Jung, yavaşça koltuğundan kalkarak masasına doğru gitti ve çekmesinden özel tabancasını çıkarak tabancasına baktı. Vampirleri tek seferde öldüren özel yapım bir tabancaydı ve bunla rahatlıkla birkaç vampiri öldürebilirdi. Tabancasını pantolonun arkasına sıkıştırarak gözlerini kapadı. Belki bu onun son savaşı olacaktı ama sevdiği kadın için yapacaktı. Sakin bir şekilde ceketini giyerek üzerini düzeltti. Artık savaşmaya hazırdı. Sevdiği kadın için savaşmaya hazırdı.
...
Yağmur, olduğu yerde hareket ederek kendini kurtarmaya çalışıyordu ama nafileydi. Birbirileri onu demir zincirlerle bağlamıştı ve her hareketinde zincirlerinin sesini kulaklarında duyabiliyordu. Etrafına tekrar dikkatlice baktı. Ufacık bile ışık yoktu ve daha kötüsü yaklaşan ayak seslerini duyabiliyordu. Kalın ve ürkütücü ayak sesleri, Yağmuru korkutuyordu. Nefesini tutarak, sessizce ayak seslerini dinledi. Giderek yaklaşan ayak sesleri bir süre sonra durdu. Sonra büyük tahta bir kapının gıcırdayarak açılışıyla etraf apaydınlık olmuştu. Artık nerde olduğu görebiliyordu. Büyük bir oturma odasının tam ortasındaydı ve karşında ise kendisini kaçıran korkunç yaratıklar vardı. Hepside gözü Yağmura dikmişti.
"Günaydın, uyuyan güzel. Umarım iyi uyudun. Sana kahvaltı getirdik ve bir de iyi haber. Sevgilin Jung, seni kurtarmak için buraya geliyor."
"Jung!"
"Ay, garibim ne kadar da mutlu oldu. Yalnız bu mutluluğun kısa sürecek. Çünkü, sana kötü haberim de var. Maalesef aranızdan biri burda ölecek. Ya sen, ya da Jung. İkinizin aşkı burda sona erecek."
Yağmurun gözleri korkudan büyümüştü. Yavaşça kendisine bakan yaratığa baktı. Pis pis kendisine gülmekteydi.
"Ne diyorsun sen?!"
"Zavallım, tabi insan olduğun için anlaman zor. Dur sana kısaca ve daha kolay şekilde izah edeyim."
Korkunç yaratık, Yağmurun yanına gelerek yere çömeldi ve Yağmurun saçlarını yavaşça kulağının arkasına atarak kulağına doğru eğildi.
"Senin ya da Jung'un kanı burada akacak. Şimdi anladın mı?"
Yağmur kalbinin korkudan hızlıca attığını hissedebiliyordu. Kafasını yana çevirerek saçlarıyla hâlâ oynayan yaratığa baktı. Pis sırıtması hâlâ yüzündeydi.
"Burada hakkını vermeliyim. Çok güzel bir kızsın. İstersen sevgilim olabilirsin. Tabi Jung öldükten sonra. Ha ne dersin? Sevgilim olur musun uyuyan güzel?"
Korkunç yaratık tam Yağmuru öpecekken, silah patlamasıyla yerinden sıçramıştı. Ne olduğunu anlamak için etrafını tekrar dinledi. Silah patlamasını tekrar duydu ve ardından etrafa yayılan vampir kanı kokusu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patronumun Vampir Oğlu [Düzenleniyor]
VampirosYağmurun başı dertdeydi. Çünkü; patronunun oğlu vampirdi ve o vampir sadece Yağmuru istiyordu. Kapak tasarımı: @writerladyy