Mustafa canavara baktı ve bedeninde güçlü bir savaşma istediği çıktı. Bedenini güçlendirdiğinden beridir bu gücü test etmek istiyordu.
Ama karşısına bir türlü bir fırsat çıkmamıştı. Şimdi karşısına kibirli bir canavar çıkmıştı, bu fırsatı kaçırmak gibi bir niyeti yoktu.
Canavar, Mustafa' ya baktığında biraz şaşırdı. Normalde kendisini gören avları hızlıca kaçmaya başlardı, ama bugünkü avının hiç kaçma niyeti yokmuş gibiydi.
Hatta kendisi ile savaşmak istiyor gibi bir hali vardı.
Mustafa ve canavar arasında kısa süreli bir bakışma oldu. İki tarafında geri adım ama niyeti yoktu. İkisinin gözündende büyük bir savaşma ateşi vardı.
İki tarafta bir birlerine doğru yaydan çıkmış bir ok gibi hızlıca dümdüz ilerledi.
~ Patlama ~
İki taraf bir birlerine ulaştığında güçlü bir patlama ve şok dalgası ortaya çıktı.
Şuan ne Mustafa ne de canavar Qi gücü kullanmıyordu. Bu patlamaya neden olan tek güç iki kişinin sahip olduğu üstün beden gücüydü.
Patlama sonrası iki tarafta biraz geriye doğru itildi, ama dengelerini kazanmaları çok uzun sürmedi.
Mustafa' nın kalbi şuan çok hızlı atmaya başladı, bunun iki nedeni vardı.
Birincisi savaşın verdiği heyecan, ikincisi ve en çok etkileyen şey ise beden gücüydü. Ormanda kaldığı bir aylık süre zarfında beden gücünün olaştığı seviye kendisini çok tatmin etmişti.
Bir aylık işkence sonunda aldığı ödül muazzamdı.
Kırmızı pençe, Mustafa sert bir şekilde baktı. Karşısında duran insanın sadece saf beden gücü ile kendine karşılık vermesi kendisini şaşırtmış olsada daha çok kızdırmıştı.
Kendisi güçlü ve gururlu bir canavardı, zayıf ve çelimsiz bir insanın kendisi ile aynı düzeyde bir beden gücüne sahip olması büyük bir utanç kaynağıydı.
Keskin pençeleri kırmızı bir aura ile parladı ve hemen ileri atladı.
~ Vızıltı ~
~ Tap... Tap.. ~
Kırmızı pençe, adını aldığı özel hareketini kullanmıştı. Mustafa daha ne olduğunu anlamadan göğsünde büyükbir acı hissetti.
Göğsüne baktığında dört tane kırmızı çizgi gördü. Bu kırmızı çizgilerden aşağıya doğru akan kırmızı sıvılar vardı.
Göğsünde ki yara kötü gözüksede hayatını tehdit edecek seviyede değildi. Ormanda bir aylık süre sonrası beden gücü artmıştı.
Artan beden gücü sadece gücünü değil savunmasınıda arttırmıştı. Bir ay önce bu saldırıyı almış olsaydı şuan çoktan ölmüş olurdu.
Mustafa, savaş alanında bir saniye dikkatsiz davranmıştı. Bu hatasının farkına varmıştı.
Kırmızı pençe tek saldırı ile Mustafa' nın işini bitireceğini düşünüyordu. Mustafa' yı halen ayakta görünce gözleri birkez daha parladı ve hemen ikinci saldırı için harekete geçti.
Mustafa birkez yara almıştı ve hatasını fark etmişti, bunu ikinci bir sefer daha yapmaya niyeti yoktu.
~ Vızıltı ~
~ Patlama ~
Kırmızı pençe hareket ettiğinde Mustafa bedenini hafifçe dönderdi. Sağ yumruğunu sıktı ve güçlü bir yumruk attı.
Kırmızı pençe kendi hızına çok güveniyordu. Mustafa' dan asla böyle bir karşılık beklemiyordu. Mustafa' nın yumruğu kendisine ulaştığında yapabileceği hiç birşey yoktu.
Güçlü bir patlama eşliğinde geriye doğru uçtu. Arkasında duran yanan ağaça çarparak durabilmişti.
Ayağa kalktığında başında bir acı hissetti. Mustafa' nın tam güçte attığı yumruk başında küçükte olsa bir yaraya neden olmuştu.
~ Kükreme ~
Kırmızı pençe şuan çok öfkeliydi. Avı kendisini yaralamıştı. Artık tereddüt etmeden tüm gücünü salmaya başladı.
Mustafa, tekrar saldırmak için harakete geçtiğinde çıkan yoğun gücü hissetti ve durdu.
Canavarın halen sakladığı gücü vardı. Dikkatsiz olursa ölüm kaçınılmaz olacaktı.
Mustafa' nın da halen kullanmadığı koz kartları vardı. Özellikle en büyük koz kartlarından biri olan " Yıldırım Ejderhasının Öfke Yumruğu " bu koz kartını normalde bedeni kaldıramıyordu.
Şuan ise durum farklıydı. Bir aylık süre sonrasında bedeni gelişmişti. İçinde bu saldırıyı kullanmak için bir dürtü vardı.
Kırmızı pençeden biraz uzaklaştı ve hemen tekniği aktive etti. Hemen bedeni üzerinde küçük yıldırım yılanları çıktı ve sağ yumruğunda toplandı.
Yumruğunun hareket ettirdiğinde 10 metre büyüklüğünde bir yıldırım ejderhası kırmızı pençe doğru hareket etti.
Kırmızı pençe kendine geldiğinde bir sonraki saldırı için hazırlanmış ve harkete geçmek üzereydi. Harakete geçtiğinde önünde ağzını açmış ve kendisini yutmaya hazır bir ejderha gördü. Kaçmak istiyordu ama artık çok geçti. Daha sonra ne olduğunu anlamadan hislerini kaybetmeye başladı.
Mustafa, kırmızı pençenin durumundan çok hemen kendi bedenine baktı. Hemen yüzünde bir gülümseme oluştu. Saldırı sonrası bedeninde tekrar yaralanmalar oluşmuş olsada bunlar küçük yaralanmalardı.
Bu yaralanmalar hayatını tehdit edecek cinsten değildi. Yani artık bu tekniği kullanabilmesinde hiçbir sakınca yoktu.
...
Kırmızı pençe kükrediği sırada orman içerisinde üç kişilik bir grup vardı.
Bu grup fiziksel olarak insan gibi gözeksede insanlardan farklıydı. Gözleri Anka' nın gözlerine yakın bir kızıllığı vardı. Saçları altın sarısı rengindeydi. Ten renkleri açık kırmızı bir tonu vardı. Ama en önemli özellikleri alın bölgesindeydi.
Alınlarında altın sarısı renginde su damlası vardı. Bu su damlası basit gözüksede biri ona baktığında kalbinde güçlü bir baskı hissediyordu.
" Bu kızıl pençenin sesine benziyor. Bugün güzel bir avımız var. "
Üçlü bir saniye bile durmadan kızıl pençeye doğru yola koyuldu.
Alana ulaştıklarında kanlar içinde ayakta duran Mustafa' yı ve biraz ilerde yerde yatan kızıl pençeyi gördüklerinde şaşırmışlardı.
![](https://img.wattpad.com/cover/105521088-288-k131638.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzü İmparatoru
Fantastik03.06.2018 #fantastik 1 Teknolojinin gelişmesiyle. İnsanlık nano robotlar ile isteği herşeyi yapabilme imkanına kavuştu. Bu çağ doğmuş kahramanımız dokuz yıldırım çarpması sonucu başka bir dünyada tekrar hayat buldu. Gökyüzü uzanan macerasına tanık...