Yağmur, bilgisayarının başında oturmuş, gelen e-maillere bakmaktaydı. Çoğu reklam e-maili ve eski çalışanlara gelen tebrik e-mailleriydi. Bunlarla zaman harcamamak için direkt sil tuşuna basarak hepsini sildi ve asıl kendisini ilgilendiren e-maillere baktı. Kendisini ilgilendiren e-mailler ile işini bitirince, saate baktı. Mesainin bitmesine daha iki saat vardı ve bu iki saate ne yapacağını bilemediği için çantasında kitabını çıkartıp, okumaya başladı.
Ama daha yarım saat bile geçmezken omzuna dokunan bir el ile Yağmur'un okuması yarım kalmıştı. Başını çevirerek, kendisine dokunana baktı. Eun'du ve kesin yine kendisine iş verecekti. Sakince kitabı kapatıp, kucağına koydu ve Eun'a baktı.
"Efendim Eun."
"Biliyorum, sevmeyeceksin ama depoya kadar inip, şu kolileri alman lazım."
"İçlerinde ne var peki?"
"Kağıtlar."
"Kaç kilo?"
"100"
"100 mü? Eun ben o kadar ağır kolileri nasıl taşıyayım? Görmüyor musun beni? O kadar koliyi taşıyacak güç var mı bende?"
"Bilmiyorum Yağmur ama elimden birşey gelmez."
"Bari yardım etsen?"
"Olmaz, patrona evrak işi için yardım edeceğim. Zaten çok birşey değil ki asansörü kullanıp, kolileri dördüncü kata çıkaracaksın."
Yağmur derin bir nefes alarak, tavana baktı. Keşke anne ve babasını dinleyip, kore çevirmenliği yerine makine mühendisliği okusaydı. Ama mühendislikte de bir sürü hesap yapacaktı. Yağmur, hiç vakit kaybetmeden yerinde kalkarak depoya indi ve Eun'un söylediği kolileri aramaya başladı. İki dakika sonrada aradığı kolileri bulmuştu ve şimdi onları sırayla dördüncü kata çıkarmalıydı.
Kolilerden birini kaldırmak için eğildi ama bir saniye sonra kaldırdığı gibi yere indirdi. Koliler söylediğinden daha ağırdı. Derin bir nefes alarak tekrar denedi ama yine koliyi kaldıramamıştı.
" Hadi Yağmur, son kez dene."
Yağmur son kez koliyi kaldırmak için eğilmişti ki, soğuk bir eli elinin üstünde hissetti. Elini hemen çekerek, elinin sahibine baktı. Bu patronun oğluydu. Burada ne işi vardı?
"Galiba yardım lazım? Kaçıncı kata çıkacak?
Yağmur hâlâ şaşkın şaşkın Jung'a bakmaktaydı. Az önce kendisine yardım mı etti? Yoksa bu Jung'a benzeyen biri miydi?
"Kaçıncı kat dedim."
Yağmur, emin olmak için gözlerini açıp, kapadı ve tekrar Jung'a baktı. Evet bu oydu.
"Çevirmen!"
"Dördüncü kat."
"Güzel, hafif olan bir koliyi alıp benimle gel."
" Neden bana durduk yerde yardım ediyor ki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patronumun Vampir Oğlu [Düzenleniyor]
VampireYağmurun başı dertdeydi. Çünkü; patronunun oğlu vampirdi ve o vampir sadece Yağmuru istiyordu. Kapak tasarımı: @writerladyy