Yağmur, tuvalette sessizce yağarken aynada kendine baktı. Yıpranmış, kızarmış ve ağlamaktan bitap olmuş bir yüz gördü. Bu kendi yüzü olamazdı. Bu yüz başkasının yüzü olmalıydı. Çünkü; kendisi asla bu kadar ağlatmaz ve kendini bu kadar yıpratmazdı Yağmur. Kendisi hep güler yüzlü ve sevimli bir kızdı. Suyu açarak elini ve yüzünü yıkadı. Sonra aynaya bakarak yüzüne küçük bir gülümseme koydu. Küçük ve sahte bir gülümsemeydi ama yine de üzüntüsünü bir enze saklayabilirdi. Son kez aynaya baktı ve derin bir nefes alarak masasına doğru gitti. Tam masasına oturacak iken, arkadan bir elin ona dokunduğu hissetti. Arkası döndü. Bu Jiay'dı. O da Eun gibi Japonya'dan gelmişti ve buranın muhasebesinde çalışıyordu.
Yağmur, yutkunarak kıza baktı. Elinde bir zarf vardı. Büyük ihtimalle ya birisinin doğum günü vardı ya da şu yine gereksiz toplantılardan biri.
"Yağmur, haftaya cuma umarım bir planın yoktur."
"Şuan yok. Niye sordun ki..?"
"Haftaya cuma şu bizim şirketin özel kuruluş toplantısı var ve ona katılmak zorundasın."
"Özel kuruluş toplantısına mı?"
"Evet, şirketimiz kuruluşunun şerefine her yıl özel toplantılar yapıyor. Aslında tam da toplantı değil."
"Peki nedir? Beni biraz bilgilendirir misin?"
"Tabi. Şirketimiz kuruluşu anmak ve biraz daha olsun eğlenmek için bu tür toplantılar her yıl düzenli bir şekilde yapılır. Adı gereği önce küçük bir toplantı olur ve toplantıda şirketimizin kuruluşundan, bu zamana kadar değişimleri konuşulur ve ileride ki gelişmeleri tahmin edilerek, ona göre bazı önlemler alınır. Daha ise bir koktey düzenlenir ve orada şirketimizin diğer anlaşmalı şirketlerle olan geleceği konuşulur. En son ise oraya katılanlar arasında küçük bir parti yapılır."
"Yandım ben. Hayatım boyunca sadece bir kez bir partiye katılmıştım ve koktey nedir onu bile bilmez iken böyle önemli bir toplantıya nasıl katılacağım. Kesin orda rezil olurum."
"Yağmur..?"
"Ahh! Evet, Nerede kalmıştın?"
"İşte kısaca toplantımız bu ve bu toplantıya katılmak zorundasın. Toplantı saat iki buçukta ve yeri ise şu yeni açılan Starlight otelinde olacak. Oteli bulamam diye endişe etmene gerek yok. Otelin adresi, davetiyede yazılı. Sormak istediğin başka bir soru var mı?"
"Var. Toplantıya katılmasam..? Benim yerime başkası katılsa..?"
"Olmaz!"
"Neden?"
"Bay Jung, toplantıya özellikle katılmamı istiyor."
"Bay Jung mu?"
"Evet."
"Hani şu patronun oğlu olan."
"Evet."
"Hani şu soğuk, kaba ve çok bilmiş olan patronun oğlu."
"Evet."
Yağmur şaşkınlığını gizleyemedi ve istemsizce türkçe konuşmaya başladı.
"Benimle dalga mı geçiyor bu herif!!"
"Efendim? Birşey mi dedin Yağmur?"
"Yoo, hayır. Sadece...ben... Bay Jung hâlâ ofiste değil mi?"
"Evet, ofiste yalnız şuan pek...."
Yağmur, Jiay'ın sözünü tamamlamasını beklemeden hızla Bay Jung'un ofisine doğru yol aldı ve kapıya geldiğinde, kapıyı bile çalmadan içeri girdi. Ne olduğunu anlamayan çalışan Bay Jung'a sinirli bir şekilde bakıyordu. Ellerini yumruk yaparak, Bay Jung'a bir adım yaklaştı.
"Pardon da bu yaptığınız nedir?"
"Çevirmen doğru konuş."
"Asıl siz doğru konuşun! Az önce beni azarlayan sizdiniz ve şimdi hiçbir şey olmamış gibi beni özel toplantınıza davet ediyorsunuz ve bunu zorunlu kılıyorsunuz. Pardon da amacınız ne?"
"Çevirmen, çık dışarı. Daha fazla sabrımı zorlama."
"Zorlarsam ne olur? Kovar mısınız? Kovun o hâlde. Siz gibi kaba, soğuk kalpli ve kendini beğenmiş birisine hizmet etmektense kovulurum daha iyi. En azından her gün sizin yüzüne bakarak, hayatımı zehir etmem."
"Ben..."
"Konuşmayın bence. Çünkü kabahatiniz büyük. Az önce yaptığınız hatadan dolayı kalbimi kırdınız. Evet, haklısınız, o hatayı yapmaman lazımdı ama sizin yaptığınız da kötü."
"..."
"Buranın patronun oğlu olabilirsiniz, buranın patronu da olabilirsiniz ve sizin emrinizde çalışan insanlar da olabilir ama siz de kalp yok. Bundan eminim."
Yağmur, son kez Bay Jung'a baktı ve sonra arkasına bile bakmadan kapıyı hızlıca çarparak çıkıp gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patronumun Vampir Oğlu [Düzenleniyor]
VampireYağmurun başı dertdeydi. Çünkü; patronunun oğlu vampirdi ve o vampir sadece Yağmuru istiyordu. Kapak tasarımı: @writerladyy