Ta Daaaaa

29K 2K 132
                                    

Not: Bundan önce paylaştığım bölüm ilerden bir kesit bu bölümden değil. Sizi seviyorum iyi okumalar...


"Nerde kaldın ya!" Donmak üzereyken gelen Ekine kızarmış burnumla söylenmeye başladım.

"Sakin ol kanka ya trafik vardı. Malum iş çıkış saati." O da doğruydu. Arabaya atladım ve söylenmeme devam ettim.
"Bu arabanın kliması olmadığını biliyorum ama ısıtıcısı da vardır heralde diye düşünüyorum. Olmadı sen iki şarkı aç ben utançtan ısınırım zaten." Ay! Ben en son ne dedim öyle ya.
"Hilal böyle farkında olmadan bir şey söylüyorsun. Sonra olmamış gibi davranıp unutmamı bekliyorsun." Üzerimdeki montu çekiştiriken konuştum. "Yapıyorum öyle bir şey evet ama sor bir neden yapıyorum?" Arabayı durdurup bana döndü.
"Neden?" Güzel soru. Bende nedenini bilmiyorum. O zaamaaan ne yapıyoruz. Konuyu değiştiriyoruz.
"Ekin benim beynim dondu ya ben ne dediğimi biliyormuyum?"  Bıkkınlıkla gülümsedi.
"Hilal arkada kazağım var onu geçir üstüne." Kafasıyla arkayı işaret ettiğinde bende dönüp arka koltuğa baktım.
"Bu neden burda?" Ekin gözünü yoldan ayırmadan cevapladı.
"Çünkü benim arabam." Ofladım.
"Onu biliyoruzda arkada mı soyundun?" Gülümsediğinde dahada ciddileştim.
"Arabada öyle şeyler yapmıyorum Hilal korkma." Ama Serdarın anlattığına göre araba yapmıştı. Yani Serdar anlatmıştı.
"Ama Serda-" Ekin hızla sözümü kesti. 
"Arabada kızı Serdar sikti ben değil. Yanlış anlatmış sana." İçim rahatlarken konuştum.
"Bende sandım ki-" Ekin tekrar sözümü kesti.
"Sen sanma Hilal. Bir şeyide sanam!" Diyerek benim taklidimi yapınca sinirle koluna vurdum. Gülümsemesi devam ederken acıyan elimi diğer elimin arasına aldım.
"Ekin yavrum. Protein tozunu damardan mı alıyorsun kuzum?" Acıyla konuştuğumda gülümsemesi daha da genişledi.
"Bu kasları protein tozu sayesinde yapmadım." Kaşlarımı çattım.
"Eminim öyledir." Yüzü düşerken direksiyonu daha sıkı kavradı.
"Dedem hastayken onu hergün evde yukarı aşağı kucağımda taşırdım. O zaman şekillenmeye başladı vücudum. Gerisi basketle falan geldi. Kullanmama gerek yok yani." Sertçe yutkundum. Dedesini kucağında mı taşıyordu. Ona her ne kadar sarılmak istemde kanka olma kuralını unutmamam gerekiyordu. Ama onu başka bir iylik yapabilirdim.
"Evine gidince film izleyelim mi?" Omuzlarını silkti.
"Bana uyar." Aklıma gelen şeyle omuzlarım düştü.
"Film izlemek çok sevgili işi gibi. Işıkarı kapat, loş ortam, mısır, bataniye falan. Biz en iyisi kankalığın temelinden başlayalım." Kaşlarını merakla çatıp bir anlığına bana döndü.
"Neymiş o?" Haince sırıttım ve konuştum.
"İlerde bir markette durda çekirdek alalım çünkü seninle büyük gıybet yapıcaz."

Marketten çekirdekleri almıştık ve eve geldiğimizde Ekin aldıkarımızı koymak için mutafağa geçince bende hadesi sevmeye başladım.
"Oy sen ne kadar tatlı bir şeysin böyle. Ben seni yerim. Yerim. Yerim." Kafasına bir öpücük kondurduktan sonra mutfağın girişine dayanmış bizi izliyen Ekine baktım.
"Acaba ne zaman benide böyel seveceksin." Ay sıcak bastı. Sıcak. Bozuntuya vermeden ayağa kalktım ve yanına koştum.
"Senide seviyorum be kanka ama bana kıyafet verirsen daha çok severim." Piçimsi bir gülümsemeyle konuştu.
"Beni daha çok sevmen için her şeyi yaparım." Sözlerine gözlerimi devirdim ve arkasından kolidorda onu takip etmeye başladım. Odası yerine tuvalete girip dolaplardan birisini açtı ve içinden çıkardığı kız pijamalarını bana uzattı.
"Hala prensiplerim var diyorsun?"

Sınıf Tam Mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin