenin içine yürümeye başladım.
"Hayırlısı hayırlısı sen hiç merak etme!" Bunları dedikten sonra mavi simi elime ordanda topuz yaptığım saçıma bocaladım.
Odanın içine daldığım anda karşımda bir adet, Ekin Kaya bir adet anne, bir adet Çetin ve bir adette dayı, a dur bitmemiş; bir adet yenge bir adette hemşire vardı. Hepsi bana uzaydan gelmişim gibi bakarken bir anda arkamı döndüm ve havalı olduğunu düşündüğüm bir şekilde davulcuya seslendim.
"Abi patlat bir şarkı bea." Adam ritimi tutturmuşken bende kendimce figürlerimle dans ederek ona eşlik ediyordum.
"Erik dalı gervrektir, erik dalı gevrektir amanın elin kızı gevşektir amanın." Şarkıyı yarım yamalaka mırıldanırken annem koltuktan kalkamayacak kadar şok olmuş bana bakıyordu.
"Kızım delirdin mi?" Ellerimi birbirine çararken etrafımda dönüyordum. Dönerken annenmin önünde durdum ve davul sesini bastırmak istercesine bağırdım.
"Delirtiniz annecim. Delirttiniz." Kapıda şaşkınca bakan Serdara gelmesi için işret verdim ama anlamayınca yanına koştum.
"Gelsene be." Elini mavi simle dolu ellerimle kavradım ve yanıma doğru çektim. Dansıma bir yandan devam ederken Elçin korku dolu aslında odadaki herkes korku dolu gözlerle bana bakıyordu.
"Kızım dursana!" Annem şok olmuş haliyle bağırdığında Serdarında dans etmeye başlamış olmasıyla gülümsedim ve bende bağırdım.
"Aman be anne kuzenim her gün intahar etmiyor ya!" Annem zorla ayağa kalkarak davulcuyu dışarı çıkarana kadar oynamaya devam ettim. Sonrasında sesizleşen odada Ekinin tam gözlerinin içine baktım.
"Kızım sen delirdin mi?" Kafamı olumlu anlamda salladım.
"Aaaa annem ya ne delirmesi. Ben sadece amacıma ulaştığım için çok mutluyum. Biliyorsunki Elçinin intahar etmesi bu hayattaki tek amacım o yüzden çok mutluyum." Annem benim dediklerimden sonra dayıma döndü.
"Ay kardeşim görüyor musun kızın aklı çıkmış kuzenine bir şey olacak diye. Psikolojik olarak yıprandı tabii." Annem olayları çok yanlış anladı ama işime gelen bir açıklama yaptığı için lafını kesmedim.
"Ekincim Hilal kuzenine çok düşkündür. Hatta bir keresinde Elçin aile yadigarı bir vazoyu kırmıştı, bizim safoz kızda kendi üstüne almıştı suçu. Sırf Elçine kızmayalım diye." Yüzüm düşmüştü. Ben onun için bunları yaparken Elçinin Ekine benim hakkımda böyle yalanlar anlatması çok kötüydü. Yani kötü hissetiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sınıf Tam Mı?
HumorMizah#1 04/03/18 "Tamız hocam." Buğra arka sıradan anırdığında kafamı hızla hırkamdan kaldırdım. "Aaaaa ilk okul günü hatta ilk saati uyunmaz ama." Bartu geçen seneki gibi arkamda oturmuştu. "Sus sıçarım." "Hocam ödev vardı." Gamzenin sesiyle he...