Gökyüzünü asırlardır mesken tutan siyah örtünün altındayım. Yıldızların parıltısını sönük bırakan dolunay ın enerjisi içime işliyor. Ona bakarken şarj olduğumu hissedebiliyorum. Damarlarımdan süzülen kanın akış hızı bile değişiyor. Kalbimde pompolanan temiz kan vücuduma dağılıyor... Ve bugünde dolunay üstüne düşen görevi yapıyor. Hayatımızı daha yaşanılabilir hale getiriyor. En azından monotonloğun dışında.
Korkularımın içinde açan bir çiçek gibi. Büyük beyaz ve parlak! Seni büyüleyici şey... Beni kendine nasıl çekeceğini gerçekten biliyor. Verdiği gücü iliklerime kadar hissedebiliyorum. Bu muhteşem kudret adeta beni ona muhtaç bırakıyor.
"Daha ne kadar orada kalmayı düşünüyorsun?"
"Sabaha kadar diyebilmek isterdim."
Alaina'nın dönen gözlerinin ve somurtan yüz ifadesinin aldığı şekil onun için saçmaladığımın göstergesi. Ama aslında ben saçmalamıyorum. Düşlerini kısıtlıyor, hayallerine prangalar vuruyor. Tıpkı digerlerinin yaptığı gibi... O da bahsetmekten korkuyor.
"Hadi ama Eva. Burası Midnight. Çıkış yok."
"Alaina bundan daha fazlası var."
"Hayır yok!"
Oturduğum çimenlerden kalktım ve Alaina nın yanına koştum. Ona neredeyse her gün anlatıyordum. O inanmamaya devam etse de şansımı denemek istiyordum.
"Bak orası öyle bir yermiş ki günün yarısı sarımsı geçiyormuş."
Elimle tepemizde duran koca ayı gösterdim.
"İşte buna benziyormuş ancak rengi sarıymış. Adına güneş diyor...."
İşte gene sözümü kesiyor.
"Eva kahinin aklını bulandırmasına izin verme. O kadının deli olduğunu sende çok iyi biliyorsun."
"Biraz kaçık olabilir ama kitapları... Onlar dünyayı anlatıyor."
"Hepsi masaldan ibaret."
"Neden inanmak istemiyorsun?"
"Çünkü mantıklı düşünüyorum. Üstelik bu konulardan bahsetmek yasak Eva!"
Gözlerimi sımsıkı yumdum ve ellerimi öne doğeu salladım. Farkında olmadan tuttuğum nefesi de havaya saldım.Alaina'nın inanç duyuları sağırdı. Kulakları demirden bir tıkaçla tıkanmıştı.
"Sencede yasak olması fazla şüphe uyandırıcı değil mi?"
En azından bu gereksiz yasağın mantıksızlığı karşısında aklını kullanmalıydı. Var olmayan bir masalı düşünmenin neresi yasaklanabilir derecede olabilirdi ki?
"Bak sadece huzur istiyorum tamam mı?"
"Ama Alaina..."
"Eva başımın senin yüzünden belaya girmesini istemiyorum. Zaten gücün yeteri kadar dikkat çekici."
Bende bugün bahsetmemesine şaşırmıştım. Ne hayal kırıklıgı ama...
"Kimse gücümün farkında değil Alaina..."
Başımı siyahi gökyüzüne kaldırdım. Ortada parlayan büyük güzellik bana bir takım güçler armağan etmişti. Midnight halkının güçleri ötesinde bir şeyler. Daha farklı daha arzulanası ve tapılası...
Gerçi bu armağanı sevgili arkadaşım Alaina bir bela olarak görüyordu. Çünkü konseyden korkuyordu. Tüm Midnight halkı gibi onun da ödü kopuyordu.
Bir sürü saçma kurallar ve yasaklarla etrafımızı sarmalamışlardı. Mantıksızlıklarla dolu kısıtlamalar... Köle gibiydik. Belirledikleri fikirler dışında düşünceler bile yasaktı. Ve tüm bunlar beni bunaltıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİDDEN İN THE SUN (Tr)
Fantasy"Seth.." diyebildim fısıltıyla. Nefes almak bile zordu. "İsmim." dedi "dudaklarından döküldüğünde hoşuma gidiyor." Fazla yakındı. Bu tehlikeliydi. Gözlerini dudaklarımın üzerine dikmişti. Elleriyle bileklerimden kavradı ve beni duvara yasladı. Ona k...