İmpossible

Kiss.

Merhaba arkadaslar :) 4. bolum kısa olduğu icin diğer bölümü fazla bekletmeden koydum :) umarım begenirsiniz lutfen dusuncelerinizi yorum olarak yazin yada bana mesaj atın :) oy verirseniz cok sevinirim :) sizi seviyorum :)

***************

5.Bölüm-Kiss

RACHEL'IN AĞZINDAN;

Sabah uyandığımda burnuma değişik bir koku geldi. Odamin her zamanki vanilya kokusu degildi bu daha çok erkeksi ama hos bir kokuydu. Gözlerimi açtığımda kendi odamda olmadığımı anladım. Burası da neresi?

Oda siyah,beyaz,mavi ve kırmızı renklerle dösenmisti. Güzel mobilyaları vardı ve çok düzenliydi. Buranın kimin evi olduğunu düşünürken aklıma dün gece yaşanan olaylar geldi. Jackson, öpüşmemiz, Josh'un evime gelmesi, beni arabaya bindirmesi... Ah tanrım! Burası onun evi mi? Hemen ayağa kalkmaya çalıştım ama çalıştım çünkü bir sey beni engelliyordu. Beni engelleyen seye baktığımda belimde bir sey vardı. Eller? Tekrar kalkmaya çalıştığımda beni geri çekti ve üzerine düştüm. Boğuk bir şekilde inledikten sonra gözlerini yavaş yavaş açarak yeşil gözlerini göz önüne sundu.

"Nereme düstüğüne dikkat etmelisin bence" Ukala sesini duyduğumda gözlerimi devirdim.

"Dün gece uyuya kaldığın için bana yaptıklarının cezasını çekemedin o yüzden seni buraya getirdim. Ama şu an uykum var o yüzden yanıma yat ve uyu seninle daha sonra ilgilenicem" dediğinde ağzım açık kalmıştı. O kadar sakin söylemişti ki.

"Ceza mı? Sen kafayı yemişsin! Senin gibi bir piçle asla aynı yatakta yatmam!" diye bağırdım. Doğruldum ve yataktan hızlı bir şekilde kalktım. Bu sefer beni belimden çekemeden kalkmıştım. Şuan cok sinirliydim. Birde hic birsey olmamış gibi yanımda yatmamı söylemisti. Bence kafayı yemis!

Kapıya doğru elimi uzattığımda kolumda ellerini hissettim. Beni kendine doğru döndürdüğünde resmen kaşlarını gözlerine birlestirmek istermis gibi catmıştı. Ayrıca beni öldürmek istiyormuş gibi bakıyordu. Ah! Ne saçmalıyorum ben? Cocuk zaten beni öldürücek. Korkmadım desem yalan olurdu. Tamam onu daha önce dövdüm ama bu ondan korkmadığım anlamına gelmez. "Ne yaptığını sanıyorsun sen?!" diye bağırdığımda cevap vermedi. Çenesi kasılmıştı yani baya sinirlenmişti.

"Sana birsey söylediğim zaman ikiletmeden yap. Eğer yapmazsan bu senin icin kötü olur güzelim. Şimdi sana benimle uyu diyorsam uyu ve o lanet çeneni kapat!" diye bağırdığında pardon kükrediğinde kafamı onaylarcasına salladım. Arkasını döndü ve beni muhteşem sırt kaslarıyla bas basa bıraktı. Bu cocuk kesin deli, şizofren, manyak,pic ama aynı zamanda çok seksi. Tanrım ne düşünüyorum ben? Cocuk beni öldürmeyi düsünüyor!

Düşüncelerimden kurtularak yatağa doğru ilerlemeye başladım. Yatağın kenarına geçtim ve yattım. Gözlerimi kapattığımda belimde hissettiğim ellerle gözlerimi aniden açtım ve çığlık attım. Bu yaptığıma sadece gülmüstü.

"Ne yaptığını zannediyorsun sen? Çek şu pis ellerini üzerimden" dedim ellerinden kurtulmaya çalışırken. Resmen sudan çıkmış balık gibi cırpınıyordum. Kas yığını hic hareket etmiyordu bile aksine benim bu halime kahkaha atıyordu. Normalde olsa bu kahkaha hoşuma gidebilirdi ama şuan normal olduğunu düsünmüyorum.

"Çırpınmayı kes ufaklık yoksa sonun senin için hic iyi olmayacak" dedi picimsi sırıtışıyla.

Bir dakika, ne dedi bu? Ufaklık mı? Ben mi?

"Ufaklık mı? Gözlerin kör mü senin? Ben 19 yaşındayım." dedim sadece omuz silkti. Çırpınmayı bıraktım ve pes ederek yanına yattım. Nasıl olsa çırpınmak işe yaramıyordu. Kas yığını ne olucak! Yanına yattığımda beni kendine daha cok cekti.