Yağmur, tam masasına dönecek iken yine büyük hata yapmıştı ve bu hata yüzünden kovulacaktı. Hemen yaptığı bu hatayı düzeltmeliydi. Ama nasıl? Geri dönüp, ani bir sinir krizi geçirdiğini söylese acaba inanır mıydı? Ya da yine yaptığı gibi masasında oturup beklemeli miydi? Yağmur bunları düşünürken, bacakları istemsizce bir ileri bir geri gidiyordu. İki seçim arasında bir seçim yapmalıydı.
Yağmur, yavaş ama sakin adımlarla Bay Jung'un ofisine yürümeye başlamıştı. Haklı da olsa, yaptığı hiç hoş birşey değildi ve özür dilemesi gerekiyordu. Zaten başka çaresi de yoktu. Olmazdı da. Tam kapıya geldiğinde, Bay Jung'la burun buruna gelmişti. Yağmur, bir adım geri çekilip yutkundu ve Bay Jung'a baktı. Sinirli görünmüyordu ama imalı imali baktığına göre kesin kendisine özür dilemek için geldiğini anlamıştı."Şey, Bay Jung eğer bana ayıracak vaktiniz varsa, konuşabilir miyiz?"
"Geç bakalım içeri asabi çevirmen."
"Asabi çevirmen mi? Benim nerem asabi ya!"
"Evet, geç bakalım. Seni dinliyorum."
Yağmur, kapının kapanmasıyla, ne diyeceğini unutmuştu. Amaçsızca Bay Jung'a bakıyordu ve onun kendisine vereceği tepkiyi merak ediyordu.
"Efendim, az önce size yap..."
"Evet"
Bay Jung'un kendisine yavaş yavaş yaklaştığını gördü. Bay Jung artık tam önündeydi ve Bay Jung'un delici bakışlarını üzerinde hissedebiliyordu.
Yağmur hafifçe dudağını bükerek konuşmasına devam etti."Az önce size karşı yaptığım davranıştan dolayı özür dilerim. Sınırımı fazla aştım."
Bay Jung, Yağmur'a bir adım atmasıyla Yağmur daha fazla endişelenmeye başlamıştı. Acaba cevabı ne olacaktı? Kovulacak mıydı? Yoksa özürünü görmezden gelip, ofisinden çıkmasını mı isteyecekti? Yağmur bunları düşünürken, Bay Jung Yağmur'a daha fazla yaklaştı ve Yağmur, Bay Jung'un sıcak nefesini de hissedebiliyordu. Bu durumdan kurtulmak için yavaşça geriye gitti ama Bay Jung'da Yağmur'a daha fazla yaklaştı. Yağmur bir adım daha uzaklaştı ama Bay Jung bir adım daha yaklaştı. Yağmur git gide uzaklaşsa da Bay Jung daha da yaklaştı. Yağmur'un sırtı artık duvardaydı ve yüzü kıpkırmızı olmuştu. Yutkunarak Bay Jung'a baktı Yağmur. Artık Bay Jung'un yüzünü daha net görüyordu. Nefesi artık dudağını öper gibi dudağında hissediyordu ve sesi ise tüm vücudunda hissediyordu.
"Bu kaçıncı çevirmen? Söyler misin? Bu yaptığın hatadan dolayı seni kovmam lazım ama..."
"A..m..ama?"
"Ama, nedense seni kovamıyorum. Acaba neden?"
"Neden..?"
"Bilmem. Belki cevabı sensindir.
"Cevabı ben derken...? Tövbe tövbe..."
Yağmur, hafifçe yutkunarak Bay Jung'a baktı. Bay Jung'un bir elini duvara yaslamış şekilde kendisine bakmaktaydı.
"Ben... bilmiyorum. İzinizle, gitmek lazım."
"Peki, hadi bakalım. Git ama haftaya cuma günü olan toplantıya geç kalma.
"Kalmam efendim."
Yağmur, hızla Bay Jung'un ofisinden çıktığı gibi lavaboya gitti ve aynada kendisine baktı. Yüzü kıpkırmızıydı ve kalbi çok hızlı artıyordu. Kalbi hiç bu kadar hızlı atmamıştı. Ne olmuştu böyle? Neden kalbi bu kadar hızlı artıyordu? Yoksa Yağmur, Bay Jung'a aşık mı olmuştu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patronumun Vampir Oğlu [Düzenleniyor]
VampireYağmurun başı dertdeydi. Çünkü; patronunun oğlu vampirdi ve o vampir sadece Yağmuru istiyordu. Kapak tasarımı: @writerladyy