yine ben geldim :d
Bugün her zamanki gibi cok mutluyum. Tabiki sizin sayenizde.
okuyucu sayimiz baya yukseliyor ve ben bunun icinne kadar tesekkür etsem azdır.
Sizi gercekten seviyorum.
Siz her zaman benim kücük psikopatlarımsiniz.
Oy ve yorumlariniz benim icin cok önemli o yüzden bekliyorum :d
neyse okuyun siz
************
Babamın beni kolumdan cekmesiyle kendime gelmistim. Yaklasık 10 dakikadır kapının önünde eve bakıyordum.
Daha doğrusu saray mı demeliyim?
Cünkü buna ev demeye dilim gitmiyordu. Nerdeyse bizim evin 3 katıydı ve bizim evimizde büyüktü. Yani bu evi görene kadar büyük olduğunu düsünüyordum. Su an bana büyük gelen evimiz cok cok kücüktü.
Ed benim bu halime hem gülüyordu hemde homurdanıyordu. Benim yüzümden onlarda dısarıda beklemislerdi.
Babam bizden önce kapıya gitti ve zili caldı. Kapıyı hizmetci olduğunu düsündüğüm bir kız acmıstı.
İceri girdiğimizde Toby, Jackson, adını bilmediğim Jackson'un annesi ve benim yaslarımda bir kız vardı.
Bizim geldiğimizi görünce Toby ayağa kalktı ve babama sarıldı. Ben sadece onları kafamla selamlamıstım. Babam bu hareketimi doğru bulmadığını bakıslarıyla belli etsede onu umursamadım ve koltuğa oturdum.
"Rachel, cok güzel olmussun." dedi Jackson'un annesi. Kadının adını hala bilmiyordum. Eninde sonunda öğrenicektim.
"Tesekkür ederim" dedim utanarak. Ne zaman biri iltifat etse hemen utanırdım.
Normal kızların utandıklarında yanakları kızarırdı ama zaten bende normal olduğumu söyleyemem.
"Bu kızım Jessie, Jessie bu da Rachel." dedi ve benim yaslarımdaki kızı gösterdi.
"Jess desen yeter." dedi kız yerinden kalkma zahmeti göstermeden.
Zaten benimde isime gelmisti kim o koltuktan kalkıcakta onun yanına gidecek?
Anlatırken bile üsendim.
"Rae desen yeter" dedim aynı sekilde.
Babam Jackson'un ailesi ile iyi anlasmısa benziyordu. Bende Jess ile iyi anlasmıstım.
O da benim gibiydi resmen baska anne ve babadan doğma kardesler gibiydik.
Kısa süre icinde onunla beraber o kadar cok gülmüstük ki karnım ağrıyordu. Shelby'den sonraki en iyi arkadasım olmustu.
Ed ise Jackson'la pek anlasamasa da onlarında ortak bir yönleri cıkmıstı.
Bizimle uğrasmak.
İkisi de Jess ile konusurken nelerden konustuğumuz öğrenmeye calısıyordu.
Bütün gün, aksam yemeğinde bile bizimle uğrasıp durdular. Ama Ed Jess'le daha cok uğrasmıstı galiba ondan hoslanmıstı.
Yani hoslansa da anlardım. Kız o kadar güzeldi ki. Kahverengi sacları ve mavi büyük gözleri vardı.
Kıskanmadım desem yalan olurdu.
Jess ile cok fazla sohbet etmistik. Bana odasındaki albümlerini ve kitaplarını göstermisti.
Ed ve Jackson birkac kez odaya girmeye calıssada onların girmesine izin vermemistik.
"Rachel, gidiyoruz" dedi Ed kafasını kapıdan uzatarak.
Telefonumu acıp saate baktığımda saatin 02:45 olduğunu gördüm. Nerdeyse sabah olucaktı.
Onu istemeyerekde olsa kafamla onayladım ve asağı indim.
Babam ve Toby hala konusuyordu. Benim geldiğimi görünce babamda ayağa kalktı.
"Artık gitsek iyi olucak." dedi babam Toby'e bakarak.
"Bu saatte eve gitmeyi düsünmüyorsunuz değil mi? Aklınızdan bile gecirmeyin. Burda.hepimize yetecek kadar oda var" dedi Toby.
Adam haklıydı, burda herkese yetecek kadar oda vardı.
Babam bana bir cevap beklercesine baktığında omzumu silktim. Beni icin sorun olmazdı. Ayrıca Jess ile biraz daha zaman gecirmis olucaktık.
"Tamam o zaman" dedi babam Toby'e.
"Peki. Maria hizmetcilere odaları hazırlamasını söyler misin?" dedi Toby karısına bakarak.
Demek ki Jackson'un annesinin adı Maria'ydı. Size eninde sonunda öğrenirim demistim.
Maria onaylarak kafasını salladı ve yanımızdan uzaklastı.
Jess'e baktığımda sevinmis görünüyordu. Aynı sekilde Jackson da sevinmis görünüyordu.
Ondan hala özür dilememistim ve bu kendimi kötü hissediyordu. Onu ben dövmemistim ama Josh onu benim yüzümden dövmüstü ve bu da benim kendimi kötü hissetmem icin yeterdi.
"Odalar hazır efendim"
Hizmetci kızın haber vermesiyle hepimiz bize verilen odalara gectik.
Jackson'ların evi büyük olduğu icin hepimize ayrı odalar vermislerdi ve bu benim icin iyi bir seydi.
Esneyerek odaya girdiğimde yatağın üzerinde pijama olduğunu gördüm. Telefonumu komodin'in üzerine koyup tekrar esnedim.Pijamaları üzerime giydiğimde bana büyük geldikleri icin komik durmustular.
Kendimi yatağa attığımda komodinin üzerindeki telefonun titremeye baslamıstı. Telefonuma uzanıp almaya calıstığımda sonuc pek güzel olmamıstı her zamanki gibi yerdeydim.
Oflayarak ayağa kalktım ve telefonu alıp arayana baktım.
Arayan Josh'du ve kapatsamda yeniden arayacağını bildiğim telefonu tamamen kapattım.
Üzgünüm Josh senden uzak durmalıyım.
***********
Dı End.
Elimden geldiğince uzun yazmaya calıstım. Cok uzun olmasa da cok kısa da olmadı neyse anladınız siz :d
Telefondan yazdığım icin yazım yanlısları olabilir kusura bakmayın.
Neyse hepinizi cok seviyorum oy ve yorum verirseniz daha.cok seviceğime emin olun agsgsfgsh
tamam sustum -,-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmpossible
Teen FictionAşkın zayıflık olduğunu düşünen insanlar, asla aşık olmayacaklarını da düşünürler. Onlara göre aşk imkansızdır. Ama şunu bilmiyorlar; imkansız diye bir şey yoktur. © Tüm hakları saklıdır.