Gündüz bitmek üzere. Güneş çarpıcı sıcaklığı ile beraber kayboluyor. Serinletici akşam rüzgarı yavaş yavaş kendini gösteriyor. Açık pencerenin önündeki perde kımıldıyor. İleri geri sallanıyor. Perdenin altında duran toz yumakları da ona eşlik ediyor. Eğer yanlış görmüyorsam tüm bu küçük gösterinin ortasından bi karınca geçiyor. Arkasındaki dev kırıntıyı sürükleyerek.
"Hep böyle misindir?"
"Nasıl?"
"Sessiz."
Ben ve sessizlik.. Kulaklarıma çalınan bu iltifatı mümkünse Alaina'da duyabilir mi? Midnightta çenemi kapamak adına bir sürü plan yapmışlığı bile var. Hani şu aklımı celbedecek küçük anlaşmalardan.
"Aslına bakarsan konuşkanımdır."
"O zaman bu tavrına alınmalı mıyım?"
Geriye yaslandığı sandalyeden öne doğruldu. Dirseklerini masaya dayayıp gözlerini üzerime dikti. Yoğunluğuna alışamadığım koyu mavi gözler. Merhametin birer simgesi gibiler. Ama kırgınlığımın çektiği restin altında şuan için anlamsızlar.
"Bugün pek havamda değilim."
"Yanlış bir zamanda gelmiş olmalıyım."
"Sanırım.." az önce Kylea'ya posta mı koydum?
Gülümsedi. Öldüren sakinliği ile beraber iki saniyeliğine gözlerini yumdu ve tekrar açtı. "Öyleyse.. " iç çekti. "Şuan tek yapmam gereken gitmek.."
Onu görmekten nefret etmek gibi bi derdim yok ancak şuan şu masada sıkıcı boğucu konuşmalar yapmak istemiyorum. Yasaklardan kurallardan tehlikelerden bahsetmekten artık.. artık midem bulanıyor.
"Kylea eğer..."
Sözümü kesti. "Buraya seninle konuşmak için gelmiştim. Bilmen gereken bir takım önemli şeyler var. Gerçekten önemli ve büyük."
"Dinleyebilirim." Her ne kadar istemesemde evet dinleyebilirdim.
"Zannetmiyorum." Gülümsedi. Yine.. Zaten onu çekici kılanda bu değil miydi? Kylea ve sıcak gülümsemesi.. Onu ilk gördüğümde içimi rahatlatan gülümsemesini yine oturtmuştu yüzüne. "Belki daha sonra.." sandalyesinden kalktı "Ama mutlaka."
"Tamam.." derin bir nefes aldım. "Mutlaka dinleyeceğim."
Kapıya kadar eşlik ettim. Portmantodaki deri ceketini koluna astı. Gelirkende giyinmemişti.
Kapıyı araladı. Sonra bana döndü. Anlamsız geçen bir kaç saniyenin ardından omzuma uzandı ve sıvazladı.
"Görüşürüz Eva."
"Görüşürüz.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİDDEN İN THE SUN (Tr)
Fantasy"Seth.." diyebildim fısıltıyla. Nefes almak bile zordu. "İsmim." dedi "dudaklarından döküldüğünde hoşuma gidiyor." Fazla yakındı. Bu tehlikeliydi. Gözlerini dudaklarımın üzerine dikmişti. Elleriyle bileklerimden kavradı ve beni duvara yasladı. Ona k...
