-hehehehe Bugün evde bos bos durmaktan canım sıkıldı bende yeni bölüm yazim dedim :D
-okuyucu sayısı baya yükseldi bunun icin size coook tesekkür ediyorum <3
-Neyse siz okuyun :d
-Yorum ve oylarinizi bekliyorum ahsbu
Multimedia : Ed ve Rachel :d
Ed de masallah cok yakisikli cocukmus hsbhdbdjd
Cocuğun gercek ismi Roma Acorn :d
**************
Birinin kolumu sertce dürtmesiyle gözlerimi yavasca actım. Karsımda 30 yaslarında sarısın bir kadın duruyordu ve yanımda uyuyan babamıda uyandırıyordu. Daha doğrusu dövüyordu. Öyle bir uyandırma sekli olduğunu sanmıyorum.
Uçağın koltuğunda kolumu ovarak doğruldum. Nerdeyse New York'a gelmistik ve sevgili nazik(!) hostesimizde bizi kemerlerimizi bağlamamız icin uyandırıyordu.
Babama baktığımda onunda kolunu ovduğunu gördüm.
"Cok güzel bir uyandırma yöntemi değil mi?" dedi dalga gecerek.
"Ya ne demezsin!" dedim ve kemerimi taktım.
Ucak inise gectiğinde sabırsızlanıyordum. Bir an önce eve gitmek istiyordum. Oraya gitmeyeli nerdeyse 2 yıl olmustu.
Yolcuların ayaklandığını gördüğümde kemerimi actım ve ayağa kalktım. Bir an önce ucaktan inmek istiyordum.
Babamla bavullarımızı aldıktan sonra bir taksiye bindik ve eve gitmeye basladık. İste simdi daha da sabırsızlanmıstım.
"Biraz daha hızlı gidebilir misiniz?" diye taksiciye sorduğumda babam gülmüstü.
Adam kafasını sallayarak biraz daha hızlandı.
"Cok mu heyecanlısın?" diye sordu babam.
"Fazlasıyla. Oraya nerdeyse 2 yıldır gitmiyorum. Ordaki herseyi özlemisim. Özellikle de Ed'i. Hala orda yasıyor değil mi?" diye sorduğumda beni gülerek onayladı.
"Evet. O da seni cok özledi bebeğim. Ona seni buraya getirebileceğimi söylediğimde nerdeyse sevincten ucacaktı" dediğinde güldüm.
Ed benim New York'taki en yakın arkadasımdı ayrıca da babamın calısanlarından biriydi ama hicbir zaman babam ona bir calısan olarak davranmadı. Ailemizdeki kimse ona calısan biri gibi davranmadı, o bizim ailemizden biri gibiydi.
Ed'in babası ve babam cok yakın arkadaslardı. Ed'in annesi veya baska bir kimsesi yoktu onun icin sadece babası vardı. Ed'in babası öldüğünde gidecek bir yeri olmadığından o da bizimle beraber kalmıstı. Eskiden haftada birkac kez görüsürken artık hergün görüyorduk ama ben annem öldükten sonra okulum yüzünden Londra'ya gitmistim ve bi daha hic dönmemistim ve tabii ki 2 yıl boyunca Ed'i de görmemistim. Sadece bir kac kez telefondan konusmusduk o kadar ama simdi ise onu canlı olarak karsımda görücektim.
Taksi durduğunda hızla kapıyı actım ve eve doğru kosmaya basladım babam bana gülüyordu.
Kapıyı alacaklı gibi calmaya basladığımda kapı birden acıldı ve kapıyı acan kisinin göğsüne vurdum. Kapıdaki kisi böyle birsey beklemediğinden hazırlıksız yakalandı ve göğsünün acısıyla inledi.
"Özür dilerim, özür dilerim" diye konusmaya basladığımda cocuğa baktım. Yüzü cok tanıdık geliyordu ama kim olduğunu bilmiyorum.
"Tamam sorun değil. Görüsmeyeli elin baya ağırlasmıs. Resmen göğsümü deldin." diye isyan ettiğinde inanamayarak baktım.
Yüzü cok değissede sesi hic değismemisti.
"Ed!" dedim ve boynuna atladığımda beni havaya kaldırdı ve döndürdü.
"Tüm yakısıklılığı ve kaslarıyla ta kendisi" dedi ve gülmeye basladı.
"Hala kendini beğenmisin tekisin ama simdi kendini beğenmislik yapmanın hicbir sakıncası yok. Tanrım su kaslara bak! Ne yaptın sen?" dediğimde tisortünü yukarı kaldırarak baktı.
"Eh! Kolay olmadı tabii ama hepsi gercek. İstersen dokun!" dediğinde kahkaha attım ve kaslarına dokundum.
"Evet hepsi gercek. Yüzünde gercek değil mi? Maske filan takmıyorsun değil mi?" dedim ve yanaklarını cekmeye basladım.
"Evet gercek " dedi ve ellerimi asağıya indirdi.
"Tanrım evrim denilen seye inanıyorum" diyerek gülmeye basladım. O da benimle beraber gülüyordu.
"Biliyorum gencler birbirinizi cok özlediniz ama biriniz su bavulları getirmemde yardımcı olabilir mi? Birileri bütün dolabını getirmis." dedi bana bakarak. Ona sirince gülümsemekle yetindim.
Ed babamın yanına gitti ve elindeki bavulları babamın aksine kolaylıkla tasıdı.
Eh! Bir zahmet tasısın yani bosuna o kadar kas yapmamıs.
Ed ve babamla beraber cok güzel bir gün gecirmistim ve gercekten cok yorulmustum. Londra ve New york arasındaki saat farkı yüzünden hala erken sayılırdı ama yorgun olduğum icin uyumak istiyordum.
"Neyse gencler, ben calısma odasındayın birsey olursa seslenin" dedi babam ve ayağa kalktı.
"Tamam baba bende zaten yatmaya gidiyordum" dedim ve bende ayağa kalktım.
"İyi geceler Ed seninle takılmayı özlemisim yarın kimseye söz verme beraber gezelim." dedim ve Ed'in yanağından öptüm.
"Tamam. İyi geceler" dedi Ed.
Babamla beraber yukarıya cıktık.
"İyi geceler baba." dedim ve babama sarıldım.
"İyi geceler meleğim" dedi ve calısma odasına gitti.
Koridorda yürüdüm ve eski odamın önüne geldim. Kapıyı actığımda odam hala eski halindeydi.
Odam hala beyaz ve mavi renklere sahipti. Bu odayı annemle beraber kendi zevkimize göre dösemistik. Bana kalan hatıralardan biri de bu odaydı.
Daha sonra aklıma annemle beraber hazırladığımız hatıra kutusu geldi. Acaba nerdeydi?
Yatağımın altına baktığımda orda yoktu. Ayrıca dolabımın üstüne, komodinin üstüne, cekmecelere hatta sandığa bile bakmıstım ama hicbir yerde yoktu.
Belkide babam almıstı.
Odadan cıktım ve babım calısma odasına doğru gittim. Kapı aralıktı ve iceriden konusma sesleri geliyordu.
Belkide daha sonra gelmeliydim ama o kutuyu bulmak istiyordum.
Tam kapıyı acacağım sırada duyduğum sözler olduğum yerde durmama neden olmustu.
"Hayır, Rachel'in annesinin katilini öğrenmeye hazır değil"
Annemin katili mi? Hani benim annem trafik kazasında ölmüstü?
**************
Dı End.
-Nihahhhahaa *kötü kadın gülüsü* biliyorum burda bırakılmaz ama olayları yavas yavas anlatmaya baslıcam.
-Bu hikaye düsündüğünüz gibi sadece bad boy hikayesi değil daha fazlası o yüzden lütfen okumaya devam edin :d
-neyse umarim begenmissinizdir hsus
-Oy ve yorum pls hsnj
-Sizi seviyorum <3

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmpossible
Ficção AdolescenteAşkın zayıflık olduğunu düşünen insanlar, asla aşık olmayacaklarını da düşünürler. Onlara göre aşk imkansızdır. Ama şunu bilmiyorlar; imkansız diye bir şey yoktur. © Tüm hakları saklıdır.