70.Bölüm

1K 55 13
                                    

Gösteri günü
Herkes, Songülün annelerle ilgili olan gösterisini izlemek için okula gelmişti. Bir tek Ali ve Serkan yoktu, ikisi de işteydi. Serkan kafeyle ilgileniyordu, Ali ise görevdeydi...

Songül : baba baba, ben ne söyleyeceğimi unuttum. Rezil olucam çok korkuyorum

Güney : rezil olmazsın tabii ki prensesim. Sen çok akıllı bir kızsın. Hepsine çalıştın, herşey aklında. Biraz başlayınca herşeyi hatırlarsın zaten.

Yağmur : unutursan da bir şey olmaz ki birtanem... içinden gelenleri söyle, ezberden söylemek zorunda değilsin. Dimi Güney?

Güney : aynen, hiç önemli değil. Oraya çık ve hissettiklerini söyle tamam mı?

Songül kafasını sallamış ve öğretmeninin yanına gidip oturmuştu. Sırası geldiğinde de çok heyecanlıydı. Kızlar da onu izliyordu, Kader ağladı ağlayacak bir haldeydi...

Meral : sakın! Sakın Kader, sakın ağlama!

Kader : of naapıyım, çok duygulanırım ben böyle şeylerde... ya şuna baksanıza, bebek halini hatırlıyorum, küvezdeydi. Her gün saatlerce başında durur onu izlerdik. Gün be gün büyüdüğüne şahit olduk. Sonra bir de baktık, kocaman oldu... şimdi okulda gösterisi var. Yarın mezun olacak, sonra evlenecek...

Cemre : e yuh yani Kader, ne abarttın...

Kader : ya evet o zamanlara daha çok var ama baksanıza zaman ne hızlı geçiyor... o günler de çok çabuk gelicek...

Cemre : öyle tabii...

Meral : benim anlamadığım Songül ne anlatıcak ki? Çocuk annesini göremedi bile. Hakkında ne biliyor ki?

Eylül: e babası sürekli ona anlatıyormuş zaten. Ondan ne duyduysa onları söyler herhalde...

Kader : ah kıyamam ya...

Songül sahneye çıktığında hepsi alkışlamaya başlar...

Songül : merhaba... benim adım Songül. Songül Ertürk. Benim annemin ismi de Songülmüş. Müş diyorum çünkü ben annemi hiç görmedim, o ben doğduktan birkaç gün sonra ölmüş. Ben onu hiç görmedim ama babam bana onu hep anlattı...

Arka planda Songül'ün fotoğrafları geçiyordu. Küçük Songül de arkaya dönüp annesinin resimlerine baktı kısa bir an. Gururla salondakilere gösterdi onu...

Songül : bakın bu benim annem. Çok güzel dimi? Babam bana hep annene benziyorsun der. O çok inatçıymış ve çok güzelmiş... çok iyi kalpliymiş ve beni çok seviyormuş, öyle dedi babam. Ben onu hiç tanımadığım için size anlatacak birşeyim yok. O yüzden ben de size Yağmur ablayı anlatmak istiyorum.

Arka planda bu sefer Yağmur'un resimleri geçmeye başlar... kızlar şok olmuştu...

Songül : Babam Yağmur ablayı seviyor... Yağmur abla da babamı. Onlar evlenecekler. Ben de Yağmur ablayı çok seviyorum. Benim dizim kanadığında o sildi, bant da yapıştırdı. Anneler de böyle yapar dimi? Hem onun da kıvırcık saçları var, benim saçlarım da öyle. Ben bebekken beni çok severmiş, babam öyle dedi, ama ben hatırlamıyorum. Ama Yağmur abla çok iyi bir insan ve ben onu çok seviyorum. Bana kitap okuyor, beni gıdıklıyor, beni gezmeye götürüyor... benim annem ölmüş ama Yağmur abla var...

Yağmur sunumunu bitirip babasıyla Yağmur'un ortasına doğru koşar ve ikisine birden sarılır...

Eylül ağlıyorken, kızlar şaşkınlık içindeydi... fısıltıyla konuşmaya başladılar...

Meral : nasıl ya? Yağmur'u mu anlattı yani?!

Kader : valla ben de anlamadım.

Cemre : Eylül... sen ağlıyor musun? Nooldu?

Kader : hih! Bebeğe birşey mi oldu yoksa? ( hafif bağırarak)

Yağmur ve Güney de onlara dönmüştü...

Güney : ne? İyi misin Eylül?

Yağmur : Eylül?

Eylül: ben iyiyim... sadece... ne biliyim işte, Songül'ü öyle orda annesinden konuşurken duyunca

Yağmur : hormonlar... (gülümseyerek)

Eylül: evet... galiba öyle...

Songül : Yağmur abla, beğendin mi?

Yağmur : bayıldım canım benim. Çok teşekkür ederim

Songül : gerçekten mi?

Yağmur : evet, gerçekten..

Güney: harikaydın babacım, seninle gurur duyuyorum...

Kırgın ÇiçeklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin