Serdarla birlikte yarım saattir yolun sonunu ya da telefonun çektiği yeri bulmaya çalışıyorduk fakat hiçbir şekilde bir yere çıkamıyorduk.
"Dizilerde falan kızlar sevdiği çocukla kaybolur ben seninle kayboluyorum Serdar. Adalet mi bu?" Önden ilerlerken yavaşça durdum ve geriden beni takip eden Serdara baktım.
"Serdar?" Dili damağı kurumuş gibi derin nefesler alıyordu. Tek eliyle sağındaki ağaca yaslanmıştı.
"Kız öldüm ben. Benden söylemesi biz burada fazla yaşayamayız. En fazla üç bilemedin beş saatlik ömrümüz kaldı." Kaşlarımı çatarak Serdara doğru gittim oysa hala söylenmeye devam ediyordu.
"Resmen köprüden geçip karanlık tarafa geldik."
"Abartma Serdar bizi aramaya başlamışlardır zaten." Serdarda beni onaylayan bakışlarıyla biraz daha yürüdüğümüzde tekrar durdu.
"Bence fazla ilelemeden burda duralım. Nasıl olsa bizi aramaya gelecekler." Onu onaylasamda bizi gerçekten aramaya gelecekler miydi? Tabiiki evet fakat bizim burada olduğumuzu nereden bileceklerdi?
"Serdar?" Serdar kendini yere atarak bir ağaca yaslandı.
"Hı?" Bende kendimi onun yanına attıktan sonra derin bir nefes aldım.
"Temiz Hava beni çarptı bir de uykusuzluktan başım dönüyor." Bir anda Serdar deli gibi kahkaha atmaya başladı.
"Benimde." Tepkisiyle bende kahkaha atmaya başladığımda resmen dakikalarca esrar içmiş gibi güldük. Artık nefes alamadığımdan domuz gibi güldüğümde Serdarda garip sesler çıkarmaya başladı. Sonrasında ağlak sesini duydum.
"Burda ölücez." Bende kahkahalarımın arasında korkudan akan göz yaşlarımla ani bir şekilde ruh halimi değiştirerek konuştum.
"Biliyorum." Serdarla bu seferde on dakikaya yakın ağladığımızda Serdar bir anda duraksadı.
"Eğer öleceksek sana bir şey itiraf etmem gerekiyor." Kaşlarımı çatarak göz yaşlarımı sildim.
"Bana mı aşıksın?" Serdar kafasını olumsuz anlamda salladı ve derin bir nefes aldı.
"Hilal ben çok kötü bir şey yaptım." Eyvah bu sefer kesin bir kızı hamile bıraktı.
"Başlarda pişman olmam diyordum ama şu an pişmanım. Hemde köpek gibi." Kaşlarım sanki mümkünmüş gibi daha çok çatılırken devam etmesi için merakla konuştum.
"Ne yaptın?" Serdar yüzüme pişman bir ifadeyle bakarken konuştu.
"Aslında bunu sana söylemeyi defalarca kez düşündüm. Şu gizli numara olayları var ya." Kafamı olumlu anlamda salladığımda kafasını kaşıdı.
"Baranla ben öncedende tanışıyordum." Yutkudum. Hayır ya. Serdar da onlardan biri olamazdı. Yapmazdı...
"Baran bana bir planı olduğunu ve bu şekilde de Ekinden intikam alabileceğimi söyledi." Hızla ondan uzaklaştığımda ellerini iki yana salladı.
"Hayır Hilal ben sana hiç mesaj atmadım ben sadece Ekine attım." Kafamı iki yana salladım. Olamazdı değil mi? Bunlar şu an susuzluktan gördüğüm bir şey olsun lütfen.
"Peki bana kim attı?" Serdar omuzlarını silkti.
"Bilmiyorum yani Baran ikinize birden atıyordu ben Ekine başka birisi daha var bilmediğim o da sana. O kişi de beni bilmiyor ama ben gerçekten çok pişmanım Hilal." Serdarın nasıl böyle bir şey yapabildiğini aklım almıyordu. Benden nasıl saklayabilirdi. Ona şu an deli gibi kızgın ve kırgın olsamda bende ondan Kamile olayını saklıyordum. Ödeştik demek istesemde içimde bir yerlerde güven denen şeyin bağları kopuyordu ve durduramıyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/123820269-288-k326005.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sınıf Tam Mı?
HumorMizah#1 04/03/18 "Tamız hocam." Buğra arka sıradan anırdığında kafamı hızla hırkamdan kaldırdım. "Aaaaa ilk okul günü hatta ilk saati uyunmaz ama." Bartu geçen seneki gibi arkamda oturmuştu. "Sus sıçarım." "Hocam ödev vardı." Gamzenin sesiyle he...