9. bölüm

443 36 3
                                    

Basketbol sahasından erken ayrılmak zorunda kalmıştık. Becca tek başına kalmak istememişti. Ya da yüz ifademdeki ani değişim üzerine tedirgin olmuş ve benimle gelmeye karar vermişti. Şuan hissettiğim duygu karışımını dilime dökemiyorum. Yakalanmışlık hissi beni tedirgin ederken, bir yandan da onları tekrar görebildiğim için seviniyordum. Kylea nın gözlerindeki endişeyi görmüştüm. Ortadan kaybolduğum gecede olduğu gibi sinirlenip beni sarsmamıştı. Yaklaşımı sıcak bir kucak olmuştu. İtiraf etmeliyim ki bu beni hem şaşırtmış hem de rahatlatmıştı.

Tek merak ettiğim beni nasıl bulduklarıydı. Becca yanımdayken onlara soramazdım. Yalnız kalmak için zaman kolluyordum. Bu da ancak eve ulaştığımızda olabilirdi. Kafamda cevaplamalarını beklediğim bir sürü soru vardı. Ve birde kaçınılmaz sorgu zamanı. Neden gittiğimi daha doğrusu kaçtığımı ayrıntısıyla bilmek isteyeceklerdi.

Ayak tabanlarımızın zeminde oluşturduğu ritmik seslerle beraber sokakta ilerledik. Becca nın evi nihayet görüş alanımıza girmişti. Aramızdaki ölümcül sessizlik az sonra bozulacaktı. Kylea benimle aynı hizada yürürken David Becca ya eşlik ediyordu. 

Kapıya ulaştığımızda eşofmanın cebindeki anahtarı çıkarıp kilidi çevirdim. İçeriye önce giren Becca ışığı yaktı. 

"Becca ben odamdayım. Eğer sorun olmazsa David ve Kylea yla konuşmalıyım."

Cep telefonunu eline alıp "Sorun değil." yazdı ve gülümsedi. Kolunu sıvazlayıp sessizce teşekkür ettim.

Odama geçtiğimizde hala sessizlik devam ediyordu. David kapıyı arkasından kapattı ve önümde dikildi. Şuan gerçekten nereden başlayacağımı bilmiyorum.

"Evet Eva Morgan. Söyle bakalım... " elini omzuma attı. "Bizden neden kaçtın?"

David in yüzündeki tuhaf ifadeden ne çıkarmalıydım bilmiyorum.

"Kes şunu David." 

Kylea nın ikazıyla beraber David koca bir kahkaha patlattı. Ruh halindeki ani değişim beni ürkütüyordu. 

"Ben özür dilerim. İkinizden de..."

Kylea ya baktım. Beni izliyordu. Hem de gözlerini kırpmadan.

"Eva sana tatsız anlar yaşattım. Özrü ben değil sen hak ediyorsun."

"Kylea seni daha fazla zora sokmak istemedim."

Yapabileceğim tek açıklama buydu. Buda Emma ya olan benzerliğimin, onun canını acıtmasını istemediğimin özeti gibiydi. Beni her gördüğünde onu hatırlayacaktı ve ben anıları tazeleyen bir biblodan farksız olacaktım.

Gözlerini kapadı ve derin bir nefes aldı.

"Sen Emma değilsin Eva. Bunu benden daha iyi kimse bilemez. Kimse ona benzeyemez."

Haklıydı.. 
Ben Emma değildim ve bunu en iyi bilen kişi de ona en yakın olandı. Yani Kylea ydı.

"Emma da kaybolmuştu. Onu kaybettiğim zamanı yeniden canlandırdı zihnim. Evet o gece seni o kıyafetlerle gördüğümde ona benzettim ancak sen Emma değildin. Kaybolduğunda seni Emma ya benzediğin için değil, sen olduğun için endişelendim."

Kylea nın tek solukta söylediği cümleler beni bir anda aciz bıraktı. Benim için endişe etmişti. Ölen Emma için değil. Ama ben bu endişeyi tuhaf yormuştum.

"Böylesinin daha iyi olacağını düşündüm."

"Bırakta kendim için neyin daha iyi olduğunu ben düşüneyim."

Bir anda ortadan kaybolmamın savunulur tarafı yoktu. Tüm azarı hak ediyordum. Suçumun yanında bu söylem hafif bile kalıyordu.

Kylea pencereye yönelip perdeyi araladı ve önündeki pufa oturdu. David odayı incelemekle meşguldü. Komedinin çekmecelerini açıp kapatıyordu. 

HİDDEN İN THE SUN   (Tr)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin