22. Bölüm

358 42 3
                                    

Artık hayatıma yeni bir gizem daha dahil olmuştu.
Kehanet..
Madelena Alaina ya kehanetten bahsetmişti. Gerçekleşecek olan kehanetten. Ama bu bahsettiği kehanet neyin nesiydi? Ne için gerekliydi?
Kehanet benim için kitaplarda baş gösteren bir kelimeydi. Benim ve halkım için oldukça eski bir terimdi. Beynimin en dip köşelerini taratırken tek bulabildiğim şey dolunay kehanetiydi. Madelena’nın bundan birkaç kez bahsettiğini hatırlıyordum. Ama üzerinde duracak kadar kafa yormamıştım. Çünkü o sıralar dünyaya geliş yollarını arıyordum. Dünya tamamiyle aklımı başımdan almıştı.

Düşünceler beynimi işgal ederken Alaina’ya baktım. Yorgun görünüyordu. Yatağa uzanır uzanmaz uykuya teslim olmuştu. Geçit onu beklediğinden fazla yormuştu. Benim geldiğim güne kıyasla fazla.. meraksızdı. Çünkü dünyaya geliş sebebi macera değildi. Beni merak etmişti. İlgi alanlarımız tamamen farklı yönlerdeydi. Üzerine örttüğü ince örtüyü omuzlarına kadar çektikten sonra yanından ayrıldım. Kavuşma faslı sona erdiğine göre artık daha ciddi şeyler konuşmanın vakti gelmişti.
Her ne kadar bu konuda isteksizde olsam..

Odanın kapısını yavaşça çekip kapattım. Merdivenlere yöneldim. Adım attığım esnaya kadar üzerimde hala pijamalarımın olduğunu fark edememiştim. Tazmanya canavarları.. Elimi alnıma yapıştırdım. Bu gerçek miydi? Az sonra yolcu komitesi başkanı burada olacaktı ve ben darmadağındım. Ne fiyasko ama..

Salona girdiğimde gözüme çarpan Kylea oldu. Koltukta gergince oturuyordu ve ayağını ritmik hareketlerle sallıyordu. David tırnaklarını kemiriyordu. Şu durumda tatları lezzetli geliyor olmalıydı. Seth’se.. her zaman ki gibi soğuk kanlılığından ödün vermiyordu. Sanki sıradan hayatımızın sıradan günlerini yaşıyorduk ve geçidin dolunaydan önce açılması beklenen bir olaymış gibi o, sakince sırıtıyordu. Bu çocuk ciddi miydi?

“O iyi mi?” 

“Evet.” Dedim Kylea’nın yanındaki berjere yerleşirken. “Uyudu.”

“Neden geldiğinden bahsetti mi?” 

Cevap bekleyen çok soru vardı ancak ben bu konuda kısıtlı bilgiye sahiptim. “Onu Madelena göndermiş.” Dedim bıkkınlıkla. “Alaina’ya gitmesi gerektiğini söylemiş.”

Kylea ayağa kalktı ve saçlarını karıştırdı. “Peki ama neden? Üstelik Madelena..”

“Biliyorum. Bana ihanet etti.” Bu konu cevabını merak ettiğim en önemli şeydi. “Alaina ile haber yollamış. Midnighta dönmememiz gerekiyor.”

David tırnaklarından ayrılarak ağzını araladı. “Çok saçma! Bunca hazırlık ve ittifak..” Yolcu komitesi ciddi bir hazırlığa soyunmuştu. Bravery krallığından da destek istenmişti. Bu büyük çaplı bir isyan olacaktı. Ancak Madelena tüm taşları yerinden oynatıyordu.

Seth sesini temizledi. Göğsünde birleştirdiği kollarını aşağı salarak ceplerine soktu. “Görünen o ki bahsettiğin kahin ihanet etmedi.”

İçimde bastıramadığım bir tarafım Seth’in haklı olduğunu söylüyordu. Madelena bir kaçık olabilirdi ama hain değildi. Nelson yalan söylüyor olabilirdi. Ellerimi dizlerime yerleştirdim.

“Açıkçası o kısım biraz karışık.” Oflayarak devam ettim. “Nelson dünyaya getirilmem için konseyin Madelena’yı kullandığını düşünüyor.”

David araya girdi. “Yani Madelena konseyle çalışıyor.”

“Bu bir taktikte olabilir.” Dedi Kylea. Onlar Madelena ya güvenmiyorlardı. Ama Seth aksini düşünüyor gibiydi.

“Alaina’yı buraya sebepsizce göndermedi.” İddialı konuşmasına sürdürürken ağır adımlarla yanıma geldi. “Ona değer verdiğini biliyordu. Bunu senin aleyhine kullanabilirdi.”

HİDDEN İN THE SUN   (Tr)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin