32

3.6K 182 16
                                    

Jung, gözlerini yavaşça açarak, etrafına baktı. Etrafı kırmızı ve mavi ışıklarla çevrelemişti ve arabasının içinde bir türlü kıpırdayamıyordu. Çaresizce elini başına götürdü ve başından akan kendi kanına baktı. Kendi kanını ilk defa bu kadar yakından görüyordu. Elindeki kanı ceketine silerek tekrar kıpırdamayı denedi ama dışardan birisinin ikaziyla durdu.

"Bayım sakın hareket etmeyin."

"Ne oldu?"

"Siz ve sevgiliniz büyük bir kaza geçirdiniz ve şuan ekipler sizi kurtarmaya çalışıyor. Lütfen kıpırdamayın."

"Sevgili derken? Çevirmen, çevirmen! Benim yüzümden, çevirmen! Onu bulmalıyım. Eğer ona birşey olursa, kendimi asla affetmem."

"Bayım sakin olun. Lütfen sakin olun."

"O, o nerde? O iyi mi?"

Endişe içinde yan tarafına baktı ama orası boştu ve sadece bir iki damla kan vardı. Kan! Onun kanı, çevirmen kızın kanı. Çevirmen kız, kendisi yüzünden yaralanmıştı.

"Bayım, lütfen olduğunuz yerde durun."

"Onu görmem lazım. Onu hemen görmem lazım."

"Sevgilinizin durumu iyi ama bazı yerlerinde ciddi kırıklar ve  yaralar var. Siz baygın iken hastaneye kaldırdık. Lütfen artık sakin olun. Yoksa sakinleştirici yapmak zorundayız."

"Hepsi benim suçum. Hepsi. Benim yüzümden bu hale geldi. Benim yüzümden hastanede. Eğer ona birşey olursa kendimi asla affetmeyecegim."

"Bayım, sevgilinize birşey olmayacak. Size bu konuda söz veriyorum. Lütfen kıpırdamayın."

...

Yağmur yavaşça gözlerini açtığında yanı başında duran doktorlarla göz göze geldi. Ne olduğu anlamayan bir ifadeyle doktorlara baktı ama doktorların kendisini muayene ettiğini fark etti. Yavaşça başını kaldırmayı denedi ama doktorların ikazıyla başını tekrar yatırdı ve etraftaki sesleri dinlemeye başladı. Ama etrafında yalnızca hasta sesleri, makine sesleri, doktor ve hemşire sesleri vardı. Yağmur başındaki doktorların gitmesini bekleyerek gözleri kapadı ve birkaç dakika öylece durdu. Sonra tekrar açtığında yanında sadece bir hemşire vardı. Yağmur, kendisine ve Bay Jung'a ne olduğunu anlamak için o hemşireyle konuşmalıydı.

Yağmur, yavaşça bir elini kaldırarak yanındaki hemşirenin önlüğünü tuttu ve kendisine bakması için çekti ama hemşire hiç oralı bile olmadı. Bu sefer daha kuvvetli çekti ve hemşirenin kendisine bakmasını başarmıştı. Yutkunmaya çalıştı ama boğazındaki boğazlık buna engel oldu ve konuşmasını etkiledi.

"Ner..nerde.."

"Hastanedesiniz efendim. Siz ve sevgiliniz az önce büyük bir trafik kazası geçirdiniz."

"Ne.. ne ol..."

"Bazı yerlerinizde ciddi kırıklar ve yaralar var efendim."

"O.. o ner..."

"O derken galiba sevgilinizden bahsediyorsunuz. Sevgiliniz de birazdan gelir efendim. Lütfen kendinizi fazla yormayın efendim."

"Su.."

"Getiriyorum efendim. Lütfen kendinizi fazla yormayın."

Yağmur en son ne olduğunu anlamıştı. Trafik kazası, Bay Jung ve kendisi bir trafik kazası geçirmişti. Yağmur yaralı olsa da o anı hatırlamaya çalıştı. Ne olmuştu en son? Arabaya binmişti ve Bay Jung son hızla gidiyordu. Evet, son hızla gidiyordu ve sağ taraftan gelen büyük bir kamyon onlarla çarpmıştı ve Bay Jung'un arabası havada takla atarak ters dönmüştü. En son bunu hatırlıyordu Yağmur. Ama sanki eksik birşey vardı. Araba takla atıp, yere düştükten sonra da birşey daha olmuştu. Evet, Yağmur tam gözlerini kapatacakken, birşey daha olmuştu. Neydi o? Bay Jung'un kendisine uzattığı elli.

Patronumun Vampir Oğlu [Düzenleniyor]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin