Drink.

1.3K 46 10
                                    

Arkadaşlar hikayeyi beğendiniz mi? Lütfen yorum atın ve oy verin :) iyi okumalar :)

****************

3.Bölüm-Drink

Gözlerimi açtığımda bir depodaydım.Ah! Tabi ki depoda olacaktım çocuk korumalara depoya götürün dedi lunaparka getiricek hali yok ya. İşte çok zekiyim(!). Etrafıma baktığımda karşımda kas yığını ve yeşil gözlü, seksi ve gıcık varlık bir şeyler konuşuyorlardı. Onları dinlemeye başladım.

"Sana ben gelene kadar bir şey yapmayın dedim." dedi yeşil gözlü seksi varlık. Bunun üstüne gelen göz devirme isteğimi yok saydım ve konuşmalarını dinlemeye devam ettim.

"Özür dilerim efendim. Sadece çok hareket ediyordu ve ben onu bayılttım. Bir daha olmayacak. Şey.. onu sandalyeye bağlamamı istemediğinize emin misiniz?" diye sordu kas yığını. Ondan korkuyordu. Bu konuşurken yüzüne bakamamasından anlaşılıyordu. Tanrım bu çocuktan niye korkuyorlar? Çocuğun yüzüne bir tane yumruk atsa çocuğun güzelim yüzü parçalanır.

"Hayır bağlama. O bir kız. Sende çık hatta. Bana hiç bir şey yapamaz" dedi soğuk bir şekilde. Kendimi kahkaha atmamak için zar zor tuttum. Koruma dışarı çıkınca artık daha fazla dayanamadım ve kahkaha attım. O kız az önce onun en iyi müşterilerinden birini dövdü demek istedim ama kahkahalarımdan fırsat kalmıyordu. Kız olduğum için onu dövemeyeceğimi filan mı düşünüyor bu piç? Artık karnım ağrımaya başlayınca yavaşça gülmeme son verdim. Nefes nefese kalmıştım. Hayatımda ilk defa bu kadar güldüm diyebilirim.

"Demek uyandın sürtük!" dedi. Sürtük kelimesine vurgu yapmıştı çünkü bu lakaptan hoşlanmadığımı anlamamak için süper gerizekalı olmak lazım. Çenemi sıktım ve "Evet uyandım piç kurusu. Şimdiden söylemeliyim ki bu sandalyeler hiç rahat değil bence değiştirmelisin." dedim gülümseyerek. Bu sefer o çenesini sıkmıştı. Yanıma geldi ve ellerini boğazıma koydu. Sıkmaya başladığında yüzümdeki gülümseme aniden gitti. Nefes alamıyorum! Bir süre sonra bıraktıktan sonra ellerimi boğazıma götürerek öksürmeye başladım.

"Ne oldu sürtük? Artık gülmüyorsun. Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" dedi bağırarak. Ellerimi boğazımdan çektim ve sandalyeden kalktım.

"Evet biliyorum. Bir oruspu çocuğusun." dedim ve dişlerimi göstererek sırıttım. Kaşlarını sanki gözleriyle birleştirmek istercesine çattı ve yüzüme tokat attı. Tanrım bana tokat attı!

"Seni piç! Sen benim kim olduğumu bilmeden bana nasıl tokat atarsın? Benim bir kız olduğum için sana hiçbir şey yapamayacağımı sanıyorsun ama sana neler yapabiliceğim aklının ucundan bile geçmez!" diye bağırdığımda alaylı bir şekilde kahkaha attı.

"Senin gibi bir sürtük ancak başkalarının altındayken bir şeyler yapabilir." dedi dişlerinin arasından.

"Öyle mi?" dedim ve dizimi önce erkekliğine daha sonra birkaç kez karnına geçirdim. Bunu bana babam öğretmişti burda tek yaşadığım için eğer sorun olursa bu hareketi yapmamı söylemişti. Bu bana çok az bir zaman kazandırdığını ve hemen ordan uzaklaşmam gerektiğini söylemeyi de unutmamıştı. Sonunda yere yığılınca "Ben diğer kızlara benzemem. Ben Rachel Grey'im." dedim ve koşar adımlarla deponun kapısına doğru giderken acı dolu inlemelerin arasından "Sana bunu ödeticem Rachel! O adam seni becerememiş olabilir ama seni sabaha kadar becericem ve seni öldürücem! Bana durmam için yalvaracaksın!" diye bağırdı. Depodan çıktım ve düşünmeye başladım. Shelby bu çocuk hakkında iyi bir geçmişi olmadığını söylemişti ve depoda bana bağırırken korkmadım desem yalan olur. Tanrım neden hep böyle şeyler benim başıma geliyor? Depodan uzaklaştığımda bardan uzak olmadığımı fark ettim. Barın önüne geldim ve arabamı aldım. Eve doğru sürerken bir yandan da Shelby'e geri döndüğümü belirten bir mesaj attım. Aslında onlara kızgındım beni hiç merak etmediler mi? Barda resmen sürüklenerek götürüldüm. Bunu onlara sormayı unutmamalıydım. Eve doğru sürmeye devam ettim.Fazla içki içmemem benim için iyi bir şeydi demek ki bu Dünya'da iyi bir şey olabiliyormuş. Tuhaf.

İmpossibleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin