◈ 15 ◈

8.7K 492 29
                                    

Venedik Karnavalı'nın en kalabalık günlerinden birinde, St Mark meydanındaydık. Kostümlerin ihtişamını gördükten sonra kendisinin ne kadar abartılı giyinmiş olabileceğine dair kuşkuları yok olmuştu. Hatta, kostümlerimizin diğerlerinden bir tık daha sade olduğunun ayırdına varınca içten bir oh çekmişti. Etrafını inceliyordu meraklı meraklı. İlk kez lunaparka götürülmüş bir çocuk gibiydi. 23 Nisan'dı sanki. Her yer cıvıl cıvıl ve renkliydi. Çalgıcıların eşliğinde çılgınca dans eden, şarkı söyleyenleri izliyordu. 

Ben de onu izliyordum.

İkimizin de maskeleri takılıydı. Yanımızdan geçen herkes bize selam veriyordu, biz de onlara. Çift halinde gezenlerin kostümleri arasında hep uyum vardı. Ancak bizim renklerimiz birbirinden çok farklıydı. Ben çarpıcı ve cesur renklerin; siyah ve kırmızının içindeydim. Oysa açık mavi ve soluk bir beyazın etkisi altında, karnaval ortamına adapte olabilecek ama çok da ilgi çekmeden düşük profil izleyebilecekti. Aynen isteyeceğini düşündüğüm gibi. 

Uraz kaleyi içten fethetmeyi severdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Uraz kaleyi içten fethetmeyi severdi. Sıradan gözüküp, sıradışılığını başkalarına fark ettirirdi. Aslında, işin gerçeği, hala emin değildim. Rol mü yapıyordu olmak istediği kişiyi insanlara lanse ederken? Yoksa sahici miydi anlattıklarında, davranışlarında? Bir yandan asla tutamayacağı sözler vermeyen biri olarak tanıtırken kendini, öteki yandan tüm sözlerini yaşadıklarımızla birlikte unutup giden o değil miydi? 

Ne diye getirmiştim ben bu pisliği buraya? Değer miydi onun kadar hak etmeyen birine bu kadar harcama yapmak? Değersizleştirmişken beni, ona yeniden sunmak? 

Aylin! Kendine gel! Uyan! Sana sesleniyor. Duy onu!

"Hey?"

"Ne dedin?"

"Ufaklık ve küçük hanım dememe kızıyor olduğundan ötürü bilerek cevap vermiyorsun sanmıştım ama ciddiymişsin. Bir şey mi oldu?"

Başımı iki yana salladım. Bir süre dans edenlere bakmaya karar verdim. Dikkatimi toplamam gerekiyordu. Yine dağılmıştım. 

"Düşünüyordum," dedim, dediğimin tam aksini yaparak yani HİÇ DÜŞÜNMEYEREK.

"Neyi tam olarak?"

Aptalsın Aylin! Bu sorunun geleceğini bile bile nasıl kıvıramadın! 

"Bir programımız var. Karnavaldan ötürü su trafiğinin yoğun olacağını sanmıştım ama tahmin ettiğimden on dakika erken geldik." Maskesinden ötürü mimiklerini zaten göremeyecektim. Bakmamaya devam ettim.

"Ee, kötü mü oldu? Bak canlı müzik var. Sen seversin müziği."

Keşke bu kadar basit olsa be Uraz'ım. Keşke.

"Haklısın, ne bileyim işte... Klasik kontrol manyağı durumlarım. Programda bir hata olmasın, her şey mükemmel olsun istiyorum."

Maskenin altından güldüğünü az buçuk da olsa duyabilmiştim. "Yine bizim, aynı Aylin. Her şey vaktinde, planlandığı şekliyle olacak. Ne eksik, ne de fazlası..."

Son DefaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin