Gökyüzü İmparatoru

Bölüm 107 : Ruh Kulesi (2)

Mustafa arkasından yapılan konuşmadan habersiz Ruh Kulesi' nin içine girdi.

İçeri girdiğinde o da herkes gibi ruhuna baskı yapan güçlü bir baskı hissetti.

Bu baskıya kısa birkaç saniye sonra hemen adapte oldu ve hiçbirşey olmamış gibi etrafına bakındı.

Birkaç günlük süreçte birkaç konu hakkında düşünecek biraz vakti olmuştu. Yeni silahını ve kendisini daha güçlü yapacak koz kartları için Yasmin ile büyük bir beyin fırtınası yaptılar.

Bu sürede zamanın nasıl geçtiğini hissetmedi, kızların sabah çağrısı olmasaydı bugün Ruh Kulesi' ne bile gelmeyi unutacaktı.

Kızlar gittikten sonra hızlıca bir duş aldı ve Ruh Kulesi' ne geldi.

***

Mustafa etrafına biraz baktıktan sonra Merve, Işıl ve Elif' i hemen görmüştü.

İnsanlar içinde zaten bu üçlüyü görmemek imkansızdı. Güzellikleri nedeniyle bu üçlü bir araya geldiğinde uzaydan bile rahatça görülebilirdi.

Mustafa üçlüye baktı ve derin bir meditasyon halinde olduklarını gördü ve rahatsız etmemek için onlara seslenmeden yoluna devam etti.

Ruh Kulesi' nin ilk katında duran insanlar, Mustafa' nın rahat bir şekilde yürüdüğünü görünce gözlerine inanamadı.

Burada ki en düşük ekim gücüne sahip kişi en rahat bir şekilde hiç zorlanmadan yürüyordu. Sanki ruhuna baskı yapan bir mekanda değilde güzel bir bahçedeymiş gibi bir havası vardı.

Mustafa insanların bakışlarına aldırmadı ve yoluna devam edip ikinci kata çıktı.

" Hey... Daha yeni geçen kişiyi tanıyor musun ? "

" Yok... İlk kez görüyorum. "

" Bana sanki biraz tanıdık geldi. "

Bir hafta önce Mustafa' nın girmiş olduğu simya testinde olan bir kişi Mustafa' yı hatırlayacak gibi oldu ama giydiği elbiseler farklı olduğu çıkartamadı.

Mustafa ikinci kata girdiğinde ruhuna baskı yapan gücün on kat arttığını hissetti. İlk kattaki gibi bedeni meditasyona gerek duymadan hızlıca duruma adapte olmuştu.

Aşağıda İkbal' i göremediği için gözleri bu sefer İkbal' i aramıştı. İkbal' i göremesede tanıdık başka birini bulmuştu.

" Bakıyorumda son bir haftada kendine çok iyi bakmışsın. "

Mustafa kendisinden onlarca metre ötede duran Cafer' i hemen fark etmişti.

Bir hafta önce kaçtığı için hesabı yarıda kalmıştı. Bugün faize geri ödeme günüydü.

" S.. sen... "

Cafer meditasyon durumundan çıkıp Mustafa' yı görünce büyük bir şok ve şaşkınlık yaşadı.

O gün yaşanan olayları halen hatırlıyordu. Bu yüzden Mustafa' nın kendisine iyi bir niyetle gelmediğini hemen anladı.

" Yoksa beni unuttun mu ? Dur sana yardımcı olayım. "

~ Bom ~

~ Çat ~

Mustafa, Cafer' in başını tuttuğu gibi hemen yanındaki duvara vurdu.

Cafer 2. Seviye Gümüş Beden aşamasında olsada Mustafa' ya karşı hiçbir şansı yoktu. Sert bir şekilde duvara çarpan başı kırılmış ve kanlar akmaya başlamıştı.

Meditasyona dalan insanlar bu hareket ile hemen uyandılar ve gördükleri manzara karşısında şaşkınlıklarını gizleyemediler.

Aslında Mustafa, Cafer' e bu kadar çok yüklenip dövmek istemiyordu. Ama Elif' ten test sırasında yaşananları işitince artık Cafer' in kurtuluşu yoktu.

Yanında ki bir kıza karşı yapılan ahlaksızca bir teklifi öylece oturup sineye çekemezdi. Bu benliğine ve karakterine çok aykırı bir durumdu.

Sonu ne olursa olsun, bugün burda Cafer' e hayatı boyunca unutamayacağı bir aşağılanma ve ders verecekti.

" Ahhhhhh.... Seni piç !!! "

" Demek halen hatırlamadın, halbuki başa vurmanın hafızayı geri getireceğini söylüyorlardı. Belkide ben yavaş vurmuşumdur. "

" Tamam dur !!! Hatır... "

Cafer daha konuşmasını bitirmeden Mustafa başını tekrar duvara vurmuştu.

~ Bom ~

~ Ha... üzgünüm seni duyamadım. "

" Seni... Hatırladım. Benden ne istiyorsun ? "

" Halen hafızan yerine gelmemiş ! "

~ Bom Bom Bom Bom... ~

Mustafa çıldırmış gibi Cafer' in kafasını sürekli duvara vurmaya başladı. Bunu yaparken yüzünde ki hafif gülümseme sıçrayan kanlar ile birleşince izleyen insanlar için bir kabus gibiydi.

Bugün buraya gelen kimse böyle korkunç bir manzara ile karşılaşacağını tahmin etmiyordu.

Simyagerler Birliği üyesi olan bir kişi bir çöp tarafından korkunç bir şekilde işkence görüyordu.

" Şimdi hatırladın mı !!! "

" Eeeevet. "

Aldığı darbeler yüzünden nerdeyse tanınmaz hale gelen Cafer sonunda Mustafa' nın ne demek istediğini anlamıştı.

" O zaman ne duruyorsun. Defol burdan. "

Mustafa' nın öfkeli sesini duyan Cafer kanayan yaralarını unuttu ve dizleri üzerine çömelip köpek gibi durdu.

" Havhav.... "

Daha sonra bir köpek gibi havlaya havlaya Ruh Kulesini terk etti.

İkinci kattan havlayarak inen Cafer' i görenler ne olduğunu anlayamadı, ama sesi duyup meditasyondan çıkan Merve, Işıl ve Elif neler olduğunu hemen anlamıştı.