Patronumun Vampir Oğlu [Düzenleniyor]

47

Etrafa yayılan vampir kanı kokusu ve sürekli patlayan silah sesleri diğer vampirleri korkutmuştu. Artık vampirler Jung'a saldırmak yerine, geri çekiliyorlardı. Jung'un etrafında sadece beş tane vampir kalmıştı ve diğerleri ise yerde kendi kanında yüzüyorlardı. Jung emin bir adım daha atarak silahını doğrultu ve öfkeli kırmızı gözleriyle karşısındaki vampire baktı. Karşısındaki vampir her nekadar güçlü olsa da, korktuğu belliydi. Derin bir nefes alarak silahı sımsıkı tuttu ve sert tonla konuşmaya başladı.

" BURAYA GETİRDİĞİNİZ KIZ NERDE? HEMEN SÖYLE!"

"Neden bahsettiğini..."

Jung yanında yatan ölü vampire ateş etmesiyle karşısındaki vampire dönmesi bir olmuştu ve bu sefer karşındaki vampir tir tir titriyordu. Jung bir adım atarak silahı tam onun alnına doğrultu.

"SON ŞANSIN BU. SÖYLE! KIZ NERDE?"

"Yu..yu..yukarda. Büyük salonda."

"Eğer arkamdan gelecek olursanız, ne olucağını biliyorsunuzdur. Sizi tek seferde kendi kanınızda boğarım."

Jung hızlıca yukarı çıkarak büyük salonu bulmaya çalıştı ama yukarısını bildiğinden de büyüktü. Etrafına hızlıca bakarak salon kapısına benzer bir kapı bulmaya çalıştı ama bütün kapılar aynıydı. Derin derin nefesler alarak sakinleşmeye çalıştı. Bu onun zamanınin büyük bir kısmını alacağı belliydi ama bunu biran önce yapmalıydı. Kaybedecek vakti yoktu. Kaybederse, Yağmuru da sonsuza dek kaybedebilirdi. Bu yüzden acele etmeliydi. Gözüne ilk kestirdiği kapıdan başlayarak, hızlıca bütün kapılar açarak Yağmuru aramaya başladı..

...

Artık silah sesleri yoktu ama etrafa yayılan vampir kanı kokusu Yağmurun midesini bulandırıyordu. Kendini kusmamak için zor tutuyordu ama iğrenç vampir kokusu kesindi ve Yağmur bununla zor baş edebiliyordu. Başını yukarı kaldırarak sık aralarla nefesler alıp vererek mide bulantısını gidermeye çalıştı. Ama bu iğrenç koku nefes aldıkça Yağmurun midesini daha da bulandırıyordu. Yağmur daha fazla dayanamadı ve kustu. Artık Yağmur halsiz ve benti benzi atmıştı. Biran önce Jung'un onu bulup kurtarması için içinden sık sık dua ediyordu.