◈ 8 ◈

9.6K 573 32
                                        

İleride seveceğim adamın bana doğru yürüyüşünü izledim.

Adımı sorduğunda, elimi sıktığında, gözlerime baktığında ona aşık olmuştum.

Daha sonra, aşık olduğum adamın beni tutuşunu izledim.

Kollarını kimseye sarmadığı gibi bana sarışını hissettim, kalbime kadar.

En son olarak, kaybetmemek için her şeyimi verebileceğim adamın benden gidişini izledim.

Usulca, sessizce attığını sandığı adımların kulaklarımı ve tüm iç organlarımı tırmaladığını gördüm. Ayrılığın bana ilk kez acı çektirişine şahit oldum. Yara bandı çeker gibi uzaklaştığı düşünüyordu. Bense en zirvede yaşadığımın düşüyle uyuduğum günlerin en diplerinde süründüm. Derinliklere gömüldüm. Sesimi duyuramadıkça pes edip gömdüm içime onu, beni, bizi. 

İyisiyle, kötüsüyle, en güçlüsüyle, en acısıyla yaşamaya çalıştım sonra. Başaramadım. 

Başardığımı sandım, yine olmadı.

Bittiğini anımsatan çok şey vardı ama inanmak istemedim. Bekledim. Birgün döner diye sanırım.

Bazen dönecek gibi oldu, ama yok, dönmedi. 

En derinlere gömdüklerimle kaldım ben de. Kendi kendime. Yapayalnız. Onsuz bir geleceği kabullenemedim. Tam kabullenecek gibi döndüm, yine karıştırdı aklımı. Hep böyle yaptı. Ne zaman devam edebilecek gücü ufak bir kıvılcım dahi kendimde bulsam, bir yerden çıkıp yine başımı döndürdü. Beni aynı konuma soktu. Onun yokluğundaki aciz, kendine saygısını yitiren, yeniden sevemeyen kız oldum tekrar.

Ama şimdi, yanımdaydı. 

Beşinci sıranın koridor tarafında, boyu uzun olduğu için önümüzdeki yaklaşık üç saat boyunca rahatça oturabileceğini düşünerek seçtiğim koltuktaydı. Bense hemen sağında, diğer yandaki sıranın koridor tarafındaydım. 

Her şeye; geçen onca zamana, edilen küfürlere veya dudakların birbirlerinden kopamadıkları günlere rağmen terk edişlerin ardından, o, sol yanımdaydı. Ve birlikte uçuyorduk. Hiçbir kızla uyumayacaktı bu gece. Göğsüme bir su serpildi. Güzel bir nefes alıp verdim. Huzuru tattım rahatlayarak. Tüm geçmişi unutmuş gibiydim. Bana ettiği pek bir kötülük yoktu aslında ama gidişinin bıraktığı yaralar aylarıma mal olmuştu. Unutmak, burada bulunma amacıma ters olurdu. 

"Yavaş..." dedim, aramızdan geçip ön tarafa devam eden hostese bakışını gördüğümde. 

"Görmedin mi?" dedi.

"Neyi?"

"Ceketinin üstündeki broşun kol düğmeleri bende var."

Gözlerimi devirdim. "Ben de yedim."

"Gayet var. Gösteririm birgün."

İyi kıvırdınız Uraz Bey. 

"Gösterirsin," dedim gülümseyerek. O günü çok beklerdi.

"İlginç bir insansın."

Gözlerimi kocaman açarak ona döndüm. 

"Ben mi ilginç bir insanım?"

Durup dururken bir ilişkiyi bitirip sonra sanki ayrılınmamış gibi hayatıma müdahale eden kimdi peki?

"Evet."

Ha, bunca zamanın ardından hala arabasında ona hediye ettiğim anahtarlığın asılı olması da ilginç değildi hiç zaten.

"Nerem ilginç benim? Dünyanın en normal insanıyım."

Son DefaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin