◈ 30 ◈ Final (3/3)

14.2K 636 174
                                    

Final. Bitiş noktası.

Benim sonum, belki de umulmamış başlangıcım.

Veda etmek hiç bu kadar zor olmamıştı. Ona veda etmek, kendimi bildim bileli olduğum en iyi hale veda etmekti. Bir daha hiçbir zaman onunlayken hissettiğim kadar "ben" hissedemeyeceğimin bilincinde olmaktı. Nasıl mı bu kadar emindim? O gittikten sonra başka hiçkimse bana zevk vermiyordu, veremeyecekti. Vursalar da, öpseler de içimdeki boşluk her dokunuşu yutuyordu. Kalbim onun kokusu dışındakileri kapısından geçirmiyordu. Aşık olmak mı? Öyle deliydim ki. Her şeyine deli oluyordum. Basit bir hoşçakal tüm bunları nasıl karşılardı?

Hayatta olmak yaşamakla bir değildi. Gidişinin öğrettiği en büyük yara buydu.

Otel odasının balkonuna döndüm. Serin gökyüzü, büyük ve yabancı şehir ışıklarını söndürdükçe bize yıldızlarını bahşetmişti.

"Aranıza geliyorum,"dedim. Bir kez daha yıldızlarla konuşuyordum. Sevdiğim adamın nerede olduğunu öğrenmek için değildi bu seferki. Benim nereye gideceğimi haber vermekti yalnızca.

Balkonun son çizgisini hizalayan ahşap şeritlere yaklaştım. Ellerimi iki yana koydum. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Yeniden açtığımda eskisi kadar yalnız hissetmiyordum. Evet, yıldızlar vardı. Ve diğerleri gibi gözlerimi açana kadar beni terk etmemişlerdi.

Yıldızlarda olacaktım. Aralarında dolaşıp kaybolacaktım, ta ki kendimi bulana kadar. Sonra elbet birini sevecektim. Onu sevdiğim kadar sevebilir miydim, elbette severdim. Göğsümde atmakta olan kalp benim kalbimdi. İtalya'ya gelme amacım bu kalbi emanet ettiğim kişiden geri almaktı. Gereğinden fazla onda kalmıştı, gereğinden az değer görmüştü.

Milano'ya arkamı döndüm. Son konuşmamızı yaptığımız masaya bakıyordum. Son kahkahaların ve son bağırışların masasına. Daha fazla hesap sormak gereksizdi. Hak etmeyen birine hak etmediği sevgiyi vermek talihsizlikti. Pek çok ümidin, emeğin, hayalin yerle bir olduğunu görmekti.

İşaret parmağımla Uraz'ın kadehini ittim.

Boş kadeh masada ittiğim yöne düştü.

Özür dilerim Uraz ama... Sen benim için, bizim için, her şey için bittin.

Masaya devrilen kadehin çıkarttığı ses kulaklarımı tırmaladı. Unutmak için gözlerimi sımsıkı kapattım. Yaptığım şeyin benim için ne kadar zor olduğunu unutmaya çalışırken karnıma tanıdık bir sancı misafir oldu. Gözlerim kapalı, bir elimi boynuma götürdüm. Kokusunu alıyordum. Yakınlarımda olduğunu sanmak bile karnıma aynı heyecanın saplanması için yeterliydi.

Deliriyor olmalıyım, dedim.

Sonra beni arkadan sardı.

Elleri karnımın üstündeydi. Başını omzuma koydu. Kendimi ona bıraktım. Boynumdaki elimi onun ensesine götürdüm. Okşamaya başladım. Beni kendi bedenine bastırdı. Sımsıkı sarıldı. Kokusu her yerdeydi.

Gözlerimi açmak istemiyordum.

Açtığımda yine orada olmayacağından korkuyordum.

Boynuma bir öpücük kondurdu. Karnımın üstündeki eli belime kaydı. Beni kendine çevirdi.

"Aylin..."

İsmimin tınısı dudaklarından döküldü. Duyar duymaz göğsüm sıkıştı. Yine, yeniden, bir kez daha oracıkta öleceğimi sandım. Hayal mi görüyordum, yoksa gerçekten orada mıydı?

"Aylin bana bak."

Hoşçakalsız vedalarımıza bir tane daha mı ekliyordu aklım? Oyun mu oynuyordu bana yine, sırf üzülmeyeyim diye?

Son DefaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin