Aile Toplantısı

28.8K 2.1K 329
                                    

Ya çocuğa resmen kaybedicem biliyorum dedim amk! Çok yakın durduğumuz için biraz geriledim ve kendimi koltuğa resmen yapıştırdım.

"Kabul etmen güzel." Yüzümü buruşturdum ve taklidini yaptım.

"Kobol otmon gozol." Ekin gülümserken konuştu.

"Yapma öyle ya çirkin oluyorsun." Büyük bir şaşkınlıkla ona döndüm.

"Sen bana çirkin mi diyorsun?" Gülerken kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Hayır ya ne alakası var sadece öyle yapınca çirkin oluyorsun demek istedim." Kafamı inanmıyormuşçasına salladım.

"Tabii ya o kadar kız görüp geçirmişsin elbette daha güzellerini gördün." Ofladığında çaktırmadan güldüm.

"Hilal ben gerçekten bu muhabbetten çok sıkıldım. Herkes sanki her akşam evime farklı kız götürüyormuşum gibi davranıyor." Umursamaz bir tavırla konuştum.

"Yalan mı götürmüyormusun?" 

"Her akşam değil." Ağzım şaşkınlıkla açılırken gözlerini yoldan çekip bir anlığına bana baktıktan sonra tekrar yola odaklandı.

"Ne yani! Benimde ihtiyaçlarım var." Koltukta hafifçe ona doğru dönerek konuştum.

"O ihtiyaçlarını kendinde karşılayabilirsin." 

"Ben basketçiyim kızım. Elimin yorulmaması lazım." Şaşkınlık kat sayılarım artarken derin bir nefes aldım.

"Peki benden sonra hiç biriyle oldu mu yani şey yaptın mı?" Direksiyonu sıkıca kavradı.

"Bu konuyu seninle konuşmayacağım."  

"Tabikide oldun ya ben hangi akılla soruyorsam!" 

"Öf Hilal trip atom bu konuda bana. Sanki sen başka erkeklere bakmadın." Sinirle konuştum.

"Bakmadım tabii."  Yalan.

"Yalan söyleme." Ofladım.

"Üf tamam ucundan bakmış olabilirim ama ucundan yani." Gülümsediğinde bende sinirden güldüm. Etrafımıza bakınca evime vardığımızı anladım ve ayak ucuma bıraktığım çantayı alarak omzuma taktım. 

"Sağol kanka." O daha ne dediğimi anlamadan arabadan indim ve apartmana girdim.

"Ha kızım bizde seni bekliyorduk." Evden içeri girdiğim anda annem beni kapıda karşılamıştı.

"Neden beni bekliyordunuz ki?" Annem beni kolumdan tutarak içeri sürükledi ve salona soktu.

"Aile toplantısı yapıyoruz." Karşımda yemek masasında oturan bir adet Çetin, Çetinin oğlu, Elçin ve Çetinin diğer oğlu oturuyordu.

"Geç otur şöyle." Annem Elçinin yanını işaret ettiğinde yüzümü buruşturmamak içi kendimi çok zor tuttum ve zorla da olsa oturdum.

"Evet dinliyorum." Annem heyecanla konuşmaya başladı.

"Şimdi biz sizin rahatınızı bozmak istemiyoruz heleki senin geçen toplantıdaki sizin hayatlarınızı birleştirmeniz benim için bir şey değiştirmiyor lafından sonra. Bizde düşündük  taşındık ve bir karar aldık. Çetinin kızı sen ve Elçin bu evde yaşamaya devam edeceksiniz bizde iki üst kattaki daireyi kiralıycaz." Siz ona biz rahat rahat sevişmek istiyoruz kırkımızdan sonra azdık desenize. 

"Yemekleri falanda üst katta birlikte yeriz zaten. Ben durmadan aşağı inerim. Böylece sıkıntı olmaz ha siz ne dersiniz?" Benim için gayet güzel olurdu ama aklıma takılan soruyla onlara döndüm.

"Çetin Amcanın kızı olduğunu bilmiyordum." Çetin bana bakarak konuşmayı devraldı.

"İkinci evliliğimden olan bir kızım annesiyle birlikte yaşıyor. Senden iki yaş küçük iyi anlaşırsınız bence." Kafamı sanki çok önemsiyormuş gibi iki yana salladım. Ben o kızın yaşından bir yaş küçükken babamı kaybetmiştim. Şimdiyse karşımda cici babamla oturuyor olmak babama bir bakıma ihanet gibi geliyordu. 

"Zaten oğullarım artık üniversitedeler onalrla işimiz yok. Siz tanışmışmıydınız daha önce." Kafamı olumsuz anlamda salladım. Aslında küçük olan Batuhanla tanışmıştım ama diğerini bilmiyordum.

"Ben Eren." Elini uzatan çocuğun sırayla ellini sıktık. Elçin! ve ben.

"Biz Hilalle zaten tanışıyoruz hastaneden." Batuhan hemofili hastasıydı. Onun sayesinde hemofilinin hafif orta ve şiddetli dereceleri olduğunu öğrenmiştim. Batuhan orta derecedeydi. Çetin hastalığın şu anki tedavi yöntemlerinin riskli ve yıpratıcı olduğunu savunduğu için çocuğa sanki porselenmiş gibi davranıyorlardı. Tabii Batuhanda ne yapacağının eğitimini almıştı ama sıkça hastaneye gittiğini biliyordum.

"Evet hastanede tanışmıştık." Elçinle el sıkıştıktan sonra annem düğün hakkında bir şeyler anlatmaya koyuldu.

"Ve sizden son bir isteğimiz var. Çocuklar bana anne demenizi istiyorum ve Hilal sende Çetine baba diyeceksin." Sinirle soludum.

"Anne ne gerek var böyle şeylere ya. Anne baba senin doğumunda katkısı olan kişidir ya da büyümende yanında olan kişi. Ne Çetin ben büyürken yanımdaydı ne de sen onların. Bir aile olmak için birbirimizi bu kadar yormayalım. Bu içten gelen bir şey." Annem uyarıcı bir ses tonuyla konuştu.

"Hilal senden rica ediyorum!" Omuzlarımı silktim. 

"Bende kibarca redd ediyorum." Annem yüksek bir ses tonuyla beni uyardı.

"Hilal!" Bende geri karşılık verdim.

"Anne!" Annem daha yüksek bir tonda konuştu.

"Bana karşılık verme sakın!" Sesimi alçaltım napalım kadın güzel bağırıyor. Tırstım yani.

"Sende beni zorlama o zaman." Batuhanın sesini duyduğumda ona doğru döndüm.

"Hilal uzatmayalım ama bak biz bir şey demiyoruz." Dişlerimin arasından resmen tısladım.

"Çünkü sen ölmüş annenin yerine başkasını koymak için zorlanmıyorsun." Bu sözüm masadaki herkesi susturmuştu. Annem bile tek kelime etmemişti. Ev beni basmaya başladığı için yere bıraktığım çantamı aldım ve apartmandan çıktım. Bende böyleydim işte kalıp savaşmazdım. Vazgeçerdim. Her ne kadar bu özelliğimden nefret etsemde bu da benim bir parçamdı. Vazgeçmek, ama inanınki tek idolümün gözlerimin önünde hayattan vazgeçmesi bu huyumda çok etkili oldu.

"Ece nerdesin?" Eceyi aramıştım. Bu akşam evde kalmak istemiyordum. Zaten annemde Ece ya da Melislerde kalıcam dediğimde bir şey demezdi. Geçen sene bu seneye nazaranla evden çıkmıyordum. Hatta üst üste iki hafta Ecelerde kaldığım olmuştu. En sonunda annem evin yolunu unuttum diye Ecelere gelip beni evden zorla çıkarmıştı.

"Melisle birlikte okuldayız kuzuş. Antreman saat yedide bitiyor bugün." Ofladım ve konuştum.

"Tamam ben sizi tutmayayım." Ecenin ısrarlarıyla olanları ayak üstü anlatıp telefonu kapattım. Aklıma gelen fikirle başka bir numaraya bastım.

"Alo Ekin?" Karşı taraftan sakin bir ses geldi.

"Efendim Hilal?" Sesimin eğlenceli çıkmasına özen göstererek konuştum.

"Hani ben senin yanından ayrılmayacaktım?" Karşı taraftan hafif bir gülme sesi geldi.

"Ayrılmasaydın. Arabadan inen sendin hatırlatayım." 

"Evime bırakanda sendin." Ciddi bir ses tonuyla konuştu.

"Ne demeye çalıştığını anlamadım ben ama." Yüzümde fark etmediğim bir gülümseme oluştu. Bu çocuk cidden maldı.

"Bende beni ne zaman alacağını anlamadım. Çabuk olursan sevinirim beklemeyi sevmiyorumda." 


Gençleer bu ara bölüm gibi bir şey oldu sizi fazla bekletmek istemediğim için.



Sınıf Tam Mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin