◈ 7 ◈

10.8K 577 26
                                    

Orta büyüklükte spor bir el çantasıyla beni otelin önünde bekliyordu. Saat 7.45'ti. Hangi sıfatla onu ikna etmiştim ki? Bakışlarında şaşkınlık vardı. Kendinden emin attığı adımları, çaktırmamaya çalışsa da tedirgindi. Yanındaki Aylin, tanıdığı o Aylin değildi. Aylin alıp başını yollara çıkmazdı, kilometrelerce tek başına araba kullanmazdı, bu kadar zamandan sonra onun karşısına bir anda habersiz çıkmazdı. Böyle düşündüğü için onu suçlayamazdım. Tanımadığı biriyle yola çıktığını sanacaktı bir süre daha, ta ki aslında aynen bıraktığı gibi olduğumu görene kadar. 

Belki de eskiden çok değer verdiği biriydim. Bilmiyorum. Sadece ufak bir gençlik anısı olduğumu sanıyorum onun kafasında. Kendimi aşağılamak için söylemiyorum bunu. Eğer gerçekten dediğimin ötesi olsaydık zaten, böyle bitmezdik.

Kendimi şanslı hissediyordum.

"Neden gülümsüyorsun?"

Kendimi şanslı hissediyorum çünkü sen; şu anda benim yanımdasın. Başka hiçkimsenin değil. Benim yanımda. "Kullandığım bir arabaya ilk kez bineceksin."

Kahkaha attı. "Ha sen inandın benim bulunduğum bir ortamda o koltuğa geçebileceğine."

"Allah Allah... Ne olmuş? Mis gibi de kullanıyorum işte."

"Evet dün gördük arabayı kaldırışını. Lastikler ağladı."

"Asfaltı ağlatmış olmasınlar?"

"Valla ben son gördüğümde hepsi ağlıyordu. Hem asfalt, hem lastikler, hem de araba."

Güldüm. "Çok pisliksin biliyorsun değil mi?"

O da güldü. Bana her zamanki gibi biraz bulaşınca kendine gelmişti. Tedirginliği üstünden kalkmıştı. Rahatladım. "Ben gördüğümü söylüyorum. Hadi, şaka bitti, geç bizim arabaya."

Bizim?

İkimiz de durakladık. Herhangi bir tebessüm ifadesine sahip miydim? Bu üç günlük oyunun tamamı; önceden defalarca prova ettiğim replik ve perdelerden oluşacaktı. Ancak bu tarz sürprizleri senaryoya eklememiştim ki ben! 

"... yani benim, bizim eski araba... Bildiğin, hala o araba yani, değiştirmedim."

Evet, sana toparlama çabalarında kolay gelsin diyorum. Yaptığın o bilinçsiz, masum kelime hatası, benim günümü gün etti Uraz, yalnızca haberin yok. Bir daha asla olamayacak da. 

Bozuntuya vermeden, "Ha, o araba. Değiştirmeni beklemiyordum zaten. Ne kadar sevdiğini biliyorum."

Bıraktığı yere bakındığımda, benimkini dünden tanıyıp yanına park etmiş olduğunu gördüm. Yavaş adımlarla yürümeye başladık. 

"Ama acilen satmam lazım. Bir ara ilgileneceğim."

"Neden ki? Herhangi bir yerinde sıkıntısı mı var?"

Bugün buradaki havalimanından İtalya'ya direkt uçuş yoktu. Eğitimi için geldiği şehir, küçük bir yer olduğundan ötürü haftada yalnızca tek uçak burayla İtalya arasında sefer yapıyordu. Yolculuğumuz ufak bir araba yolculuğu ile başlayacaktı aslında. Yaklaşık bir saat sonra  en yakın büyükşehire varacaktık ve uçağımız oradan kalkacaktı. Tabii bu, bugün için geçerliydi. Kolaylık olsun diye tarihi öyle ayarlamıştım ki; üç gün sonraki dönüş bileti onu başka bir şehre değil, buradaki havalimanına geri getirecekti. Dolayısıyla arabasının burada kalması aslında yararına olurdu. 

"Aslında geçen hafta satıyordum."

Bunu beklemiyordum işte. 

"... Her şeyi ayarlamıştım. Alıcıyla yeri, saati, fiyatı her şeyi konuştuk. Çıktım yola. Yapacağım tek şey arabayı teslim etmekti."

Son DefaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin