12. Bölüm

433 34 3
                                    

Seth'in peşinden sesimi çıkarmadan yürüdüğüme inanamıyorum!
"Çaresizliğin doğurduğu sonuçlar" isimli kitabın baş kahramanıymışım gibi hissettiriyor. Tanrım.. bu kaldırılabilir bir yenilgi değil.
Göze alamadıklarım ve daha az göze aldıklarım arasında yaptığım bir seçim gibi. Ya Becca'yı bulmalı ve bu esnada Linda'nın üzerimde bıraktığı zaferi tüm okulla paylaşmalıydım ya da çaresizliğimden fazlasıyla haz duyan Seth'in yardım elini tutmalıydım. Seçenekler pekte parlak değildi. Tam anlamıyla çıkmazdı. 

"Acele etsen iyi olur. Zilin çalmasına sadece 5 dakika var."

Islanan kıyafetlerimden sızan sular zemine damlıyordu. Hanselle gratel hesabı kırıntı yerine su damlası bırakıyordum ardımda. Sırılsıklam olmuştum. Serinlik isteme dileğim abartısıyla kabul edilmiş görünüyordu. 

Arka kapıdan dışarıya çıktık. Otoparka açılan kapı sayesinde kimseye görünmeden Seth in siyah jeep ine doğru ilerledik. 

"Üzerim ıslak olduğu için araban.." mahvolacak..

"Telafi etmek için vaktin olacak."

Kapıyı açıp oturdum. Seth yerini aldığında çıkış zili çalmaya başladı. Bu ses ona hız katmıştı. Ani bir hareketle arabayı yerinden çıkardı. Neyse ki kimseye görünmeden okuldan çıkmayı başarmıştık. 

"İnanamıyorum.. Bunu kesinlikle yanına bırakmayacağım!"

"Kız kavgalarını severim. İzlemesi eğlenceli oluyor."

"Nedense bunu duyduğuma hiç şaşırmadım." Tahmin etmesi zor bir tez değildi Seth için.

Becca'nın kaplumbağa hızındaki sürüşüyle beş dakika olan okul dönüş yolumuz Seth'in ultra hızıyla boy ölçüşemezdi. Çoktan eve varmıştık. Bağladığım kemeri çıkardım ve dışarıya çıktım. Becca'yı gelene kadar verandada bekleyebilirdim.

"Hey hey hey.. Nereye?" dedi arabadan inerken. 

"Verandada bekleyeceğim."

"Becca ilkbahar etkinliğinde görevli. Bugün son hazırlıklar tamamlanıyor."

"Yani..?"

"Yani.." arabasına yaslandı. "Bugün oldukça geç gelecek."

"Sen nereden biliyorsun?"

"Çünkü bende o etkinlikteyim." 

"O zaman neden buradasın?" 

Dudakları kıvrıldı ve o muhteşem beyaz dişlerinin büyüsüne maruz bırakarak gülümsedi. Gözlerinde nadir gördüğüm o ışıltı bir anda beni etkisine almıştı sanki. Gerilmiş gibiydim. Sanırım fazla su yutmuştum. Zihnim bulanmıştı. Yoksa bu hödük gözüme büyüleyici gözükemezdi.

"Çünkü ilgilenmem gereken başka bir.. etkinlik var." sırıtarak beni işaret etti.

O etkinlik ben oluyordum. 

"Komik olduğunu sanıyorsun?"

Omuz silkti "Sanmıyorum. Biliyorum."

Ukala...

"Becca gelene kadar. Merak etme ısırmam."

" tamam.. "

Zor durumda olan ben olduğum halde tavrı ben koyuyordum. Seth sabırla bekliyordu. Gidecek yerim yoktu. Dünyada Becca harici tanıdığım Kyleayla aram açılmıştı. Geriye tek seçenek kalmışt; Seth..

Ucunda zarların sallandığı anahtarı kapıya takıp çevirdi. İçeriye girdi.

"Hadi ama."

Ellerimle kollarımı sıvazlayıp içeriye girdim. Tuhaf bir hisse kapılmıştım. Aslanın inine girmek gibiydi. 
Çıkardığı anahtarları girişte bulunan çıplak kadın heykelinin eline bıraktı. 
Waow işte böyle bir şeyi görmeyi beklemiyordum. Evi Becca nın evinin şirinliği yanında fazla şıktı. Kırmızı gri ve siyah tonlarının harmanlandığı duvar kağıdının ortasında kalan siyah deri koltuklar eve esrarengiz bir hava katmıştı. Duvarda birbiri ardına dizilmiş tuhaf biblolar rafa sıralanmıştı. 

HİDDEN İN THE SUN   (Tr)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin