Rüzgar tatlı tatlı esiyor.
Kısa saçlarım kımıldıyor.
Serinlik yanaklarımı okşuyor.
Güzel bir sabaha daha merhaba diyorum çatalımı beyaz peynire batırırken.
Şuan gökdelenin en üst katındayız. Seth'in yemek yemek için özenle döşediği şahane teras. New york gözlerimizin önünde. Bu kalabalık şehri böylesine sakin bir köşeden izlemek oldukça dinlendirici. Birbirine kızgın arabaların korna seslerini duymak bile ninni gibi.
Burayı bizimle geç paylaştığı kızgınım aslında. Ama mazeret olarak yaşadığımız karmaşayı gösteriyor. Haksız sayılmaz. Kimsenin aklı başında değildi. Her an bir tedirginlik ve korku halindeydik. Korkumuz Eva nın kurtulması ile beraber dinmiş olsa da, bunun bir başlangıç olduğunu biliyoruz.
Tamam zor günler kapıda gülümsüyor olabilir ama hayat yaşamaya değer. En azından anı yaşamaya.
Susamlı baston ekmeğin köşesini koparıp ağzıma attım. Tadı kesinlikle mükemmeldi! Washington fırınları Seth'in aşçılarından ders almalıydı.
Keyifle enfes tatları çiğnerken Eva'ya baktım. Yüzünde tuhaf bir tebessüm vardı. Dün ki negatif haline kıyasla daha mı pozitifti?
Geceleyin odada volta attığını fark etmiştim ama uykum onunla konuşmama el vermemişti. Uyku en büyük düşmanımdı.
Bir yandan çiğnemeye devam ederken elimle ağzımı kamufle edip kulağına eğildim.
"Bu sabah harika görünüyorsun?"
Çatalını elinden bırakıp bana döndü. Sanırım son lokması boğazında kalmıştı. Çünkü öksürüyordu. Alaina eline uzatıp sırtını sıvazlamaya çalışırken ona su verdim.
"İç hadi."
Eliyle sakin olmamızı işaret edip suyu yudumladı. Derin bir nefes aldı. Gözleri sulanmıştı.
"Sanırım çiğnemeden yuttum."
Kylea merakla Eva'ya baktı. "Hey iyi misin?" Eva gülümsedi.
"Sorun yok." dedi elini sallayarak. Sonra da çatalını tekrar kavradı.
Kylea kollarını masaya dayadı. Bir şeyler söylemek için hazırlanıyor gibiydi. Sesini temizledi.
"Eva Bravery'e gitmenin doğru bir karar olduğuna emin misin?"
Eva çiğnemesini sona erdidiğinde peçeteyle ağzını sildi. "Gitme vaktimizin geldiğini düşünüyorum." dedi yumuşak bir sesle.
Kylea gitmek istemiyordu. Ama başka çözüm yolumuz yoktu. Üstelik bu tercih sadece mecburiyetimizden dolayı en parlak fikir değildi. Bu verilecek en doğru karar olduğu içindi.
"Bravery'ler bize yardımcı olacaklar Kylea. Onlar bizim ittifağımız ve yardımlarına ihtiyacımız var."
David tıkınmayı bir kenara bırakıp homurdandı. "Eva'ya katılıyorum dostum." elindeki bıçağı Eva'ya sallıyordu. "Bu kez haklı."
Kylea kollarını masadan çekip geriye yaslandı ve derin bir nefes aldı. Huzursuzdu.
"Senin önerin nedir?" dedi Eva.
Kylea omuzlarını kaldırdı. Sonra da sandalyeden kalkıp üzerine astığı ceketi giyindi. Ellerini cebine soktu.
"Bilmiyorum Eva." dedi yorgunlukla. "Neyin doğru bir karar olduğunu bilmiyorum."
"Hey..." David ağzına doldurduğu yiyeceklerden bulabildiği fırsatla seslendi. "Kylea gel buraya dostum."
Gevşek adımlarla bizden uzaklaşırken Alaina sessizliğini bozdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİDDEN İN THE SUN (Tr)
Fantasy"Seth.." diyebildim fısıltıyla. Nefes almak bile zordu. "İsmim." dedi "dudaklarından döküldüğünde hoşuma gidiyor." Fazla yakındı. Bu tehlikeliydi. Gözlerini dudaklarımın üzerine dikmişti. Elleriyle bileklerimden kavradı ve beni duvara yasladı. Ona k...