23.Bölüm

1.2K 75 14
                                    

Güney, karşısında Yağmur'u görünce şok olur...

Yağmur : Güney? Bu sen misin?

Güney : Yağmur? İnanmıyorum...

Yağmur : ben de... şey... burda olman güzel birşey değil, nooldu?

Güney : Songül ateşlendi. Naapacağımı bilemedim...

Yağmur : ben bakıyım, yanıma getir...

Yağmur, Songül'ü muayene eder... sonra bir iğne yapması gerektiğini söyler...

Songül : hayır! Baba söyle yapmasın noolur! Noolur!

Güney : babacım korkulacak birşey yok, hemen geçicek dimi?

Yağmur : evet korkma... bunu yapınca iyi olacaksın...

Güney : hadi babacım, izin ver yapsın...

Songül, babasının kucağına oturur, gözlerini yumup babasının kollarını sıkar...

Yağmur : geçti işte bu kadar...

Songül : azcık acıdı... çok az. Ağlamadım bile baba, gördün mü?

Güney : gördüm tabii, aferin benim kızıma...

Yağmur, Güneyle Songülü geçirir...

Yağmur : Güney...

Güney : efendim?

Yağmur : seni yeniden gördüğüme sevindim

Güney : ben de...

Kızlar, Feride hanımla konuşmuş, onun yardımını almışlardı. Kendileri ayrı bir eve taşınıp, apartmanı yurda çevirmek için uğraşırlar. Feride ve Toprak, Serkan, Nazan, Ali, Fadik ve karakolda bunu duyan herkes, hatta Defne bile büyük-küçük demeden, istedikleri miktarlarda kızlara yardımcı olmuş, eksiklerini tamamlamışlardı...

Açılış Günü...

Kızlar çok heyecanlıydı, bugün yurdun açılışı vardı...

Cemre : Güney'i aradın mı aşkım?

Serkan : aradım ama açmadı. Mesaj attım...

Meral : boşuna beklemeyin. Bunca yıl bizim yüzümüze bile bakmadı, buraya asla gelmez...

Kader : kardeşimizin ismini verdik buraya, belki gelir demiştim...

Eylül: ben de gelir diye düşünmüştüm...

Kızlar açılışı yaparlar, tüm sevdikleri ordaydı, hatta Selin hanım bile gelmişti ama Güney yoktu...gelmemişti...

Günler sonra
Eylülle Ali düğün yeri konusunda ortak karara varamamıştı... o gün kızların evinde hep beraber toplanmışlar, görüştükleri birkaç yerin broşürlerini onlara da gösterip onlardan fikir alıyorlardı...

Meral : burası harika Eylül... ( tekne düğününü göstererek)

Eylül: ay yok Meral, çok pahalı o.

Ali : aşkım, bir kez düğün yapıyoruz. Hallederiz ne olacak ki? Sen parasını düşünme, beğendiğini söyle

Eylül: ya ne gerek var ki? Bak tekrar söylüyorum, bizim yurdun bahçesine hazırlarız herşeyi, Meral tüm organizasyonu kendi yapar. Işıklar, sandalye, birkaç masa, yemekleri de hallettik mi tamamdır... biz bize olacağımız bir düğün için bu kadar masraf yapmaya ne gerek var? Hem bizim yurttaki kızlar da eğlenir...

Kader : yaa ne güzel düşündün...

Eylül: yani...

Ali : ya onlar yine gelsin. Sen yine de seç bunlardan birini... hadi ya...

Eylül broşürleri inceler. En uygun olan salon düğününü seçip Ali'ye gösterir...

Eylül: tamam... bu olsun o zaman

Ali : al işte!

Eylül: ne var, seçtim işte

Ali : bitanem, bak, en ucuzunu seçmene gerek yok. Bak bu nasıl ?

Ali ona kır düğününü göstermişti...

Cemre : ay bu çok güzelmiş Eylül...

Eylül: ya Ali gerçekten içimden gelmiyo...

Serkan : gençler... benim aklıma birşey geldi...

Cemre : nooldu Serkan?

Serkan : şimdi biz illa ki bir düğün hediyesi alıcaz sonuçta dimi? Annem, kendim, Defne hatta Cemre adına bir hediye sunmak istiyorum size

Mert : ooo gelinin eniştesinden çiftimize....

Serkan : gelin, bizim mekanda yapalım düğünü

Meral: ay oha süper! Eylül noolur kabul et, harika olur kızım...

Eylül: ya bu çok büyük bir hediye Serkan, kabul edemem, edemeyiz...

Meral : al işte...

Serkan : bunu kabul etmezseniz daha büyüğünü alırım, öyle birşey alırım ki geri çeviremezsiniz...

Eylül ve Ali bakışır...

Ali : bence olur...

Eylül: şey tamam o zaman... olur..

Serkan : tamamdır, anlaştık o zaman...

Ali : sağol kardeşim...

Serkan : ne demek...

Yağmurla Güney, haberleşip buluşmuşlardı...

Yağmur : seni görünce çok şaşırdım biliyo musun? Hiç beklemiyordum...

Güney: ben de burda karşılaşacağımızı hiç düşünmemiştim...

Yağmur: güzel oldu ama...

Güney : evet... ee naaptın bunca zaman?

Yağmur: ülkeme döndüm. Annemlerin yanına gittim, doktor oldum, size bakarım dedim ama yine de kabul etmediler. Ben de kendi hayatımı kurdum işte...

Güney : üzüldüm... yani hayatını kurmana değil, ailene...

Yağmur : boşver... sen naaptın? Arkadaşların nooldu?

Güney : görüşmüyorum... bana Songül'ün ölümünü hatırlatıyorlar.. onları Songülü göstermeyerek cezalandıracağım...

Kırgın ÇiçeklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin