Sonunda Yağmur hastaneden taburcu olabilmişti ve soğuk hastane odalarında yatmak zorunda değildi. Hele de o tatsız tuzsuz hastane yemeklerini yemek zorunda hiç değil. Artık evinde mis ve sıcacık yatağına yatabilir ve kendi hazırladığı lezzetli türk yemeklerini yiyyebilirdi. Ama bunlardan daha önemli birşey vardı. Daha doğrusu sürekli aklını kurcalayan bir soru vardı ve ona yanıt bulmak istiyordu. Ve kimden bulacağını çok iyi biliyordu. Hemen çantasını açarak cep telefonunu buldu ve Jung'u aradı ama cevap yoktu. Tekrar aradı ama yine cevap yoktu. Sabırla tekrar ve tekrar aradı ama yine sonuç aynıydı. Cevap yoktu.
"Acaba ava filan mı gitti? Saçma sapan konuşma Yağmur. Ne avı? Sen ..... Tabi ya o vampir ve kana ihtiyaç duyduğu için avlanmak zorunda. Umarım insan avlamıyordur ya da masum ve savunmasız hayvanları. En iyisi mesaj bırakayım, o zaman geri döner."
Yağmur telefonundan mesaj bölümünü açmıştı ama ne yazacağını bilmiyordu. Sadece boş beyaz ekrana bakıyordu ve aklındaki soruya kendisi bir cevap bulmaya çalışıyordu ama yapamıyordu. Bu sorunun cevabını yalnızca Jung cevaplayabilirdi ve bu yüzden ona hemen mesaj atmalıydı.
Jung, beni ara.
"Çok kabaca oldu bu ve emreden bir ifade kullandım. Bu ifadelerden hiç hoşlanmaz. Sil."
Jung, biliyorum meşgulsun ama beni arar mısın? Seninle birşeyler konuşmak istiyorum.
"Birşeyler konuşmak. Çocuğa yanlış anlamlar yükleme Yağmur. Sil"
Jung beni acil ara. Seninle konuşmak istediğim bir konu var.
"Paniklemesine neden olucak şeyler de yazma Yağmur. Zaten kazadan dolayı hâlâ gergin ve gözü hep üzerinde. Bu mesaj yüzünden daha da gergin olacak. Sil "
Jung müsait olunca beni arar mısın? Seninle konuşmak istediğim bir konu var.
"Bu daha iyi. Ne kabaca bir ifade var, ne yanlış anlamlar var ne de paniklemesine neden olucak cümleler. Gayet güzel, samimi ve basit. Gönder."
Kapının aniden çalınmasıyla korkmuştu Yağmur. Telefonunu televizyon sehpasına koyarak tekrar dinledi. Kapı tekrar çaldı. Yavaşça kapıyı doğru giderken, kapının çalınışı dinledi. Sert ve aralıksız çalınıyordu. Jung muydu acaba? Ama daha yeni mesaj göndermişti ve gönderse sesini duyardı. Bir adım daha kapıya yaklaştı ve çalınma sesleri bir anda kesildi. Yağmur bir adım daha attı ve artık kapı ile arasında mesafe sadece bir santimdi. Yutkunarak kapı deliğinden baktı. Kimse yoktu.
"Yanlış adrese geldiler galiba."
Tam Yağmur arkasını dönmüştü ki, kapının korkunç bir gürültüyle kırıldığını duydu ve sonra kapı hızla düşmeye başladı. Yağmur son dakikada kendini ileri doğru atarak, kapının altında kalmaktan kurtarmıştı ama başı daha büyük bir belaya girmek üzereydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patronumun Vampir Oğlu [Düzenleniyor]
VampireYağmurun başı dertdeydi. Çünkü; patronunun oğlu vampirdi ve o vampir sadece Yağmuru istiyordu. Kapak tasarımı: @writerladyy