Jung, şüphelenmişti. Dudağını ısırarak çevirmene bakmaktı. Acaba kendisini vampir olarak görmüş müydü?
Jung, yavaşça çevirmene doğru yaklaştı. Çevirmenin yüzü bembeyazdı ve hâlâ korkudan tir tir titriyordu. Derin bir nefes alarak, yavaşça gözlerini yere indirdi. Yerde abur cubur paketleri vardı ve bazıları paketlerinin içinden çıkıp, yerlere saçılmıştı. Tekrar yüzünü çevirmene çevirdi. Zavallı çevirmen, onun bu kadar korkucağını tahmin etmemişti. Elini yavaşça çevirmenin omzuna koyarak, gözlerine baktı. Gözleri, gördüğü en güzel gözlerdi ve kokusu hâlâ onu büyülüyordu.
....
Yağmur, omuzundaki eli hissetmesine rağmen hâlâ korkuyordu. Kendisine bakan gözlere baktı. Gözler, az önceki korkunç gözlerden daha masum ve daha az korkutucuydu. Ama yine de bu gözler onun korkusunu geçiremiyordu. Geçiremez de, çünkü; o korkunç gözleri artık her yerde görebiliyordu. Sanki gözler onu takip ediyordu ve Yağmur'u giderek boğuyordu. Elini yavaşça boyuna götürüp, boyunu kontrol etti. Boynunu sıkan yoktu. Sonra kendisine bakan gözlere baktı. Bu masum, güzel ve büyüleyici gözlerin sahibine...
...
Jung, kızın kendisine baktığını görünce, elini omzundan çekti ve üstünü düzelterek kıza ciddi ciddi baktı. Kızın da bunu fark etmiş olmalı ki, o da kendine çeki düzen verip duruşu düzelti.
Jung, kıza baktı. Sanki, hepsi kendisinin suçuymuş gibi sert ve öfkeli bir tonda kızı azarlamaya başladı.
"Senin burada, bu saate ne işin var? Sana bir sürü görev verildi ve sen görevleri yapmak yerine, kendine abur cubur mu alıyorsun? Bu nasıl iş disiplini? Derhâl evine gitmeni emrediyorum."
"Pardon da kendime yiyecek bir şey de mi alamam? Zaten babanınız verdiği çeviriler bitti ve başka yapmam gereken görev yok."
"Bu ne cüret! Görevin yok diye, yan gelip yatamazsın. Çalıştığın yer, öyle bildiğin sıradan iş yerlerine benzemez. Çalıştığın yer saygın bir iş yeri ve bu saygın iş yerinde uygun şekilde davranmalısın. Bu yüzden, şimdi hemen eve git ve yarın tam vaktinde seni iş yerinde görmek istiyorum. Anlaşıldı mi?"
"Ama aldıklarım ne...."
"Anlaşıldı mı dedim."
"Anlaşıldı."
"İyi, artık eve gidebilirsin."
Jung, derin bir nefes alarak rahatladı. Kız onun vampir olduğu anlamamıştı ama yine de dikkatli olmalıydı. Çünkü; içinden bir ses, bu kızın bir gün onun sırrını öğrenebileceğine dair bir his uyandırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patronumun Vampir Oğlu [Düzenleniyor]
VampirYağmurun başı dertdeydi. Çünkü; patronunun oğlu vampirdi ve o vampir sadece Yağmuru istiyordu. Kapak tasarımı: @writerladyy