2.Bölüm

2.8K 106 11
                                    

Ali, kızlarla beraber içeri gelmiş, kızlar suçlarını itiraf ederken o da kenarda bekliyordu...

Ali, arkadaşından izin alarak, Eylül olanları anlatırken o da camın arkasından ifadeyi dinliyordu...

Eylül: Yavuz, arkadaşımız Serkanın babası. Yıllar sonra ortaya çıktı, Serkan çok sevinmişti. O gece, arkadaşlarımız Songül ve Güney'in evlilik yıldönümü için Kader'in evinde sürpriz hazırlamıştık. Biz sonradan gelecektik, biz gelene kadar Kader evde tek başınaydı. Yavuz gelmiş, ona... ona tecavüz etmeye çalışmış. O da kendini savunmak isterken... itmiş... Yavuz balkondan düşmüş... biz de o sırada eve geliyorduk, Yavuzu yerde kanlar içinde gördük...

Polis : neden polisi aramadınız?

Eylül : Kader'i direkt tutuklardınız... zaten pisliğin tekiydi, onun için hapse girmeye değmezdi diye düşündük...Kader de çok korkmuştu, biz de ne yapacağımızı şaşırmıştık. Nazan hanım geldi o sırada, o da destek oldu. Cesedi... cesedi alıp onun arabasıyla götürdük...

Polis : polisi arasaydınız arkadaşınız nefsi müdafaadan ceza almadan bile kurtulabilirdi... bunu neden yaptınız? Nasıl göze aldın bunu?

Eylül: bir an bile düşünmedim, Kader benim kardeşim. O da zamanında benim için aynısını yapmıştı.

Polis : nasıl yani?

Eylül : yani şey... benim için çok fedakarlık yaptı anlamında söyledim.

Ali, Eylül'ün birşey sakladığını farketmişti...

Kızlar da diğer sorgu odalarında herşeyi anlatıyordu.

Fadik, Kader'in sorgusunu dinledikten sonra Ali'nin yanına gider.

Polis : tamam, söyleyecek başka birşeyin yoksa, ifadeni aldım. Biraz bekleticem, sonra götürücez...

Eylül: tamam...

Eylül tek başına odada beklemeye başlar...

Ali : bitti mi?

Polis : evet.

Ali : durum nasıl? Yani ceza alırlar mı sence?

Polis : durum pek iç açıcı değil ne yazık ki... tamam suçu o işlememiş ama sen de biliyorsun Ali komiserim, yardım ve yataklık suçundan ceza alıcaktır.

Ali : kahretsin! Biraz konuşabilir miyim?

Polis : 5 dakika... sonra götürücez zaten. Davaya kadar...

Ali : tamam... Fadik, kameraları falan herşeyi kapat...

Fadik : neden?

Ali : sen dediğimi yap...

Fadik : tamam...

Ali içeri girer...

Ali : ah be Eylül.. neden yaptınız bunu?

Eylül: Kader benim kardeşim Ali... pişman değilim...

Ali : konuşmalarınızı ben de dinledim. Polise Kader için o da benim için aynısını yaptı dedin. Bu ne demek?

Eylül: yani.. dedim ya çok fedakarlık yaptı benim için

Ali : Eylül, yalan söyleme... seni tanıyorum, birşey saklıyorsun

Eylül : bu çok uzun bir hikaye Ali...

Ali : anlat...

Eylül: benden bunu isteme... noolur...

Ali : Eylül... ne saklıyosun?

Eylül: Kader'in yaşadığını ben de yaşadım... nefsi müdafaaydı... beni kurataran Songül ve Kader oldu. Bir an bile düşünmediler...

Ali : bi dakika bi dakika... nasıl yani? Biri sana...

Eylül ağlamaya başladı...

Eylül : üvey babam... anneme anlattığımda bana inanmadığı için beni yurda bıraktı ama o pislik durmadı, yurda da geldi...

Ali : Eylül... yapmadı de...

Eylül : hayır... ama kızlar gelmeseydi...

Ali : nooldu peki?

Eylül : kızlar ona engel olmaya çalıştı, o da kızları dövmeye başladı. Ben de kafasına taşla vurdum... Songül öldü dedi. Taksisi vardı, bu yüzden taksisiyle götürüp cesedi yok edecektik.. Serkan'ı çağırdık, durumu anlatınca bize hak verdi ve yardım etmeyi kabul etti...

Ali : Serkan? O da mı?

Eylül: evet... götürüp bir dereye attık...

Ali : Eylül... bu ortaya çıkarsa...

Eylül: o pislik ölmemiş Ali... çıktı geldi geri...

Ali : sevineyim mi üzüleyim mi bilemedim...

Eylül: ben de... işte o yüzden, Kader için bir an bile düşünmedim...

Ali : Eylül... söyle bana, nerde şimdi o pislik? Onu öldürücem... öldürücem onu...

Eylül: öldü... elektrik çarptı ve öldü...

Ali : özür dilerim... keşke... keşke o zamanlar seni tanıyo olsaydım... o zaman onun cezasını kendi ellerimle verirdim Eylül... bunlara gerek kalmazdı....

Ali, Eylüle sarılr.

Serkan bebekle ilgileniyorken Güney de yavaş yavaş odaya gider ve onları uzaktan izler...

Güney : kader mi lan bu? Songül'ü kaybettim ama şu bebek bile hayata tutundu... tamam en azından kızımın benimle olmasından mutluyum tabii ki ama Songül lan... o güçlü kız nasıl bu kadar çabuk pes eder lan?!

Mert : Songülü kaybettin ama o sana çok daha değerli birşey bıraktı... kızınız...

Güney : noolcak peki şimdi?

Mert : sahip çık kardeşim, düşünmen gereken bir kızın var artık. İlgilen onunla

Güney : daha isim bile düşünmedik biz. Songül, ne acelesi var, doğduktan sonra karar veririz demişti... kahretsin... en  azından keşke bir isim önerseydi, o zaman onu koyardım...

Mert : sen karar ver... sen koy ismini...

Güney : Songül... Songül olsun ismi... madem ben bi Songülümü kaybettim, bir tanesi hep yanımda olsun...

Kırgın ÇiçeklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin