22.Bölüm

1.3K 80 5
                                    

1,5 yıl sonra...
Son bir buçuk yılda neler mi oldu? Eylül, Cemre ve Meral mezun oldu. Kader'in iki senesi daha var. Güney, hala kızlarla görüşmüyor, bir gün Selin'in Songül'ü kızlara gösterdiğine şahit olur ve kızını yanından ayırmaz. Bu yüzden kızlar Songül'ü uzun zamandır yine görememişti.

Cemre bir yandan çizim yaparken, Meral de akşam için repartuvar hazırlıyordu...

Kader : ya kızlar, böyle olmuyor ki... siz çalışıyorsunuz, ben birşey yapamıyorum...

Meral : canısı, sen hele bir mezun ol, o zaman alırız senin de paranı... dimi Cemre?

Cemre : aynen sen takma... Bak ben bu tasarımlardan iyi para kazanıyorum. Yetiyo zaten bize

Meral : canısı beni güzel sesimin etkilerini göz ardı etme. O mekanda çalmaya başladığımdan beri güzel para kazanmaya başladık...

Cemre : sen hiç unutturuyor musun ki canısı?

Meral güler...

Eylül: ya kızlar, keşke ben de yardım edebilseydim... çok az alıyorum, biliyorsunuz... acaba ikinci bir işe mi girsem?

Cemre : takma kafana Eylül... böyle olacağını biliyorduk zaten dimi?

Meral : aynen canısı, boşver. Benim kazandığım para, hepinize yeter. Hem yakında ünlü olup albümüm çıktığında hepimiz çok zengin olucaz...

Eylül : Meral ya...

Cemre : gerek yok gerçekten... sen çalışmana bak. Az paa alıyorsun belki ama en azından böyle bir şansın var...

Eylül: evet... Feride hanıma yardımcı olarak başlıyorum ama böylelikle benim için iyi bir referans verebilir, ben de iş bulabilirim...

Kader : hadi inşallah kardeşim...

Onlar konuşuyorken Neriman gelir...

Cemre : Neriman hanım... şey daha kira günü gelmemişti ama...

Neriman : onun için gelmedim evladım... vedalaşmaya geldim...

Eylül: vedalaşmak mı?

Neriman : evet... Kader, kızım... sana iyi bir teyze olamadım... affet beni...

Meral : Neriman hanım... neden böyle konuşuyorsunuz?

Neriman : ben gidiyorum... bir süredir bir beyle görüşüyorum... o benimle evlenmek istediğini söyledi. Ben de kabul ettim. Birlikte Fethiyedeki evinde yaşıcaz...

Meral : oha...

Cemre : yani ne desek bilemedim ki...

Neriman : sevinin sevinin... bir baş belasından kurtuluyorsunuz...

Kızlar güler...

Eylül : olur mu öyle şey...

Neriman : kibarlık yapmanın anlamı yok kızım... neyse ben bunun için gelmedim... bunca sene çekmediğiniz çile kalmadı. Bir kaçı benim yüzümden oldu... bunca zaman size tek bir iyiliğim bile dokunmadı kabul ediyorum. Ama bundan sonra size bir hayrım dokunsun bari... burasını size bırakıyorum

Kızlar : ne?!

Meral : oha!

Neriman : duydunuz işte... burayı size bırakıyorum. Hayrını görün...

Meral : bu koca apartman bizim mi yani?

Neriman : evet, isterseniz otel yapın, isterseniz terkedip gidin, ister yıkın, artık beni ilgilendirmiyor... burası artık sizin. Gidiyorum ama bir iyilik yapıyorum size. Beni güzel hatırlayın...

Neriman gidince kızlar sevinçle birbirine sarılır...

Meral : ay kızlar... burayı satsak iyi para eder...

Cemre : bence de... ya da Neriman hanımın dediği gibi otele falan mı çevirsek?

Kader : aslında benim aklımda daha iyi bir fikir var...

Eylül : ne?

Kader : burasını aynı bizim gibi anne babası olmayan çocuklar için bir yurda çevirelim...

Meral : ne?!

Kader : fena mı olur? Eylül işini yapabilir, siz de arta kalan zamanınızda burdaki çocuklara resim ve müzik dersleri verirsiniz. Ben de matematik gibi derslerine yardım ederim.

Cemre : ben bu fikri çok sevdim

Eylül: ben de... çok güzel olur...

Meral : bir karımız olmayacak ama ne zaman elimize para geçse ya kaybettik ya başımıza kötü birşey geldi. O yüzden ben de sevdim bu fikri...

Kader : anlaştık o zaman...

Eylül : ben Feride hanımla konuşur yardım isterim...

Güney, evde kızıyla ilgileniyordu.

Güney : hadi ye bunları babacım

Songül : istemiyorum, aç değilim ben

Güney : beni üzme kızım, zaten bunlar en sevdiğin şeyler. Neden yemiyorsun ki?

Songül : aç değilim! İstemiyorum işte istemiyorum!

Güney : Songül, güzel kızım, prensesim... hadi babayı üzme, bitir bunları... daha okula gidip kaydını yaptıracaz...

Songül : ben okula falan gitmek istemiyorum! Hem çok yorgunum zaten

Güney : naaptın da yoruldun küçük hanım?

Songül : uyumak istiyorum...

Güney, kızını öperken ateşi olduğunu farkeder...

Güney : kızım senin ateşin mi var?

Songül : ya baba, üstümü ört, üşüyorum...

Güney : babaannen de yok, naapsak?

Güney, kızına duş aldırmıştı ama ateşi düşmüyordu... son çare olarak hastaneye götütür. Ama hastanede hiç beklemediği birini görmüştü...

Kırgın ÇiçeklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin