23

4.1K 167 19
                                    

Omzuna bir elin dokunmasıyla, derin düşüncelerinden uyuyarak kendine gelmişti Yağmur. Başını hafifçe kendisine dokunan ele doğru çevirdi. Karşında kendisi gibi kısa boylu, küçük yüzlü ve siyah saçlı bir kız duruyordu. Burada yeni olmalıydı ya da buraya nadir gelen bir çalışan. Kıza hafifçe gülümseyerek baktı. Kız da hafifçe Yağmura gülümseyerek karşılık verdi.

"Sen, Yağmur musun?"

"Evet."

"Bay Jung'un odasından en son sen çıktın galiba."

"Evet? Ne oldu ki?"

"Bay Jung, şimdi beni aradı da. Odasından çıkarken bazı eşyalarını unutmuş ve benim getirmemi istiyor. Ama benim şimdi benim önemli bir işim var. Rica etsem benim yerime sen Bay Jung'a eşyalarını götürür müsün?"

"Ya ama benim de..."

"Lütfen, hem çok eşyası yok. Bak! Bu listedeki eşyalarını götüreceksin o kadar lütfen."

"Ama benim de işim var."

"Senin yerine yaparım. Gerçekten. Hem bugün ben burdan geç çıkacağım. Lütfen!"

Yağmur, istemeyerek kıza baktı. Bakışları ve ricası diğerlerine göre daha masum ve içtendi. Ve ses tonunda da samimiyet hissettiği için Yağmur kızın ricası hemen kabul etmişti.

"Ne yapaman gerektiğini anlatayım mı yoksa kağıtlara bakarak anlar mısın?"

"Ben hallederim merak etme."

"Tamam, sağol. Bu arada adın ne?"

"Kim. Kim Eun Hang."

"Tekrar sağol Kim Eun Hang."

"Rica ederim."

Yağmur, elinde listeyle yavaşça Bay Jung'un odasına doğru gitmeye koyuldu ama Bay Jung'un odasına doğru her adımında kendisinde yine o garip hissi hissediyordu. Her adım, Yağmur'un kalbini daha hızlı atmasına neden oluyordu. Her adım, Yağmur'u bu dünyadan koparıyordu.

Yağmur, bu hissten kurtulmak için derin derin nefesler alsa bile işe yaramıyordu. Garip his, onu ele geçirmişti. Artık garip his Yağmur'un bütün vücudunda ve damarlarında geziniyordu. Damarlarında gezinip, Yağmur'un harektlerini etkiliyordu. Yağmur olduğu yerde durup, garip hissi kotrol etmeye çalıştı. Gözlerini kapatıp, derin bir nefes aldı ve gözlerini açtı. Garip his bir enzi olsa da gitmişti. Ama şimdilik gitmişti.

Yağmur, Bay Jung'un odasına önüne geldiğinde durdu ve kalbinin atışlarını kontrol etti. Normaldiler. Yavaşça kapıyı açarak içeri girdi. İçeri Bay Jungsuz garipti. Sanki yeni yapılmış bir oda gibi duruyordu.

Yağmur, köşedeki koltuğa oturarak listeye baktı. Çoğu evrak adıydı, diğerleri ise cüzdan, araba anahtarı, ev anahtarı, kart cüzdanı ve bir ilaç kutusu.

"Ne kadar çok evrakı var ve ne az eşyası var."

Yağmur hiç vakit kaybetmeden listedeki çoğu istenileni bulmuştu. Geriye yalnızca ilaç kutusu kalmıştı. O da herhalde çekmece olur umuduyla, çekmeceleri karıştırmaya başladı ama ilaç kutusu birtürlü bulamadı Yağmur. Daha dikkatli bir biçimde tekrar baktı ama tek bulabildiği birkaç şişe içersinde kırmızı sıvalardı. Acaba ilaç kastettiği bu muydu? Herhalde buydu. O zaman liste Yağmur için tamamdı ve gidebilirdi. Ama önce ortalığı toparlamalıydı.

Yağmur, dikkatle Bay Jung'un odasını toparlamaya başladı. Evraklarını aldığı yere koyuyor, içi kırmızı sıvı ile dolu dolan şişeleri kırmamak için dikkatle buz dolabını koyuyordu. Herşey yolundaydı. Sıra masasındaydı. Yağmur masaya doğru yaklaşıp üzerini düzeltmeye koyuldu. Masa üzerindeki evrakları, mektupları ve kağıtları dikkatle düzenledi ve tam gidecekken, masa üzerindeki bir kağıdı yanlışlıkla yere düşürdüğünü gördü. Hemen yere eğilip, kağıdı alarak baktı. Bu bir fotoğraftı. Bay Jung'a ait bir fotoğraf..

 Bay Jung'a ait bir fotoğraf

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Patronumun Vampir Oğlu [Düzenleniyor]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin