◈ 21 ◈

7.5K 474 15
                                    

"Her yer mısır oldu!"

"Sen bekle, iki bira daha alıp geliyorum."

"Çirkin biradan al."

"İçebilecek misin ki sanki?"

"Havada mısır yakalamayı öğrendim ben, her şeyi yapabilirim!"

Ayağa kalktı. Bara doğru ilerlerken duraklayıp geri döndü. "Ben yokken başını belaya sokmazsın, değil mi?"

Güldüm. "İki birada sarhoş olmuyorum."

Gözlerini devirdi. "Hayır ufaklık, alkole dayanıklı olduğunu ben de biliyorum. Hani en son kendimizi kim bilir kimlerin olduğu bir poker masasında bulduk ya..."

"Ha o hikaye..." Bilmiş bilmiş başını salladı. "Ya, o hikaye." İki parmağını önce kendi gözlerine, sonra bana tutarak ilerlemeye başladı. 

Arkasından seslendim "Söz vermiyorum!"

Uraz'ın barmen ile konuşmasını izlerken arka taraftan gelen alkış sesleri dikkatimi dağıttı. Dönüp baktığımda beş kişilik bir arkadaş grubunun dart oynadığını gördüm. Eğlenceli gözüküyordu. Yanlarına gidip yakından izlemeye başladım. Basit bir dart oyununu bu kadar eğlenceli yapan şeyin ne olduğunu merak ederken anlamam uzun sürmemişti: Alkol ve iddia. Bizim yaşlarımızdaki arkadaş grubu iki yana ayrılmıştı. Ortaya sırayla biri geçiyordu ve iki taraftan biri tezahürata başlıyordu. Kumral çocuğun attığı ok iyi bir yere saplandığında sol taraftakiler sevinçten bağırmaya başladılar. Ellerindeki biraya aldırmadan birbirlerine sarıldıklarında sarı sıvının yavaşça bluzume doğru dökülüşünü izledim. Genç kız fark ettiği gibi arkadaşına sarılmayı bıraktı. En yakın masadan aldığı peçeteyle üstümü silmeye çalışırken karşılıklarını bilmediğim kelimelerle İtalyanca konuşuyordu. Güldüm. "It's okay. It's okay." (Önemli değil. Önemli değil.) dedim. Dart sırası diğer takıma geçmişti. Tüm ilgi yeni oyuncuya kayarken ben de izlemeye başladım. Kısa boylu, esmer bir oğlan vaktini odaklanmaya ayırdı. Bir iki kez bileğini oynatıp deneme yaptıktan sonra oku fırlattı. 

Ok, en ortadaki yuvarlağa saplandığında az önce üstümü silmeye çalışan kız ile birbirimize baktık. Aynı anda bağırıp zıplamaya başladık. Kız kolunu benim omzuma atıp kendisiyle birlikte orta noktaya geçmemi sağladı. İtalyanca konuşarak tüm tezahürat eden arkadaşlarını susturduktan sonra elime bir ok verdi. Oku ona geri vermeye çalışırken benimle de İtalyanca konuşmaya çalışıyordu. Gülüyor, el işaretleriyle dart oynamamı söylüyordu.

"Ee, atmayacak mısın?"

Havada kalan anlamsız kelimelerin arasından Türkçe olanların kaynağını seçmek için arkamı döndüm. Barın oyun tarafıyla bizim oturduğumuz masaların olduğu kısmı ayıran ince sütuna yaslanmış, izliyordu.

Atacağım tabii.

Tekrar dart tahtasına döndüm ve meraklı bekleyişteki beş gencin ritmik alkışlarına gülümsedim. Daha önce bir kez bile oynamamıştım. Az önceki esmer çocuğun durduğu gibi durdum. Oku tuttuğum bileğimi üç kez oynatıp atıyormuş gibi yaptım. Gözlemlerimin bana edebileceği yardımın sonuna gelmiştim ki bir el, karnımın üstünden bana nazikçe dolandı. Uzunca bir beden tüm arka vücuduma, sırtıma, belime, kalçama ve bacaklarıma yaslanıp benimle bütünleşti. Tanıdık parfümün boynuma sürtünüp daha sonra başımın hemen yanında, kulağımın tam dibinde duraklamasını gözlerim kapalı hissettim. Uraz, sağ kolunu benim kolumun hizasında kaldırarak elini, parmaklarını benimkilerle örttü. Oku artık ikimiz tutuyorduk.

"O kadar acemisin ki," diye fısıldadı kulağıma.

"Ne konuda?" diyerek Uraz'ı yanıtlarken kalçamı bilerek biraz daha geriye bastırdım. 

Son DefaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin