Gökyüzü İmparatoru

Bölüm 31: Göksel İmha (1)

Doğu klan lideri ve Vahşi kurt klan lideri planlarının kusursuz olduğunu sanıyordu. Ama hesaba katamadıkları büyük bir kusurları vardı. O da Mustafa' nın sahip olduğu üstün hızdı.

~ VUUUUU ~

Gökyüzüne yükselen Mustafa tüm güçü jet motoruna aktardı. Hızı Mach 5 ulaşınca tüm Ruh şehri boyunca bir uğultu sesi yayıldı.

{Not : Bilmeyenler için bir Mach hızı 340 metre/saniyedir }

~ BOOOMMMM ~

İnsanlar daha sesin kaynağına bakmak için dışarı çıkmadan gökyüzünü ve yeryüzünü sallayan büyük bir patlama gerçekleşti.

Mustafa Mach 5 hızında gökyüzünden yeryüzüne bir meteor gibi düşmüştü.

Mustafa' nın inişinden sonra bir kaç kilometre boyunca şok dalgası yayıldı. Vadide kamp yapmakta olan on binlerce kişilik ordu daha ne olduğunu anlamdan bir kaos durumuna girdi.

Mustafa' nın iniş yaptığı yerden gökyüzüne doğru büyük bir mantar bulutu yükseldi. Mantar bulutunun devasa büyüklüğü patlamanın ne kadar yoğun olduğunu gösteriyordu.

Patlama sonrası 100 metre çapındaki alan çökmüş ve kilometrelerce uzanan devasa örümcek ağı şeklinde yarıklar oluşmuştu.

Dışarı çıkan insanlar gökyüzünde parlak bir çizgi ve Ruh şehri dışında devasa mantar bulutunu görünce kalpleri korku ile titredi.

İnsanlar hemen surlara çıkıp patlama noktasına bakmaya başladı. Tüm insanları hem korku hemde merak duygusu sarmıştı.

Mantar bulutu dağıldıktan sonra Mustafa giydiği ateş kırmızısı ve parlak gümüş renginde ki zırh ile tıpkı yeryüzüne inmiş bir Savaş Tanrısı gibi duruyordu.

Daha önceki patlama ile kalpleri korku içinde titreyen on binlerce kişilik ordu Mustafa' yı görünce daha çok korkmaya başladı. Bazıları korkudan titriyor bayılmak üzereydi.

~ Whoosh Whoosh ~

Doğu klan lideri ve Vahşi kurt klan lideri oturdukları kamp çadırından hemen dışarı fırladılar.

Dışarı çıktıklarında zırh ile kaplı Mustafa' yı görünce yüzleri düşmeye başladı. Planlarına göre Mustafa' nın gelmesine halen bir kaç saat vardı.

"DENİZ' İM NERDE LAN !!!"

Mustafa' nın öfkeli sesi insanların kulaklarında gök gürültüsü gibi duyuldu. Bazı insanlar bu sesi duyduktan sonra korkup bayıldı. Bazıları korku içinde titriyor ve ne yapacaklarını bilmiyordu.

Bu gün hayatlarının en kolay görevini almışlardı. On binlerce kişilik ordu ile tek bir kişiye karşı savaşacaklardı. Ama o kişinin Savaş Tanrısı gibi olduğunu gördüklerinde ne kadar yanıldıklarını anladılar.

" Mustafa... "  kampın en lüks çadırında Deniz elleri ve kolları bağlı bir şekilde yatağa bağlanmıştı. Mustafa gelmeden bir saat önce uyanmış bu süre boyunca iğrenç sözlü tacizlere sürekli maruz kalmıştı.

Gözlerinden akan inci tanesi göz yaşları yaşadığı korkuyu tarif etmeye yetiyordu.

" Hımm.. Sonunda gele bildi demek. "

Daha önce iki klan liderinin korktuğu genç Mustafa' nın gelişinden hiç korkmamış gibi alaycı bir ses tonu ile konuştu.

" Biraz bekle tatlım dışarda küçük bir böceği ezdikten sonra seninle güzel bir akşam geçireceğiz. "

Deniz' e bakıp dudağını yaladıktan sonra genç adam çadırdan dışarı çıktı.

Daha önce Mustafa' nın gelişi ile umut ile dolan Deniz genç adamın sözleri üzerine endişe ve korku duymaya başladı.

Çünkü adam Mustafa' nın gelişinden en ufak bir endişe dahi hissetmemiş ve halen gelen kişiyi bir böcek olarak görüyordu.

" Yasmin Deniz' i bula bildin mi ? "

[  Saat 3 yönünde 1 kilometre ilerde bulunan çadırda. ]

~ Whoosh ~

Mustafa Yasmin den gerekli bilgi aldıktan sonra yüksek hızda ileri fırladı.

" Nereye gittiğini sanıyorsun "

Doğu klan lideri Doğan kılıcı ile eğik çizgi enerjisi ardı ardına gönderdi.

" Seninle uğraşacak zamanım yok "

Mustafa gelen saldırılara hiç aldırmadı ve yoluna devam etti.

Bu durum Doğan' ın yüzünün düşmesine neden oldu. Onun gücü herkes tarafından bilinen bir şeydi. Kendisi 2. Seviye Demir Beden Bölgesinde bulunuyor.

Saldırısını hiç bir şey olmamış gibi direk almak kimse buna cesaret edemezdi.

" Ölümünü arıyorsun "  Doğan Mustafa' nın saldırısını hiçbir şey olmamış gibi direk karşılamasına karşı aşırı öfkelenmişti.

Daha önce oğlunu yaradığı için Mustafa' dan nefret ediyordu. Ama şimdi kendisini küçümsediği için nefret etmeye başlamıştı.

Ruh Şehri boyunca ondan korkmayan iki kişi vardı onlarda Vahşi kurt klan lideri ve Mücevher Salonu idi.

" SANA ZAMANIM YOK DEDİM "

Mustafa öfkeli bir sesle bağırdı. Yumruğunu sıktı ve güçlü bir yumruk atışı hava attı. Bu yumruk Doğan' ın tüm gücü ile attığı eğik çizgilerin hepsini yok etmeye yetti.

" Ne duruyorsunuz saldırın "  Doğan Mustafa' nın tek yumruk ile yaptığı saldırı görünce tek başına daha fazla devam edemeyeceğini anladı ve adamlarına saldırı emri verdi.

" DemirKurt ne duruyorsun yardım et "

Doğan hiç bir şey yapmadan izleyen Vahşi Kurt Klan lideri Demirkurt' a seslendi.

" Bana emir vermeye kalkma " DemirtKurt 3. Seviye Demir Bedene sahip olduğu için Doğan' ı kendinden aşağı görüyordu. Bu yüzden kendisi ile bu şekilde konuşmasına kızmıştı.

Mustafa daha fazla ilermeden binlerce kişilik et duvarı ile karşılaştı. Bu kişiler iki klan' ın elit kişileriydi.

Daha önce Mustafa' nın gelişinden korksalar da klan liderlerinin sözleri üzerine kendilerini hemen toparlayıp savaşa hazır duruma geldiler.

" Hepiniz ölümü arıyorsunuz. "
" Yasmin çift lazer silahı modu. "

Nano robotlar hızlı bir şekilde birleşerek çift lazer silahını oluşturdu.

" Hepiniz bugün burda öleceksiniz. "

~ Bang Bang Bang Bang..... ~

Mustafa ardı ardına hiç durmadan lazer silahı ile ateş etmeye başladı. Her atış sonrası insanlar acı içinde bağırıyordu. Bazıları bağırma fırsatı bile olmadan direk ölüyordu.

" Seni p*ç " Demirkurt'  ilk başta sonuna kadar saldırmayı planlamamıştı. Ama bir kaç saniyede kendi klan üyelerinin tavuk keser gibi kolay bir şekilde öldürüldüğünü görünce öfke ile harekete geçti.

~ Dong ~

DemirKurt kılıcı Mustafa' ya temas edince iki metalin çarpışma sesi çıktı.
Demirkurt elindeki silahın keskinliğine çok güveniyordu.

Çünkü sahip olduğu silah 2. Kademe bir silahtı. Silahlar üzerine belli bir  rün yazılarak keskinliği ve dayanıklılığı arttırıla biliniyordu.

Bu silahı ala bilmek için çok uğraşmış ve büyük bedeller ödemişti. Ruh şehrinde 1. Kademe silah dahi bulmak zor iken kendisi 2. Kademe silahı ala bilmişti.

Bir silahın üzerine rün yazmak o kadar kolay bir şey değildi. Kişinin o rünü yazması için zihin enerjisine sahip olması gerekiyordu.