29.Bölüm

1.2K 79 24
                                    

Mert : film kardeşim... geçen gün Meralle gittiğimiz filmi konuşuyoruz.Ee sen işlerini hallettin dimi?

Ali : bitirdim bitirdim. Bu arada... kızlar, Eylül nerde?

Kader : şey...

Cemre : yani şey aslında...

Meral : aaa canısı sen de bizi sorguya çektin... düğün öncesi gelini görmek uğursuzluktur. Sen burdasın diye ortaya çıkmıyo kız. Hadi git hazırlan sen...

Ali : haa tamam o zaman... e ben hazırlanayım o zaman...

Ali gidince kızlar rahatlar...

Cemre : aşkım, siz Ali'yi oyalayın olur mu? Çok ortalıkta dolaşmasın. Biz de bu arada Eylül'e ulaşmaya çalışıcaz...

Serkan : tamam, biz hallederiz...

Birkaç dakika sonra Eylül koşarak girer içeri.

Meral : Eylül! Eylül kızım nerdesin sen?

Kader : kızım, naapıyorsun sen? O kadar merak ettik ki!

Eylül : ya ben siz uyanmadan sabah sabah bi mezarlığa uğrayayım dedim. Sonra eve geldim yoktunuz. Ben de buraya gelmişsinizdir diye buraya geldim ama ben de size birşey oldu diye korktum..

Cemre : mezarlığa mı? neden gittin ki?

Eylül : annem için... annemle konuşmak istedim... sonra bir de Songül'ün mezarını ziyaret ettim. Onlarla konuşmak iyi geldi...

Kader : bak Meral, tutmadı tahminin...

Eylül : ne tahmini?

Cemre : Meral, senin kaçtığını düşündü de... gerçi ben de bir an düşünmedim değil. Telefonlarımızı da açmayınca...

Eylül : sessizde kalmış...

Meral : ee hadi o zaman çabuk hazırlanmaya... ben makyözle kuaföre haber veriyim, gelsinler... haaa bu arada Eylül'den sonra ilk benim makyajım yapılacak, haberiniz olsun canısılar...

Kader : aa! Nedenmiş?

Meral : çünkü makyöz yorulmadan benim makyajım yapılsın istiyorum. Malum sizin için çok uğraşacak... benim gibi doğal bir güzellik için çok da uğraşması gerekmeyecek..

Güler...

Cemre : Allah Allah... şuna bak..

Güney, Songül ve Selin evde birlikte birşeyler yiyorlardı...

Selin : düğüne gidiyor musun oğlum?

Güney :  hayır anne...

Selin : oğlum yapma. Yeter artık... hem belli mi olur, belki düğünde bir kısmet olur...

Güney : ne kısmeti? Ne diyorsun sen anne?

Selin : kaç yıl oldu Güney, Songül öldüğünden beri hayatına kimseyi almadın.

Güney : anne.. Songül'ün yanında da konuşma böyle şeyleri...

Selin : tamam peki, sustum... ama düğüne git bence oğlum... hem beni de çağırdılar, beraber gidelim, beni yalnız bırakma...

Güney : sen git anne, seni kimse tutmuyor. Engel olacak değilim. Biz de kızımla oturur oyun oynarız.

Güney ve Yağmur dışarıda buluşurlar... Emre ve Songül de birlikte oynuyorlardı...

Güney : iyi anlaştılar..

Yağmur : yaşıt sayılırlar... bir dönem birlikte de yaşadılar sonuçta..

Güney : Songül seni tanıyamadı ama, yani o gün iğne yaptığında seni tanımadı

Yağmur : çok küçüktü, tanımasını bekleyemezsin ki...

Güney : doğru, haklısın...

Uzun bir sessizlik olur. Sonra ikisi de aynı anda birbirlerinin ismini söyler...

Güney : sen söyle

Yağmur : yok yok, sen söyle

Güney : tamam... geçen gün Songül'ün yani eski eşimin bir videosunu buldum. Vefat etmeden önce çekmiş. Kızım yalnız kalmasın demiş...

Yağmur : yaa...  hissetmiş belki de

Güney : belki de... bi de kızlar için birşeyler söylemiş, yani Songül'e bakmalarını, onların arkadaşlığı, dostluğu öğretmelerini istemiş

Yağmur : ama sen onlarla görüşmüyorsun dimi?

Güney : hayır... yani bugün bir tanesinin düğünü var ama...

Yağmur : gidecek misin peki?

Güney : bilmiyorum...

Yağmur : bence git...

Güney : bunca yıl sonra onlarla yüzleşmek çok zor Yağmur...

Yağmur : haklısın ama yıllar geçti, onları suçlayıp eline ne geçecek? En azından karının bir isteğini yerini getir...

Güney : diğeri çok zor zaten...

Yağmur : diğeri mi? Başka ne istedi?

Güney : boşver...

Yağmur : pardon...

Güney : sen ne diyecektin?

Yağmur : ha evet şey... bunun üstüne nasıl derim bilmiyorum ama...

Güney : kıprkırmızı oldun... iyi misin sen?

Yağmur : evet şey.. Güney..biz şimdi senle neyiz?

Kırgın ÇiçeklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin