24.Bölüm

1.2K 82 9
                                    

Kızlar o gün tüm günlerini yurtta geçirmişlerdi... Eylül odasında dosya işlerini hallederken kızlar da çocuklarla oyun oynuyorlardı. Eylül bir ara bahçeye çıktı ve kenarda ağlayan bir kız çocuğu gördü...

Eylül : Ecem, nooldu canım iyi misin? Neden ağlıyorsun?

Ecem: düştüm...

Eylül, kızın dizlerinin kanadığını görür ve kucağına alarak pansuman yapmak için odasına çıkarır...

Ecem : çok acıyo...

Eylül: tamam, şimdi geçicek...

Eylül pansuman yaparken kapı çalar... Ali gelmişti...

Ali : gelebilir miyim?

Eylül : gel gel otur, bizim de işimiz bitti...

Eylül, Ecem'in yarasına pansuman yaptıktan sonra bantlayıp kızı ayağa kaldırır...

Eylül: iyi mi şimdi?

Ecem : evet...

Eylül: tamam, hadi ona git, iyice dinlen...

Ecem : teşekkür ederim...

Ali : ben geldim ama işin varsa...

Eylül : yok yok bitti...birşey mi oldu?

Ali :yoo, nişanlımı makamında görmek istedim sadece

Eylül : dalga geçmesene Ali...

Ali : yoo, dalga geçmiyorum... ya Eylül, bu arada ben yeni ev bakmaya başladım, beğendiklerimi gösteririm, sen de bakarsın, olmadı beraber gezeriz. Olur mu?

Eylül : olur da, sen niye yeni ev bakıyorsun ki? Senin evin çok güzel zaten.

Ali : yani aslında evet, zaten sen önermiştin orayı

Eylül o anı hatırlayıp gülümser...

Flashback

Toprak : ev mi arıyosun?

Ali : hı hı

Toprak : aslında bizim üst kat boş, anahtar bizde, ev sahipleri de iyi insanlar, istersen bi bak...

Ali : olur, süper olur hatta, bu civarlarda bakıyordum zaten eve

Eylül : o zaman kesin beğeneceksin, çünkü çok sevimli bir daire

Ali : hemen bakabilir miyiz peki?

Feride : olur...

...................................................................................

Ali : tertemiz, çok güzel, ben tutarım burayı

Eylül : iyi hayırlı olsun o zaman...

-----------------------------------------------

Feride : nasıl buldun?

Ali : harika, hatta hemen arama fırsatımız varsa ev sahibini arayalım, bir an önce taşınmak istiyorum buraya..

Feride :  öyle mi? Süper çok sevindim. Çok seviceksin burayı, yani benim için özel bir yeri vardır da bu evin, umarım sana da uğur getirir...Toprak'a burda aşık olmuştum ben...

Flashback sonu

Eylül : evet.. hala da aynı şeyi düşünüyorum. Neden değiştirmek istiyorsun ki?

Ali : dediğin gibi işte, sevimli, küçük.. ben büyük bir ev arıyorum

Eylül : canım iki kişiyiz zaten, ne gerek var?

Ali : şimdilik iki... (gülümser)

Eylül : nasıl yani?

Ali : yani büyük bir aile olma düşüncesi var kafamda, sonra çocuklarla ev değiştirmek zor olur, o yüzden şimdiden değiştirelim diyorum ben... çok uzaklaşmayız, bu civarlarda bakarız yine.

Eylül : çocuklar... çoğul konuştun..

Ali : evet..

Eylül utanarak gülümser

Eylül : Feride hanımlar da büyük bir aile farkındaysan ama o evde gayet rahatlar üç çocukla. Bence değiştirmeye gerek yok...

Cemre ve Kader çocukların yanlarında konuşmaya başlarlar...

Kader : Cemre, sence Güney düğüne gelir mi?

Cemre : hiç sanmıyorum Kader, bunca zaman gelmedi, bundan sonra da ne gelir, ne de Songül'ü getirir...

Kader : Eylül çok üzülecek, bir ümit gelmesini bekliyor

Cemre : keşke bizi şaşırtsa da gelse, ama hiç sanmıyorum...

Kızlar yurttan çıkıp evlerine doğru yürüyordu.

Eylül : kızlar, siz gidin, ben gelicem, bir işim var...

Kızlar anlamaz ama birşey de sormazlar...

Eylül, Güney'in evine gelmişti. Kapıyı çalınca Güney açar, Eylül'ü görür görmez kapamaya çalışır ama Eylül izin vermez...

Güney : Eylül git burdan! Anlayamadınız mı? İstemiyorum sizi hayatımda. Songülden de uzak durun...

Eylül : Güney, biz hiç üzülmedik mi sanıyorsun? Sen karını kaybettiysen biz de kardeşimizi kaybettik ama birşey söyleyeyim mi, kaçmayı biz istemedik. O bizi kaçırmaya çalıştı. Biz böyle olsun ister miydik sanıyorsun? Perişan olduk Güney! Senin kadar biz de acı çektik! Bizi cezalandırmaktan vazgeç artık! Biz zaten kardeşimizi kaybettik, yeğenimizi de göremiyoruz, şimdi arkadaşımızı da kaybettik.

Güney : Eylül, siz bu vicdan azabını ömür boyunca yaşayacaksınız ama bunu hakettiniz. Bakın şimdi benim kızım sürekli annesini soruyor, bana nasıl öldüğünü sorduğunda ne dicem ona? Bak kızım, bu teyzelerin annenin ölümüne sebep oldular mı diyeyim?

Güney kapıyı kapatacakken Eylül yine engel olur...

Eylül : ben evleniyorum Güney... sen de gel, lütfen...

Güney : Eylül, ben sizi görmeye bile dayanamıyorum, aklıma Songül'ün ölümü geliyor.. senin düğününe mi gelicem bi de? Sen orda  herşeyi unutup eğlenirken ben de buna ortak mı olucam? Mümkün değil...

Güney kapıyı Eylül'ün yüzüne çarpar...

Eylül : biz arkadaşımızı özledik! Seni özledik Güney! Noolur orda ol.. Lütfen..

Güney kapının arkasından duymuştu Eylülül'ün söylediklerini...

Kırgın ÇiçeklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin