Yağmurla Güney eve gittiğinde Selin, bir gariplik sezmişti ama tek kelime etmedi. Songül neşeli bir şekilde oynarken Emre kenarda sessizce oturuyordu...
Yağmur: Emre, oğlum neden öyle duruyorsun? Akşam gelmedin diye bana kızdın mı yoksa?
Emre : hayır...
Yağmur: ne oldu o zaman?
Emre : yok birşey
Yağmur : ama neden üzgün üzgün duruyorsun?
Emre : birşey yok!
Emre koşarak balkondan bahçeye çıkar. Yağmur da peşinden gideceği sıra Güney onu durdurur...
Güney : dur sen gitme ben bakıyım. Erkek erkeğe konuşalım, belki bana anlatır derdini
Yağmur : tamam...
Güney, Emre'nin yanına gider...
Güney : delikanlı, nooldu anlat bakalım...
Emre : birşey yok Güney abi
Güney : bana anlatabilirsin. Yardım edebilirim
Emre : edemezsin. Bu senin yardım edebileceğin birşey değil
Güney: anlatmazsan bilemem ki
Emre : tamam... okulun bir etkinliği var. Herkes babasıyla gelip piknik yapıcak. Ama benim babam yok. Herkes benimle dalga geçecek.. gitmek istemiyorum ama annem gitmem için zorluyo. Söyle götürmesin beni oraya
Güney : tamam şöyle yapalım. Beraber gidelim pikniğe olur mu?
Emre : nasıl yani?
Güney: herkes babasıyla birlikte gidiyo demedin mi? Ben senin baban değilim ama olabilirim istersen. Bana baba demek zorunda değilsin ama Güney abin olarak oraya gelebilirim. Kimse senle dalga geçemez. Geçen olursa ikimiz onları döveriz. Anlaştık mı?
Emre : sahiden benimle gelicek misin?
Güney : istersen gelirim
Emre : isterim! Holey! Sağol Güney abi!
Güney : haydi içeri o zaman...
İkisi birlikte içeri girerler. Yağmur Emre'yi gülerek görünce şaşırmıştı. Güney de kafasıyla onaylayınca Yağmur da güler...
Emre : anne biliyo musun pikniğe Güney abi benimle gelicek
Yağmur: ah bu mesele... nasıl düşünemedim
Emre : Güney abi beni yalnız bırakmayacak. Kimse benimle babası yok diye dalga geçemicek
Yağmur : Güney, gerek yoktu
Güney : ne demek... biz de Emre'yle vakit geçirmiş oluruz, ne var?
Songül : piknik mi? Ben de gelicem!
Güney : olmaz babacım, oraya sadece Emrenin sınıf arkadaşları gelebiliyomuş...
Yağmur: sen onları boşver Yağmur. Biz kız kıza çok eğleniriz. Öyle eğlenicez ki kıskanacaklar
Güney : öyle mi? Nereye gideceksiniz bakalım?
Yağmur: kızsal mevzular canım. Kuaföre gidicez, saçlarımızı yaptırıcaz... sonra bir sürü alışveriş yapıcaz ve belki lunaparka da gideriz beraber...
Songül : yuppi! Pamuk şeker de alır mıyız?
Yağmur : alırız tabii
Güney : ben şimdiden kıskandım ama
Yağmur: size piknikte iyi eğlenceler
Ali ile Eylül akşama doğru evin yerleştirmesini neredeyse bitirmişti...
Ali : kalan ıvır zıvırları da yarın yerleştiririz hadi otur artık...
Eylül: az kaldı ama, sadece şu kadarcık
Ali : o biblolar biraz daha kolide kalabilir hayatım...
Eylül: haklısın... iyi oturalım o zaman...
Ali : oturalım...
Ali ve Eylül koltuğa yayılırlar...
Ali : şu koltuğu değiştirsek mi ya?
Eylül: neden?
Ali : burda oturuyorken benden boşanmak istemiştin
Eylül: isteyerek yapmadığımı biliyosun...
Ali : biliyorum... bu arada ben nikah tarihi aldım, yarın evleniyoruz
Eylül: pardon?!
Ali : yarın akşam evleniyoruz
Eylül: ne ara nikah tarihi aldığını öğrenebilir miyim?
Ali : yemek almaya çıktığımda, birkaç tanıdık araya sokarak tüm işlemleri hallettim. Ayrıca özel durumumuzdan dolayı... hemen gün alabildik...
Ali elini Eylül'ün karnına koymuştu... Eylül kıkırdadı...
Eylül: Güney çok kızıcak! Ondan önce evleniyoruz
Ali : Güneyle konuştum merak etme. Yarın Emreyle pikniğe mi ne gidiyolarmış, ordan sonra gelicekler yani nikaha yetişecekler
Eylül : herşeyi ayarlamışsın... inanmıyorum
Ali : tabii ki... herşeyi düşündüm
Eylül: of ne giyicem peki?
Ali : hım şey... bunu düşünmedim...
Eylül: neyse... giyicek birşey bulabilirim herhalde dolapta...
Ali : yani bulursun...
Eylül : ee Cemreyle Serkan? Onlar balayına gitmiyo muydu?
Ali : Uçakları gece yarısı... yani gelicekler
Eylül: neyse tek problem kıyafet o zaman...aa olmadı Kader'in beyaz bir elbisesi vardı, onu isterim. Çok güzeldi o...
Ali : tamam o zaman... sorun olmadığına göre yarın evleniyoruz
Eylül: evet... evleniyoruz