Bu sefer sacmalamadan kısa kesicem burayı :d
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum
Sizi seviyorum <3
mrs.psychopath xx
*****************
Telefonumdan gelen Arctic Monkeys'in sesi ile gözlerimi açtım.
Yatak tam karsımda duruyordu. İyi de yatak karsımdaysa ben nerde uyuyordum ki?
Etrafıma baktığımda yerde olduğumu anlamam fazla uzun sürmemisti.
Sizi dağınık yattığımı söylerken saka yapmıyordum. Genelde yatakta dönerken ya düserim yada kafamı duvara vurarım. Belkide bu mallık burdan geliyordur.
Ayağa kalktım ve telefonumu aramaya basladım. Telefonun sesini duyuyordum ama telefonu bir türlü bulamıyordum. Ah! Nerde bu lanet telefon?!
Sarkı sesi kesildiğinde hala telefonumu arıyordum. Yatağın altına bakmak aklıma geldiğinde oraya da baktım.
Bingo! Telefonum ordaydı. Eh! Ne yaparsınız sahibine cekmis o da benim gibi yerlerde sürünüyor.
Elime aldığım telefon tekrar titresip Arctic Monkeys'in sarkısı basladığında vakit kaybetmeden actım.
"Alo?"
"Alo"
Arayan babamdı. Aslında sasırmamıstım arayacağını biliyordum hatta gec bile kaldı diyebilirim.
"Efendim baba" dedim soğuk bir sekilde hala onu affetmis sayılmazdım.
"Meleğim, beni affettin mi? Ne olur beni affet biliyorsun sana zarar vermek hayatta isteyeceğim son sey. Sen annenden kalan en önemli hatırasın sence bu hatıraya kötü davranır mıyım?"
Sesi gercekten üzgün geliyordu. Belki de fazla abartmıstım.
"Seni tabi ki de affettim. Sen benim babamsın, bu dünyada en değer verdiğim kisisin." dedim gülümseyerek.
"Seni cok seviyorum kızım"
"Bende seni seviyorum baba"
"O zaman seninle birkac günlüğüne yere gidelim mi?" diye sordu heyecanla.
"Nereye?" diye sordum merakla.
"New York'taki evime gelmek ister misin? " diye sorunca gözlerim irilesti.
"Aman tanrım oraya mı gidiyoruz?" dedim ve kücük bir sevinc cığlığı attım.
O evde annemle gecirdiğim bir sürü anı vardı. Annem ölmeden önce kalırdım ama annem öldüğünden beri gitmemistim.
"Evet tatlım. Hadi sen hazırlan saat 5'te uçağımız kalkıyor. Seni 2 saat sonra alırım." dedi ve telefonu kapattı.
Yatağımın üzerine cıktım ve zıplamaya basladım. Annem öldükten sonra ilk defa New York'a gidiyordum ve suan cok mutluydum.
Bir saniye babam beni 2 saat sonra alıcağını söylemisti ve hatta su yatakta zıplama olayından dolayı 10 dakika kaybetmistim. Yani 1 saat 50 dakika icinde banyoya girmem, üzerimi giyinmem, saclarımı yapmam, makyajımı yapmam ve bavulumu hazırlamam lazım.
Bu şu demek oluyor ki; eğer biraz daha mal gibi burda durursam gec kalıcam.
Hemen banyoya girdim ve hızlı bir.dus aldım. Dolaptan sort ve tisort cıkarttım ve üzerime gecirdim. Saclarımı bir kac kez taradım ve acık bıraktım. Sekil vermeme gerek yoktu zaten sekilliydi.
Gözlerime ince bir eyeliner sürdükten.sonra geriye kalan tek sey bavulumu hazırlamaktı ve bunu sadece yarım saatte yapmalıydım.
New York'ta havanın nasıl olduğunu bilmediğim icin hem sıfır kollu badiler koydum hemde kazak koydum.
Yanıma ic camasırı ve Josh'la beraber aldığımız bikinileri de koyduktan sonra hazırdım.
Bavulumu tasımaya üsendiğim icin merdivenlerden aşağı yuvarladım. Ne var? Zaten icinde kırılıcak bir sey yoktu.
Merdivenlerden asağı indim ve yerdeki bavulu kaldırdım. Babam dakik biri olduğu icin birazdan gelirdi.
Ve dediğim gibi! Zil calmıstı ve babam gelmisti.
Bavulu pesimden sürükleyerek arabaya kadar getirdim ve bagaja koydum. Daha doğrusu babam koydu.
Babam beni görünce uzun uzun sarılmıstı ve artık nefes alamıyordum.
"Baba nefes alamıyorum!" dedim zorlukla. Beni hemen bırakmıstı.
"Üzgünüm" dediğinde kafamı önemli değil anlamında salladım.
Hava alanına gelene kadar Londra da neler yaptığım hakkında konusup durduk. Tabi ki ona hergün Shelby'le barlara gittiğimizi söylemedim. Yoksa bana ceza verirdi ve onunla u
yasamaya zorlardı. Zaten onunla yasamam icin zorluyordu. Biliyorum o yalnız ve kızının yanında olmasını istiyor ama ben Londra'dan ayrılmak istemiyordum.
Hava alanına geldiğimizde görevli kadın üzerimizi aradı ve uçağa bindik.
Babam benim cam kenarına oturmayı sevdiğimi bildiğinden oraya oturmamıstı. Bu benim icin bir alıskanlık olmustu eğer cam kenarına oturmazsam bütün yolculuk boyunca konusarak iskence edebilirdim. O yüzden cam kenarına kimse oturmaz.
"Ben biraz dinlenmek istiyorum" dedim ve kafamı cama dayadım. Tabii kulaklıkların kulağımdaydı. Telefonumdan Avril Lavigne-Hot 'u actım tekrarlamayı acarak gözlerimi kapattım.
Bekle beni New York!
*************
-Yeni bölüm biraz kısa ama bu bölümlerden sonra Josh ve babasının nerde ve nasıl tanıstığını anlayacaksınız.
-bu arada okuyucu sayisi baya yukseldi bunun icin size tesekkur ederim
- Cok mu ciddi oldu bu yağğ???
-Neyse evdekilere benden selamlar :d
-Sizi seviyorum psikopatlar bzjx.xkz
-Bide yorum yapin ve oy verin bi zahmet gsbhsus
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmpossible
Teen FictionAşkın zayıflık olduğunu düşünen insanlar, asla aşık olmayacaklarını da düşünürler. Onlara göre aşk imkansızdır. Ama şunu bilmiyorlar; imkansız diye bir şey yoktur. © Tüm hakları saklıdır.