℘dead hearts are everywhere

3.9K 455 81
                                    

Telefona bakan Yoongi hala aynı ifadesizliği ile donuk bir şekilde durmaya devam ediyordu. Elimdeki slayt şeklinde hazırlanmış dosyayı ilerlettikçe ne diyeceğimi bilemiyordum. Bu iyi mi kötü mü onu da bilmiyordum. Bir süre sonra aklıma düşen şeyle duraksadım. Yoongi'nin hayat özeti resmen slayt yapılmıştı. Ayrıca bilmediğim ayrıntıları görüyordum. Onun hayatı hakkında konuşmamıştık hiç. Daha doğrusu ben merak ettikçe yutmuştum merakımı. Çünkü anlatmak istemeyeceğini düşünüyorum.

Okulun resmi olmayan  sitesinde- sadece dedikodu için kurulmuş bir saçmalıktı bana kalırsa- yayınlanan bu yapılan şey iyi gibi görünebilirdi ama insanlar okudukları şeylerle ona acıyacaklardı. Zor bir yaşamı vardı ve eminim Yoongi sevilmeyen biri olarak kalmayı acınmaya tercih ederdi.

Jungkook aramaya başlayınca hemen cevaplamıştım.

"Alo?"

"Jimin, ayın öğrencisi Yoongi seçilmiş! Hemen okulun resmi sayfasında yayınlanmış. Ama ilk defa bir birincinin biyografisini gördüm resmi olamayan sayfada. Değişik bir uygulama olmuş sanki."

"Resmi olmayan sitenin yöneticisi kim biliyor musun?" diye sormuştum. Bunu herkes çok güzel bir şey olarak anlayabilirdi ama Yoongi ne seviliyordu ne de biyografiye yazılacak güzel bir hikayesi vardı. Jungkook söylemeden Yoongi boğazını temizleyerek cevap vermişti soruma.

"Jaehyun, yönetici Jaehyun."

Onun ifadesiz suratına bir iki saniye bakıp Kook'u geçiştirerek kapatmıştım. Ona dönerken ne hissettiğini anlamak zor değildi. Jaehyun ile aralarında ne vardı bilmiyorum ama bunu öğrenmenin en doğru zamanıydı.

"Yoongi, sana bir şeyden bahsetmek istiyorum. Geçenlerde Jaehyun elinde ıslanmış bir tomar kağıtla spor salonuna inip bana hesap sordu." Kaşlarını yukarı kaldırıp beni dikkatle dinlerken bu çocuğun lafı geçince gerildiğini fark etmiştim. Yanağının içine dilini bastırarak beni dinlemeye devam etmişti.

"Onun yıllık ödevini batırmışım. Öyle dedi ve beni sürükleyerek küçük bir odaya kapattı."

"Ne? Benim neden haberim yok Jimin! Bir yerine bir şey yaptı mı?"Kafamı iki yana olumsuz anlamda salladım. Gözlerini benden kaçırırken yerinde rahatsızca kıpırdandı ve konuşmamı bekledi.

"O odaya önceden sen de girdin değil mi? Çünkü öyle söyledi...ve ah, şey, oradan seni çıkaracak birinin olmadığı için uzun süre orada kaldığını." Zorla konuştuğumda kafasını eğmiş ayaklarına bakan beyaz tenli çocuk bu haliyle aşırı derecede tatlıydı.

"Yoongi, oraya yazdığın ama sonra üzerini karaladığın şeyleri okudum. Bana Jaehyun ile arandaki şeyi anlatmanın zamanı gelmedi mi? Sonuçta onlarla dövüştük bile." Yarı alaycı bir şekilde konuşurken amacım onu biraz rahatlatmaktı. Suçlu bir çocuk gibi ayaklarını izlerken çenesinden tutup kafasını kaldırmıştım.  Göz göze geldiğimizde kararsızlıkla parıldayan koyu renkteki gözleri ile derin bir nefes almıştım.

Bir süre sessiz kalmıştı ve sanki iç mahkeme yapıyor gibiydi. Mahkemesinin sonucunu bekleyebilirdim. Her zaman bekleyeceğimi de hissediyordum. Müebbet yesem bile bu böyle olacaktı.

"jimin, anlatacağım ama anneannenden izin alabilir misin? Bir günlük bizde kalsan? Anlattıktan sonra sana ihtiyacım olacak. Yalnızlığı kaldıramam sanırım çünkü ilk defa bu konuyu konuşacağım." Gözlerimi büyüterek ona baktım ve kafamı hızla sallayarak anneanneme bir mesaj attım.Açıkçası bu kadar bekledikten sonra bana anlatmaz diyordum. Anında Yoongi'yi cümle içinde geçirdiğim izin mesajımı onaylamıştı. Benden çok ona güveniyordu kadın resmen. 

"İzin alınmıştır. Anneannem benden çok sana güveniyor."

Gülümseyerek bana baktı ve oturduğumuz yataktan kalkıp kapıyı kapatıp kilitledi. Daha sonra saçlarını karıştırarak kapının arkasında kalan büyük valizi alarak içini açtı. Dolabındaki katlanmış giysileri bir bir içine yerleştirmeden önce konuşmaya başlamıştı. Bunu, dikkatini başka bir şeye vererek konuşmasını rahat bir şekilde devam etmek için yapıyordu. 

with spare part | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin