Meral, Mertle buluşur...
Mert : ee ne dediler? Aldılar dimi seni işe?
Meral : hee aldılar... Mert ne diyosun sen ya? Almadılar tabii ki, bu sabıkayla o mekana beni alırlar mı sence?
Mert : hadi ya...
Meral : biz seni arıcaz dediler... tabii ki asla ama asla aramayacaklar...
Mert : üzülme Meral, başka bir iş bulursun illa ki...
Meral : of! Onca fatura nasıl ödenecek ki? Sokakta çalıp karşılanacak gibi değil...
Mert : ya sana yardım ediyim diyorum Meral. Noolcak ki?
Meral : olmaz canısı. Nereye kadar böyle gidecek ki? Bizim bir iş bulmamız lazım...
Serkan, Cemreyi kafeye getirir...
Serkan: işte burası. Nasıl?
Cemre : Serkan, burası harika.
Serkan : ben de böyle olacağını tahmin etmiyordum ama ben de çok sevdim... hadi gel annemle konuşalım...
İçeri girerler ve Nazan onları karşılar...
Nazan : çocuklar, sizin ne işiniz var burda?
Serkan : annecim, hani eleman lazım diyordun ya, kızların da işe ihtiyacı varmış. Biliyosun işte durumları, hem öğrencilik hem de sabıka falan derken...
Nazan : evet...
Cemre : Nazan hanım, biz ne iş olursa yaparız. Evin kirası, faturalar derken çok masrafımız var. Ama sabıkamızı duyan kimse bizi işe almıyor. Son çaremiz sizsiniz...
Nazan : ya gelin ama bi tek bulaşıkçıya ihtiyacım var...
Cemre: olsun yaparız. Yeter ki para kazanalım...
Nazan : tamam o zaman, yarın gelin başlayın...
Cemre : çok sağolun...
Cemre mutluyken Serkanın morali bozulmuştu...
Serkan : ya aşkım, başka bir iş mi baksan?
Cemre: neden ki? Sen demedin mi annemin yanında çalışın diye
Serkan : evet ama bulaşıkçılık yapın da demedim...
Cemre : Serkan, ne iş olursa yaparız, gerçekten... bu işe gerçekten ihtiyacımız var...
Serkan : tamam...
Eylül evde ders çalışırken, Ali gelir...
Eylül: aa, hoşgeldin... gelsene içeri
Ali : tamam.. kızlar yok mu?
Eylül: yok onlar dışarıdalar. Cemre Serkanla buluştu, Meral de iş görüşmesinde
Ali : sen de çalışıyosun galiba...
Eylül: evet... onca yıl aradan sonra öyle zor ki. Bildiğim herşeyi unutmuşum resmen...
Ali : sen yaparsın, merak etme...
Eylül : umarım... ee sen niye geldin?
Ali : aa... çok ayıp ama, kovuyor musun?
Eylül: ay yok öyle değil. Genelde yoğun oluyorsun ya, ondan sordum...
Ali : ya aslında bir konu hakkında konuşmaya geldim seninle...
Eylül: nooldu? Yoksa yine bir mafyaya karıştın ve benden ayrılman mı gerekiyor?
Ali : yok yok öyle birşey değil. Feride ve Toprakla bu konuyu konuşmamız gerek sanırım. Yani bizden duysalar daha iyi olur diye düşündüm...
Eylül: ay evet o konu var dimi?
Ali : yani...
Eylül : tamam şöyle yapalım, bu akşam söyleyelim.
Ali : bu akşam? Hemen?
Eylül: evet
Ali : şey... yani... bu kadar erken mi?
Eylül: evet, neden ki?
Ali : hiç... yani...bu akşam... tamam...
Eylül: tamam...
Ali : o zaman ben gideyim, hazırlık falan...
Eylül: görüşürüz o zaman...
Ali evden çıkacakken Meral gelir mutsuz bir şekilde...
Meral : selam enişte
Ali : enişte?
Meral : e hani Eylülle evleniceksin ya, eniştemiz oluyosun canısı
Ali : peki... ben gidiyorum o zaman...
Eylül: güle güle...
Ali gidince Meral, Eylülün yanına oturdu...
Meral : kahretsin ya! İşe almadılar! Biz bu sabıkayla ömrümüzün sonuna kadar işsiz kalıcaz. Neriman hanım evden de atar bizi.
Eylül: sıkma canını buluruz birşeyler. İlla ki alan bir yer buluruz...
O sırada Cemre arar... Eylül hoparlöre almıştı...
Cemre : kızlar size harika bir haberim var...
Meral : umarım gerçekten güzel bir haberdir canısı, çünkü canım çok sıkkın...
Cemre : hepimize iş buldum
Eylül : nasıl ya?!
Cemre : kafede çalışıcaz.
Eylül : sabıkamızı biliyolar mı peki? Sonradan problem çıkmasın?
Cemre : çıkmaz çünkü patronumuz Nazan hanım...
Meral : oha bu süper bir haber canısı... benim için canlı müzik sanatçılığı yapabileceğim harika bir yer...
Cemre : yalnız şey... Meral... üçümüz de bulaşıkçı olarak iş aldık
Meral : ne?! Şaka dimi? Hayır yani benim gibi star potansiyeli olan bir insan nasıl bulaşıkçılık yapar Cemre?
Cemre : elimizdeki en iyisi bu Meralcim. Bir süre katlanmak zorundasın. Hem tüm starlar, eskiden böyle işler yaparmış, öyle düşün...
Meral : sen pozitif düşünmeye çalışma canısı, asla moral veremiyorsun...
Eylül telefonu kapatıp etrafı toplar...
Eylül: ben birazdan çıkıcam Meral, haberin olsun. Feride hanımlarda olucam bu akşam...
Meral : tamam canısı. Selam söyle. Güneş'i de öp bizim için...
Eylül odasına gidip hazırlanırken, Meral'in telefonuna bilinmeyen bir numaradan mesaj gelir...
" iş arıyormuşsun, ben de tam senlik bir iş var. Akşam saat 10da, Beykoz Korusunda bu konuyu konuşmak ve anlaşma yapmak için seni bekliyorum"