"...beni gördüğü ilk an..."
BU gerçek olamaz.
Bu oluyor olamaz.
Bu mümkün olamaz.
Hayır, hayır, hayır!
Harry'i hissedemiyordum. Bu yüzden onu bulmak benim için çok zordu. Önce hızlıca kulübeye gittim fakat orada kimse yoktu; Zoey bile. Evin önündeki araba da yoktu, Harry Zoey'i alıp gitmiş olmalıydı. Onu burada unutmazdı, o böyle biriydi işte.
Telaşlanmamaya çalışarak havalandım ve otoyolun üzerinden uçarken aşağıdan görünmemek için yüksekliğimi korudum. Harry yoldaysa eğer, beni görüp bir kaza yapmasından korkuyordum. Beni görüyordu, bunu düşünmek bile kafayı yememe sebep olacak kadar korkutuyordu beni.
Küçükken de beni görüyordu evet, ama bu aynı şey değildi. Bunun nasıl mümkün olduğunu bilmiyordum ve bir açıklaması olduğundan da emin değildim. Açıklaması olsa bile aklım alır mıydı hiçbir fikrim yoktu.
Orada, aşağıdaydı.
Küçük siyah, ikinci el arabasında hız sınırının çok çok üstünde ilerliyordu. Zoey yanındaydı ve ikisi de güvendeydi. Şimdilik.
Onu bulmuş olmanın verdiği rahatlamayla takip mesafemi korudum ve aynı zamanda her tarafı kontrol ederek peşlerinden gittim. Andre ortalıkta görünmüyordu, oysa onun hemen beni izleyeceğinden emindim. Zoey buradaydı, onun da burada olması gerekirdi ama o arkada kalmış, beni kollamıştı. Suçuma ortak olmuştu.
Suçuma.
Bundan sonra ne olacağını kestiremiyordum. Her şey kaldığı yerden devam edemezdi. Çok geçmeden bu olay duyulacaktı, belki de çoktan duyulmuştu ve birileri, başka seraphimler Harry'i susturmaya gelecekti. Beni görevimden alacaklardı ve artık onu koruyamayacaktım. Cennete geri çağrılacak ve Gabo'nun vereceği herhangi bir cezaya boyun eğecektim. Belki de kanatlarımı alırlardı.
Alırlar mıydı?
Yaptığım şey o kadar kötü müydü?
Hayır, ben yalnızca görevimi yapıyordum. Bunun insani duygular ya da bağlılıklarla bir alakası yoktu. Ben Harry'nin gardiyanıydım ve onu ne olursa olsun korumak benim tek görevimdi. Saçma bir karışıklık yüzünden, sırf birkaç seraphim gördü diye aklını almalarına izin veremezdim. Onu her türlü zarara karşı korumalıydım. O yanlış bir şey yapmamıştı ve cezayı hak etmiyordu.
Ben, cezayı hak etmiyordum.
Saklanırız.
Nereye?
Kaçacak, saklanacak neresi var?
Sonra o garip düşünce yeniden zihnimin açıklarına yerleşti. Harry beni görebiliyor.
İyi ama neden?
Gerçekten aklını mı kaçırmıştı? Çok nadir de olsa böyle vakalarla karşılaşılıyordu. Zaten aklını kaçıran insanların gözlerindeki perde inceliyor ve meleklerin gölgesini görebiliyorlardı. Fakat yalnızca gölgelerini. Kendilerini gördükleri an bunu bünyeleri kaldıramayıp anında ölürlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heaven in Hiding | Styles
FanfictionBana ilk kez bakıyordu, gözlerime. Varlığımın farkına vardığı bu ilk an ben nefesimi tutmuş beklerken onun ifadesi korkuyla çarpılmıştı. İçimdeki heyecan kanatlarımı titreştiriyordu; bir tüy, ufacık bir tüy ikimizin arasında süzülmeye başladı. Öyle...