Thank you.

749 27 2
                                    

Sa mümin kardeslerim :d

Diğer hikayeme de bir göz atarsanız hic fena olmaz hani :d

Oy ve yorum please gabjans

iyi okumalar :)

**********

Dediği seyi beynim daha yeni idrak ediyordu. O kadar cok korkmustum ki duyduğum seylerin beynime gitmesi biraz zaman alıyordu.

"Ne?" diye sordum anlamayarak.

"Pencereden yangın merdivenine cık ve git burdan cabuk!" dedi kısık bir sesle.

"Ne? Hayır sacmalama! Ailen o adamın elindeyken neden kendi hayatımı kurtarayım?"

Josh yanıma büyük adımlarla geldi ve gözlerimin icine baktı.

"Rachel, sana yalvarıyorum git!"

Kolumdan tutup pencereye doğru sürüklemeye basladığında onu durdurdum.

"Kendi hayatım icin senin annenin ve kız kardesinin hayatını tehlikeye atmam." dedim kararlı bir sesle.

Josh'ın bunu benden cidden istediğine inanamıyorum. Neden kendi hayatım onların hayatından değerli olsun ki?

Josh'un kız kardesi daha 5 yasında! Daha ne olduğunu bile anlamayacak yasta. Onun hayatını yasamadan ölmesine izin verecek kadar zalim değildim. Ben William değildim!

"Rachel onlara birsey bulurum sadece git!"

"Benim buray geldiğimi biliyorlar eğer burdan gidersem seni de öldürücekler!"

Sesim yüksek cıkmaya basladığında Josh eliyle ağzımı kapattı.

Kapıya artık omuz atmaya baslamıslardı.

Josh birseyler düsünüyordu. Belkide plan yapıyordu.

"Bir fikrim var ama acele etmeliyiz. Benimle gel" dedi ve pencereden gecerek yangın merdivenine atladı.

İnsan nezaketen önden gecmemi bekler Josh!

Josh yangın merdivenine cıktığında elini bana yardım etmek icin uzattı.

Tamam sözümü geri alıyorum. Cocuk bana yardım etmek icin önce gecmis.

Josh'un elini tutup pencereden cıkmaya calıstığımda basaramadım.

Lanet olsun! Neden bu kadar dar bir elbise aldım ki ben?

Ayağımdaki topuklu ayakkabıları cıkardım ve yere attım. Elbiseyle zor olsada bu sefer cıkmayı basarmıstım.

Yangın merdivenlerinden hızlıca indiğimizde büyük bir kırılma sesi duyuldu.

Yukarı baktığımızda daha demin indiğimiz pencereden bir adam silahıyla birlikte bakıyordu.

Josh'u kolundan tutup hızlıca kosmaya basladık.

Josh biraz sendelesede benden önde kosuyordu.

Tabi o elbise giymiyor nasıl olsa!

"Rachel hızlan!"

Josh'un bağıran sesini duyduğumda biraz hızlanmaya calıstım ama elbise buna engel olmustu.

"Üzgünüm ama elbiseyle kosmak göründüğü kadar değil!" diye sitem ettim.

Ah Tanrım! Nefes nefese kalmıstım ve artık dayanabileceğimi hic sanmıyorum.

Ben kosmaya alısık değilim ki. Ben sadece eğer bir yerde bedava yemek varsa veya en sevdiğim dizi baslamak üzereyse kosarım.

"O elbiseyi giymeseydin o zaman! Hala Jackson'un yanında o elbiseyle durduğuna inanamıyorum"

Kosarken bile bağırabiliyordu!

"Ciddi misin? Su an sence elbisemi konusmak icin uygun bir zaman mı?" diye sitem ettim.

Artık bacaklarımı hissetmemeye baslayınca yavasladım.

"Josh ben artık dayanamıyorum!"

Josh arkamızda biri var mı diye kontrol ettikten sonra durdu ve binaların arasındaki bir bosluğa beni soktu.

"Simdi beni iyi dinle Rachel. Onlara senin kactığını ve seni yakalayamadığımı söyleyeceğim. Senden istediğim tek sey bir otele git ve her tarafı kilitle. Mümkünse kimseyle konusmamaya calıs. Sana vereceğim telefonla ilk is bana otelin adresini at. Tamam mı?" diye sordu.

Onu kafamla onayladığımda benim telefonumu ve bir miktar para verdi.

"Bu para ne?"

"Otelde bedava kalacak halin yok ya" dediğinde kafamı salladım.

"Tamam hadi git. Kendine dikkat et ufaklık." dedi gülümseyerek ve beni öptü.

Ona karsılık vermeye basladıktan bir süre sonra ayrıldı ve bana o bayıldığım carpık gülüslerinden birini yolladı.

Ona gülümseyip sarıldığımda beni kendine cekti.

"Tesekkür ederim"

***********

The end.

Umarım beğenmissinizdir. Normalde yarın koyucaktım ama bekletmek istemedim.

Oy ve yorum lutfen :d

Sizi seviyorum

»mrspsychopath .x

İmpossibleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin