29. Bölüm

324 38 3
                                    

Tuhaf yeşil bir böcek.

Yeşilin en tuhaf rengine sahip kaplayıcı bir kabuk.

Kabuğun üzerindeki ince tül kanatlar güneşin üzerlerine saldığı ışıkla beraber parlıyorlar.

İncecik bacaklarıyla yavaş adımlarını atarken antenleri sallanıyor. Bir iletişim içinde. Ama kiminle?

"EVAA!"

Dirseklerimi dayadığım parkeden doğruldum. Bacaklarımı önce serbest bıraktım sonra pozisyon rahatsızlığından topladım ve bağdaş kurdum.

Bu da beni memnun etmemişti. Bacaklarımı tekrar gevşekçe saldım ve geriye doğru süründüm. Ta ki sırtım koltuğa toslayana kadar.

"Tamam Alaina dün gece Seth'le beraberdim. Ne var bunda?"

Sinirle ayağını salladı. Onu bu kadar kızdıran neydi? Dün mükemmel bir gece geçirmiştim. Seth in kollarında uyanmıştım. Ona kapıldıgımı artık inkar etmek istemiyordum. Sonuçta bu yanlış değildi. Eskiden yanlış mıydı ki?

"Sorun şu ki..." Alaina korumacı ebeveyni oynuyordu. Avucunu alnına bastırdı ve gözlerini kapadı. "Siz..." dedi sesini temizleyerek "sen ve o, bir şeyler yaptınız mı? Yani..." ofladı. "Beraber oldunuz mu?"

Waoow...

Bu soru çok fenaydı. Utan..mıştım.

Dün gece aramızda bir şeyler olmamıştı ama eğer onu durdurmasaydım fena şeyler olabilirdi. Neyse ki gömleği üzerimde tutmayı başarabilmiştim. Hatırladıkça beni mahveden bir anım daha olmuştu. Hatta bir nesnem. Gömlek kopuk son üç düğmesiyle anılarımı taze tutacaktı.

"Bahsettiğin şey olmadı." dedim kendimi savunurken "Ve şu yaptığın şeyi keser misin?"

Sevimsizce bir bakış attıktan sonra gözden kayboldu. Ne yani rahatlamış mıydı? Öğrenmek istediği şey bu muydu? Seth le beraber olup olmadığım? Ah.. hadi ama..

Alaina yı atlatmış olmanın keyfiyle nefes alırken gözlerimi yumdum. Uzun bir süre açmadım. Sebepsizce gülümsüyordum. Cünkü mutluydum. Sanırım ben, aşık olmuştum. Ya da aşık olduğumu artık kabullenmiştim. Bunu dün gece onu öperken fark etmiştim. Aniden dudaklarını benimle buluşturduğunda çekilmesini istememiştim. Bunu arzulamıştım. Zaman kavramını yitirmişti ve bu tuhaf duygu beni içinde kaybediyordu. Sonsuzluk gibiydi. Tapılası bir hazdı. Hatta daha fazlasıydı. Seth beni devre bırakmıştı. Her dokunuşu beni baştan çıkarıyordu. Bunu nasıl başardığını bilmiyorum ama bu, beni mahvediyor.

Düşüncelerimi esaret altında tutuyor. Yeniden doğmuş gibi hissettiriyor. Bu gerçekten bambaşka bir şey.. Tarifi güç, imkansız..

Düsüncelerim beynimi kurcalayıp dün gecenin hafızama kazınan karelerini sıralarken Becca'nın temasıyla irkildim. Gülümseuerek omzuma dokundu ve arkamdaki koltuğa uzandı. Tablete bir şeyler yazdı. Sonra da odayı kontrol etti.

"Sizi duydum." yazmıştı. "Söylediklerinde ciddi miydin?"

"Geceyi Seth'le geçirdiğim konusunda mı?" kafamı uyuşukça kaşıdım. "Evet. Onunlaydım."

Gözlerini çevirip tekrar tablete döndü. "Birlikte oldunuz mu diyorum?"

Onu dürtükleyip oturduğum yerden kalktım "Hey, tabi ki hayır.." dudaklarımı dişledim Becca'nın yanına yerleşirken. "Zaten sanırım o şeyi yapamam." Ah tanrım derken bile zorlanıyorum. İcraate gelinmez işler bunlar.

Gülümsedi. Ama büyük bir hazla. Becca dan beklenmeyen bir şekilde. "O bir erkek Eva. Senden beklentileri olacak."

Elimle vücudumu sarmaladım. Nedense tüylerim ürperiyordu. "Böyle iyi." dedim hızla.

HİDDEN İN THE SUN   (Tr)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin