Başlamadan önce size bir sorum var. Ekinin ilaç kullanmasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
"Hilal ne oldu anlat bakalım bana." Ekin beni zorla arabaya bindirip eve getirmişti. Şimdiyse kahve yapmıştı ve ben salak gibi salonda şoklardaydım. Gizli numaranında Kamile'ninde Kaanında amk.
"Hilal birtanem ne olduğunu anlat böyle susma." Aramızda oluşamayan iletişim benimde sinirimi bozarken ağzımdan söylemek istemediğim bir şey kaçırdım.
"Gerçekten birtane miyim senin için?" Sorduğum anda pişman olmuştum zaten cevabınıda biliyordum. Ekinin yüzü yavaşça düştü ardından gözleri yüzümü incelemeye başladı. Tüm yüzümün bembeyaz olduğunu ve burnumla gözlerimin kızarmış olduğunun farkındaydım. Ağlayınca şirin değil de masum duran insanlardandım.
"Ekin ben öy-" Ekin hızla ayağa kalktı ve beni bileğimden tutarak ayağa kaldırdı. Kalbim korkudan yerinden çıkacakmış gibi atarken Ekin beni sürükleyerek odasına soktu.
"Ekin özür dilerim." Her şey üst üste geldiği için dayanmaya gücüm kalmamıştı. Ekinse odasındaki çerçevelerden birine yöneldi ve içinden Çiğdemle olan fotoğrafını çıkradı. Bense odanın kapısına yapışıp onu izlemeye devam ettim.
"Ekin ne yapıyorsun?" Yalvarırcasına sorduğum soruya karşılık beni umursamadan duvarındaki ve komidinin üstündeki bütün çerçevelerden Çiğdemle olan fotoğraflarını çıkarıyordu. İşi tamamen bittikten sonraysa bana döndü ve tekrar kolumdan tutarak beni balkona çıkardı.
"Ekin." Artık bir şey söyleyecek bir gücüm kalmadığı için sustum ve izledim. Elindeki fotoğrafları balkondan aşağı attığında o anın şokuyla demirlere yapışarak aşağı düşüşlerini izledim.
"Özür dilerim." Bunu benim söylememiş olmam ayrı bir ironi diye düşünürken beni tekrar kolumdan tutarak odaya soktu. Artık cevap vermeyeceğini bildiğim için ne yaptığını izlemeye koyuldum. Telefonu aynanın karşısına koyduktan sonra eline küçük bir kumanda alarak yanıma geldi. Telefonun tam karşısında son derece şaşkın bir şekilde bakıyordum.
"Ekin ne yapıyoruz şu anda?" Ekin omuzlarını silkti ve arkamda belime sarılarak konuştu.
"Kameraya bak ve gülümse." Ne dediğini anlayamadan telefonun fotoğraf çekme sesi geldi.
"Dur ama ben poz vermemiştim." Sitemle ona döndüğümde gülümsediğini gördüm.
"Ver o zaman." Kafamı olumlu anlamda salladım ve kameraya dönerek gülümsedim. Fotoğraf çekme sesinden sonra Ekinin dudaklarını yanağımda hissettiğim anda gözlerimi kapattım ve tekrar aynı sesi duyduğumda gözlerimi açtım.
"Neden çekiyoruz bu fotoğrafları?" Beni kendine döndürdüğünde kollarımı beline sardım.
"Birazdan anlarsın." Sesimi çıkarmadan kafamı boynuna gömdüm ve tekrar fotoğraf sesini duydum.
"Tamamdır şimdi son bir şey kaldı." Kenarda duran yazıcının fişini taktı. Ardından telefonundan bir şeyler yapıp kağıt yerine fotoğraf kağıtları koydu. Sonrasında bana dönerek yanıma yaklaştı.
"Bir tek sen varsın Hilal. İster inan ister inanma ama sen varsın birtek." Derin bir nefes aldıktan sonra aklıma Kamile geldi. Sonra gizli numaradaki salak kişi. Yüzüm tekrar asılırken Ekine sarıldım ve fısıldadım.
"Ekin kafam çok karışık." Kollarını etrafıma sardıktan sonra başımın üstüne küçük bir öpücük kondurup konuştu.
"Ne konuda?" Omuzlarımı silktim.
"Birçok konuda." Ben sözümü bitirdikten sonra aramızdaki sesizliği yazıcıdan gelen ses bozdu. Kağıtların hepsi çıkmıştı. Kendimi biraz ileriye sürükleyerek yatağa attım ve Ekini izlemeye başladım. Yazıcıdan aldığı fotoğrafları çerçevelere yerleştiriyor ve gülümseyerek yerlerine koyuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sınıf Tam Mı?
HumorMizah#1 04/03/18 "Tamız hocam." Buğra arka sıradan anırdığında kafamı hızla hırkamdan kaldırdım. "Aaaaa ilk okul günü hatta ilk saati uyunmaz ama." Bartu geçen seneki gibi arkamda oturmuştu. "Sus sıçarım." "Hocam ödev vardı." Gamzenin sesiyle he...