"Bu kalıcağın anlamına mı geliyor?" Gülümseyerek sorduğu şeyle aklım başıma geldi. Ne demiştim ben ya!
"Hayır." Hızla onu itekleyerek mutfaktan çıktım. Önüme gelen saçlarımı geriye atıp bileğimdeki tokayla bağlarken arkamda konuştu.
"Lütfen gitme." Saçımla işim bitince ona doğru döndüm.
"Hilal sen hiç kankanla aynı evde kalmadın mı?" Omuzlarımı silktim. Kalmıştım. Kalmıştım ama onunla kalamazdım.
"Ekin bu gece burda kalırsam iddayı kazanmış olursun." Kafasını olumsuz anlamda sallarken bana yaklaştı.
"Hayır Hilal. İddada zaten tüm zamanını benimle geçirmen vardı. O şekilde dayanıp dayanamayacağın üzerine iddaya girdik." Ofladım.
"Ekin zorlamayalım." Aramızdaki mesafeyi kapatarak dibime kadar girdi.
"Yalnız kalmak istemiyorum."
"Zaten yalnız yaşıyorsun." Omuzlarını silkerek bana bakmayı sürdürdü.
"Evet ama bu yalnız kalmak istemediğimi değiştirmez. Sen gidince boş boş oturmak istemiyorum. İzin ver iddayı doğru düzgün yürütelim." Karşı gelmem gerekiyordu ki ben kazanayım. Burda kalırsam birkaç saat sonra bu azgınlığımla sikmişim iddasını diye Ekinin üstüne atlayabilirdim. Bu da ona daha alışmadan soğumam anlamına gelirdi ki böyle bir şey olmasını istemiyordum.
"Ekin." Ne diyeceğimi bilmiyordum ama.
"Hilal." Karşılıklı bakışırken yutkundum. Bir şey söylemeliydim. Kalmayı deli gibi istiyordum hem. Daha önce de Buğraların evinde kalmıştım. Gerçi o zaman yanımda Ece ve Meliste vardı ama. Acaba kızların burda kalmasına izin verir mi? Ay saçmalamaya başladım ben iyice.
"Ekin kaybetmem için yapıyorsun." Gülümsedi.
"Sence her an benim yanımda durmanı sağlayan bir iddayı bu kadar çabuk kaybetmene izin verirmiyim?" İşte! Anlamıştım zaten. Bilerek yapıyordu. İstediği anda iddayı kazanabileceğin biliyordu işte. Ama dediği şey o kadar hoşuma gitti ki altından çıkardığım anlamı umursamadım.
"Kalırım ama bir şartla." Kaşlarını kaldırıp gülümsedi.
"Neymiş o şart bakalım?"
"Ayrı yerlerde yatacağız." Bir süre düşündükten sonra kafasını olumlu anlamda salladı.
"Anlaştık." Elini uzattığında vakit kaybetmeden elini sıktım.
"Anlaştık." Gülümsediğimde beni kolunun altına aldı ve birlikte salona doğru yürümeye başladık. Sıcak mı bastı ne?
"Ekin ya ben gerçekten çok acıktım." İkimizde geniş koltuğa yayılarak oturmuştuk ve çekiştirmediğimiz kişi kalmamıştı. Hakkında da çok fazla şey öğreniştim. Mesela aşırı dozda çikolata yiyemiyordu ya da dedesinin onun için ne anlam ifade ettiğini çok iyi anlamıştım. Dedesi kanseri yenmişti ve sağlık durumu şu an iyiydi. Sadece bunları söylemiş olsada söylerken çektiği zorluk düşüncelerimi kanıtlar nitelikteydi.
"Kalk bir şeyler yemeye gidelim." Kaşlarımı çattım.
"Evde yesek?" Kafasını olumlu anlamda salladı.
"Ne yemek istersin sipariş verelim." Kaşlarımı daha çok çattım.
"Ne siparişi ya kalk biz hazırlayalım." Ayağa kalktığımda aniden olduğu için gözlerim karardı ve anlık bir zonklamayla koltuğa geri oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sınıf Tam Mı?
ComédieMizah#1 04/03/18 "Tamız hocam." Buğra arka sıradan anırdığında kafamı hızla hırkamdan kaldırdım. "Aaaaa ilk okul günü hatta ilk saati uyunmaz ama." Bartu geçen seneki gibi arkamda oturmuştu. "Sus sıçarım." "Hocam ödev vardı." Gamzenin sesiyle he...